Gündem
27 Nis 2015 14:00
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:30
Can Kozanoğlu, NTV'den neden ayrıldığını açıkladı! "İki yıla varan bir..."
Gazeteci-yazar Can Kozanoğlu, 12 yıl görev aldığı NTV'den ayrılık sürecini anlattı.
Yeni kitabı 'Yalan Yıllar'la son günlerin en çok konuşulan
isimlerinden biri olan gazeteci-yazar Can Kozanoğlu, BirGün
gazetesinden Ömür Şahin Keyif'e verdiği röportajda NTV'den ayrılma
nedenini anlattı.
NTV'de sunucu, belgeselci, editör ve yönetici olarak 12 yıl görev alan Kozanoğlu, kurumdan ayrılık süreciyle ilgili sorulara şöyle yanıt verdi:
"Gerçekte NTV’den ayrılık süreciniz nasıl olmuştu?
İki yıla varan bir kopuş süreci oldu. Banu (Güven) gitti, Can (Dündar) gitti, Ruşen (Çakır) gitti, Mirgün’le (Cabas) aşağı yukarı aynı zamanlarda ayrıldık… Aslında herkesin başka hikâyesi var; kimisinin yüzde yüz iktidarla bağlantılı, kimisinin yüzde 50…
Sizinki ne kadar bağlantılıydı?
Başka türlü anlatmak belki imaj itibarıyla daha iyi ama kitapta anlattığım gibiydi açıkçası, sıkılmıştım. Kitapta anlattığım doğru, orası 17’nci işimdi. Öncesinde çok sık iş değiştirirdim. İşin doğrusu ben de çok şımarıktım, bir de hakikaten iş bulmak da çok kolaydı o zaman sektörde. Bir kurumda 12 yıl çalışacağım aklıma gelmezdi, onun da sıkılmışlığı var tabii ki. Kitapta anlattığım gibi ortamın insanda çalışma isteği bırakmayacak hale gelmesi gibi şeyler de var. Çok reel nedenler var. Mesela biz işten kendimiz ayrıldığımızda da tazminat alabiliyoruz ya, tam olarak gerçeği anlatıyorum, o tazminatı olabildiğince fazla almak istedim. Genel Müdürümüz Cem (Aydın) ayrıldı, o konularda çok kıyak çekerdi, bir tek Ömer Özgüner kaldı. Ömer de giderse benim 12 yıllık para da heba olacak, parayı da alayım kaçayım emeğim sıfırlanmadan, dedim. Çok daha politik bir şekilde de anlatabilirim tabii niye ayrıldığımı da en azından yalancı biri olmamaya çalışıyorum."
NTV'de sunucu, belgeselci, editör ve yönetici olarak 12 yıl görev alan Kozanoğlu, kurumdan ayrılık süreciyle ilgili sorulara şöyle yanıt verdi:
"Gerçekte NTV’den ayrılık süreciniz nasıl olmuştu?
İki yıla varan bir kopuş süreci oldu. Banu (Güven) gitti, Can (Dündar) gitti, Ruşen (Çakır) gitti, Mirgün’le (Cabas) aşağı yukarı aynı zamanlarda ayrıldık… Aslında herkesin başka hikâyesi var; kimisinin yüzde yüz iktidarla bağlantılı, kimisinin yüzde 50…
Sizinki ne kadar bağlantılıydı?
Başka türlü anlatmak belki imaj itibarıyla daha iyi ama kitapta anlattığım gibiydi açıkçası, sıkılmıştım. Kitapta anlattığım doğru, orası 17’nci işimdi. Öncesinde çok sık iş değiştirirdim. İşin doğrusu ben de çok şımarıktım, bir de hakikaten iş bulmak da çok kolaydı o zaman sektörde. Bir kurumda 12 yıl çalışacağım aklıma gelmezdi, onun da sıkılmışlığı var tabii ki. Kitapta anlattığım gibi ortamın insanda çalışma isteği bırakmayacak hale gelmesi gibi şeyler de var. Çok reel nedenler var. Mesela biz işten kendimiz ayrıldığımızda da tazminat alabiliyoruz ya, tam olarak gerçeği anlatıyorum, o tazminatı olabildiğince fazla almak istedim. Genel Müdürümüz Cem (Aydın) ayrıldı, o konularda çok kıyak çekerdi, bir tek Ömer Özgüner kaldı. Ömer de giderse benim 12 yıllık para da heba olacak, parayı da alayım kaçayım emeğim sıfırlanmadan, dedim. Çok daha politik bir şekilde de anlatabilirim tabii niye ayrıldığımı da en azından yalancı biri olmamaya çalışıyorum."
