Gündem
03 Nis 2011 10:45 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:12

CAN DÜNDAR KANDIRILDI MI? TARAF'TAN ŞOK İDDİA!

Can Dündar'ın ABD PKK ilişkisine kanıt olarak gösterdiği fotoğraftaki isimlerden biri olan Dursun Ali Küçük Taraf 'a konuştu:

Can Dündar'ın Taraf'ın Wikileaks Türkiye Belgeleri içinde PKK-ABD ilişkisi ile ilgili belgenin ardından yayınladığı fotoğraf bugün Taraf'ın manşetinde.

Taraf Kurtuluş Tayiz imzalı haberinde Can Dündar'ın kandırıldığını; fotoğrafta Amerikalı yetkili denilen kişinin örgütün gümrük sorumlusu olan Kaymakam Halit olduğu ileri sürüldü. 
 
23 Ocak 2003 tarihinde Milliyet’in manşetinden “İşte kanıt” başlığıyla duyurulan haberin, Irak’a müdahale etmeye hazırlanan ABD’yi ne kadar kızdırdığını dün gibi hatırlıyoruz.

ABD Büyükelçisi Robert Pearson, o sabah bir televizyon kanalına çıkarak adeta ateş püskürmüştü.

Büyükelçi Milliyet'i tutarak yalanladı

Pearson, elinde tuttuğu Milliyet gazetesini sallayarak, ABD-PKK buluşmasını yalanlıyordu.

Ancak, bu çabası pek de etkili olmadı. Türkiye’yi Irak operasyonuna razı etmeye çalışan ABD’nin, işi 23 Ocak 2003 sabahından sonra daha zordu.

Türk kamuoyu bu haberle ‘stratejik’ müttefikinin, arkasından gizli kapaklı dolaplar çevirdiğini bir kere öğrenmişti artık.

Bu gelişmelerin ABD’nin resmî yazışmalarına yansımasını ise sekiz yıl sonra, Taraf’ın yayımladığı WikiLeaks belgelerinden öğrendik.

Diplomatların yazışmalarından, ABD-PKK ilişkilerinin varlığını, çok alt düzeyde de olsa doğrulayacak bilgiler (24 mart 1994 tarihli WikiLeaks belgesinde) göze çarparken Dündar’ın ABD-PKK buluşmasının kanıtı olarak sunduğu fotoğraf ve iddialarını doğrulayacak bilgilere rastlanmıyordu. Ancak Can Dündar, önceki gün “Haber kaynağım Büyükanıt’tı” başlıklı yazısında, sekiz yıl önceki haberine konu olan fotoğraf ve yazısının teyit edildiğini savundu.

Fotoğraf gerçek
ABD’li yetkililerin PKK’yla buluşmayı kabul etmelerini beklemek elbette gerçekçi olmaz. Fakat bu konunun aydınlatılması gibi bir ciddi sorun da hâlâ ortada öylece duruyor.

Can Dündar’ın “İşte kanıt” diyerek yayımladığı fotoğrafta ABD’li yetkililerle bir araya gelen PKK’lı yöneticilerin bu konudaki sözleri ne derece tatmin edici olur; bunu okurların takdirine bırakıyorum.

Ama o fotoğrafta “ABD’li yetkili”yle birlikte oturan kişilerden (fotoğrafta Dursun Ali, olarak gösterilen) gerçek adı Dursun Ali Küçük olan eski PKK’lı yönetici bu konuyu Taraf’a anlattı. 2004’te örgütte yaşanan büyük ayrışmadan sonra PKK’dan ayrılarak Avrupa’da yaşamaya başlayan bu kişi, “ABD’lilerle bir araya gelmekle suçlandığı” için, bu fotoğrafın hikayesini paylaşma gereği duymuş.

Onun anlattığı hikaye ise çok farklı: Fotoğraf gerçek. Fotoğrafın çekildiği yer Kuzey Irak’ta PKK kamplarının bulunduğu, Hinere- Kelaşin adlı bölge. Yanda küçük bir göl var. Orada buluşanlar örgütün eski yöneticilerinden Nizamettin Taş, Ali Haydar Kaytan, Halil Ataç, Dursun Ali Küçük (sağda sırtı dönük, başında mendil olan) ve KDP’ye yakınlığıyla tanıdıkları Davut Bağıstani ile fotoğrafta “ABD’li yetkili” olarak işaretlenen PKK’lı “Kaymakam Halit” kod adlı kişi. Kaymakam Halit, fotoğrafın çekildiği alanda örgütün “gümrük” işlerinden sorumlu çalışanı. Bu kişi omzuna PKK’lıların kullandığı ve adına kefiye veya poşu dedikleri büyükçe bir eşarp takıyor. Ayağında yine örgütün giydiği Mekap marka ayakkabılar var. Başında ise özelliği olmayan bir şapka. Fotoğraf ise o anda “dostluk”, “hatıra” adına çekilmiş.

Dursun Ali Küçük, Can Dündar’a bu fotoğrafı ulaştıran Davut Bağıstani’yi örgütün o sıralar yeterince tanımadığını söylüyor. Dursun Ali’ye göre bu kişi sadece Dündar’ı yanıltmakla kalmıyor, PKK’yı da dolandırıyor. Silah tüccarı mı yoksa kurnaz bir şark dolandırıcısı mı emin değil; belki de son derece profesyonel bir istihbaratçı...

“ABD’li askeri yetkili”nin hikayesi burada son bulsa da Davut Bağıstani’nin öyküsü sürüyor.

Can Dündar’ın 23 Ocak 2003’teki “İşte kanıtı” manşetiyle duyurduğu haber, elbette sadece o fotoğrafla sınırlı değildi. Dündar’ın haberini yayımlamadan evvel Milliyet’ten Namık Durukan da PKK Başkanlık Konseyi’den ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen bir “yazıyı” ele geçirmişti.