Televizyon
25 Eyl 2013 12:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:40

ÇALIKUŞU VE KAÇAK... HANGİSİ SALI'NIN DİZİSİ OLACAK?

Salı akşamı, Kaçak, Ben Onu Çok Sevdim ve Çalıkuşu'yla dizi bombardımanı başladı. Murat Tolga Şen sığınaktan bildiriyor.

TV eleştirmenliği devamlı takipte kalmayı gerektiriyor. Gündelik hayatımın can alıcı sorusu; ’’bu akşam hangi dizi, hangi kanalda?’’

Havalar soğurken ekranlar ısınıyor. Kanal D merakla beklenen Çalıkuşu dizisinin ilk bölümünü yayınladı. ATV buna cevap olarak ani bir manevrayla Salı akşamları yayınladığı Ben Onu Çok Sevdim’in yayın saatini 22:00’a çekerek, Pazar günü yayına sokacağını duyurduğu Kaçak’ın gününü değiştirip Salı’ya taşıdı ve Çalıkuşu’nun karşısına getirdi. Dizi savaşları başladı!

Çağan Irmak ve Doğan Ümit Karaca’dan Çalıkuşu...

Yaprak Dökümü’nün Necla’sı Fahriye Evcen’le, Muhteşem Yüzyıl’ın Bali Bey’i Burak Özçivit’in başrollerini paylaştığı Çalıkuşu büyük beklentilerle başladı doğal olarak.

Reşat Nuri Güntekin’in eserinden uyarlanan Çalıkuşu’nun ilk halini, 1986 yılında televizyonların tek kanallı olduğu yıllarda izlemiştik. Aydan Şener’in Feride’yi, Kenan Kalav’ın da Kamuran’ı canlandırdığı Çalıkuşu, seveni, izleyeni çok olan bir diziydi.

Ben de aslında herkes gibi yeni Çalıkuşu’nu izlerken ilkiyle karşılaştırmalar yaptım doğal olarak. Yönetmen koltuğundaki isimlerden birinin Çağan Irmak oluşu da ayrı bir dikkat gerektiriyordu tabii. Irmak’ın son işi Keşanlı Ali Destanı’nın da beklentiyi karşılamaması itibarıyle Çalıkuşu’nu pek bir merak ettim. Keşanlı Ali Destanı, 20. bölümde üç ayrı final yaparak ’’bari sonu güzel olsun’’ kafasında bitirilmişti.

Peşinen yazayım, Çalıkuşu’nun sonunu da pek hayırlı görmüyorum. En son söylemem gerekeni başta söylemiş gibi olacağım ama ilk Çalıkuşu ile ister istemez kıyas yoluna girdiğim dizide, zaten hiç bir zaman iyi bir oyuncu olarak görmediğim, hele de en son Evim Sensin’deki ’hasta ve aşık kız’ rolünü fazla şımararak oynayan Fahriye Evcen’in oyunculuğunu yine abartılı buldum. Burak Özçivit için ise olumsuz bir yorum yapmayacağım çünkü Kenan Kalav’ın tek muadili olabilecek tek isim o. Özçivit hem ekranda iyi duran hem de yetenekli bir oyuncu...

Dekorların, sahne aksesuarlarının, dönem kıyafetlerinin, ışık ve renklerin yerinde ve güzel kullanıldığı dizide, Çağan Irmak’tan beklenilmeyecek devam hataları vardı. Örneğin Feride’nin Göksu’ya giderken faytona bindiği sahnede elbisesinin altında çizmeleri vardı, sonra çizmeler birden ayakkabıya dönüverdi. Ayrıca, daha ilk sahnelerde doktor arkadaşının (Kanıt’tan sonra şimdi burada Deniz Celiloğlu) Kamuran’la sidik yarışı hali (Kamuran efendiye bahar dalı, bize şemsiye sapı dediği sahne) ve mevki değiştirmek adına iyi halli evin kızı Feride’nin peşine düşüşü bana olay örgüsünün aceleye getirildiği hissini verdi. Dizilerdeki bu hızlı geçişler iyi durmuyor ki en son Ben Onu Çok Sevdim’de Menderes’in kürsü konuşmalarının olduğu meclis sahnelerinde de yapıldı.

İlk bölümde repliklerde epey sıkıntılıydı. Yatılı okulun yatakhanesinde kalan kızların sürekli ’’oha’’ demeleriydi. Argo hem şık durmuyor hem de bir dönem dizisinde bu kelimenin ne işi var diye sorgulanmasına yol açıyor. Yine sütçünün "Sıradaki güğüm sevipte kavuşamayanlara gelsin nidası özel radyoların sandığımızdan epey önce memleket sınırlarına girdiğini sanmanıza yol açabilir. Diyalogları yazanlar çok "ayran" içiyor herhalde!

Dizilerde müziğin yeri çok ayrı. Diyalogların önüne geçen ya da sahnelerin altında sürekli duyulan müzik seyirciyi rahatsız ediyor. Bu denli çok sahneye müzik döşemek maharet değil, ancak bir takım hataları kapamaya yönelik gibi duruyor. Öyle olmasa bile o hissi uyandırıyor ne yazık ki.

Son zamanlardaki dizilerde yetenekli çocuk oyuncular dikkatimi çekiyor. Çalıkuşu’nda da küçük Feride’yi canlandıran Melissa Giz Cengiz ve Necmiye’nin küçüklüğünü oynayan Ceren Arslan çok başarılılar. Küçük Kamuran Tarık Bayrak da belli ki küçük kızlarımızın yeni gözbebeği olacak.

Kulak tırmalayan müzikleri, bazı aceleye getirilmiş sahneleri yüzünden bana hızlandırılmış İngilizce kursu alıyomuşum hissi veren Çalıkuşu’nun akibeti de belli ki Keşanlı’nın sonu gibi olacak. Çağan Irmak buna da 4 şanlı final çeker artık!

Peki Kaçak Nasıl?

Bu sezonun en beğendiğim işi Kaçak oldu. Yönetmenliğini Şubat dizisinin de yönetmeni olan Volkan Kocatürk yapıyor. Yapımcılığını Süreç Film’in üstlendiği Kaçak daha ilk bölümden izleyiciyi kendine bağladı bile. Hızlıca ve her sahnede artan heyecan dolu sahneleriyle iyi bir giriş yapan dizinin özellikle müzikleri çok iyi. Kıraç ve onunla birlikte çalışan, Ömre Bedel, Binbir Gece, Sonbahar, Gönülçelen dizilerinde ve Pepe’de besteci, enstürmantist olarak çalışmış olan Nevzat Yılmaz yapıyor Kaçak’ın müziklerini. Oyuncu castının da özenle yapıldığı belli olan Kaçak’ta Kuzey Güney’in Sami beyi Mustafa Avkıran oyunculuğuyla öne çıkıyor.

Kurtlar Vadisi’nin gözüpek fedaisi Memati karakteriyle ünlenen ve ismiyle değil de dizideki rol adıyla şöhrete kavuşan Gürkan Uygun, isabetli bir kararla Vadi’den ayrıldı.

Senaryosunu Tövbeler Tövbesi, İffet, Hanımın Çiftliği ve daha pek çok dizinin de senaristi olan Zülküf Yücel’in yazdığı dizide Gürkan Uygun, Serhat Hakeri rolüyle, yeraltı dünyasının oğlunu öldürüp daha sonrasında kendine Anadolu’nun ücra bir köyünde yeni bir hayat kuran eski bir polisi canlandırıyor. Eşi rolündeki Özlem Yılmaz’ı Unutulmaz’da hep ağlayan zırlayan aşık kadın olarak izlemiştik, burada da kaderinin değişmemiş olduğunu görmekle birlikte artık çok daha iyi oynadığını söylemeliyim.

Tek kusur olarak söyleyebileceğim, silahların ön planda yer aldığı bir iş olduğu. Bunun dışında kurgusunu özellikle çok beğendiğim (kuyumcu sahnesi harikaydı) dizide müzikler yerli yerinde kullanılmış. Sıcak renkler ve doğal ışık kullanılmış ki zevkle izlenme olanağı sağlıyor, burada görüntü yönetmeni Metin Turguç’u kutlamak gerek.

Sivas Divriği’de çekilen Kaçak ilk bölümüyle izleyiciden olumlu yanıt aldı, devamında neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Ben bu diziyi izlerim arkadaş!

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com