CineRadar
25 Kas 2016 10:08
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:41
Çakallar bu kez çapkınlık peşinde!
Bu hafta çocuklar sinemaya küsecek çünkü onlar için yeni bir seçenek yok ancak yetişkinler için gerçekten seyredilmeye değer filmler var. Güçlü yönetmenler, ilginç konular ve usta oyunculuklarla dolu bir vizyon haftası bizleri bekliyor.
Murat Şeker’in gişe fabrikası Çakallarla Dans serisi yenibir macera ile devam ediyor. Kahramanlarımız bu kez define ve çapkınlık peşinde… Memleket gündemi çalkalanırken eğlenmek isteyenler için yerli bir alternatif.
23. Adana Film Festivali’nde yarışan Bana Git De, seyirciye git diyebileceğim bir film değil ne yazık ki. Kardeşim Benim’de gayet güzel çalışan ve gişe getiren “Şarkıcıdan oyuncu yapma” fikri burada Atiye’nin Gerçek Kesit oyuncusu seviyesindeki performansı sebebiyle çöküyor. Yol filmlerini severim ama bundan hiç hoşlanmadım, tavsiye edilmez.
François Ozon’un yönettiği ve Pierre Niney, Paula Beer, Ernst Stotzner ile Marie Gruber’in oynadığı Frantz ise müthiş bir savaş sonrası draması ve bize unuttuğumuz o nezaket toplumunu yeniden hatırlatıyor. Acılar, kefaret aşk ve vazgeçiş. Paula Beer’in oyunculuğu ve güzelliği filmi taçlandırıyor.
Ewan McGregor’un ilk yönetmenlik denemesi olan Pastoral Amerika ise sığ ve bağnaz bir bakış açısının kurbanı oluyor. Bir babanın dramını anlatmaya çalışırken sağcı Amerikancı yobaz fikirlerle doluşan ve aşırı miktarda Siyonizm sempatisi içeren film sıkıcı bir izlekten ibaret.
Dilerseniz, bu hafta gösterime girecek diğer filmlere de kısa bir bakış atalım. İşte kararınızı vermeniz için haftanın tüm filmleri… Bir bakın sonra da hangisini severseniz ona bilet alın. İyi seyirler…
Çakallarla Dans 4
Murat Şeker’in yönettiği ve Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ile Murat Akkoyunlu’nun oynadığı Çakallarla Dans 4, SugarWorkz Film – TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Kahramanlarımız, imkânsızlıklar yüzünden aynı evde yaşamaya başlamıştır. Günün birinde Berber Hüseyin bir harita ile çıkagelir. Almanya’daki dayıoğlu ölmüş, vasiyet olarak bir harita bırakmıştır. Kahramanlarımız, yakaladıkları bu umudun peşinden Edirne’ye doğru yola çıkarlar. Gerçekten gömü var mıdır? Zengin olacaklar mıdır? Çakallık yapmadan para kazanmak mümkün müdür?
Bana Git De
Handan Öztürk’ün yönettiği ve Tayanç Ayaydın, Atiye, Seyyal Taner ile Birsen Dürülü’nün oynadığı Bana Git De, Gala Ajans tarafından vizyona çıkarıldı.
Tayanç Ayaydın, sorunlarını aşmak için İstanbul’dan Doğu’ya doğru yolculuk yapmak isteyen bir gitaristi, Atiye ise ünlü olmak için Doğu’dan kaçıp İstanbul’a gelmeyi hedefleyen bir şarkıcıyı oynuyor. Birinin Batı’dan Doğu’ya, ötekinin Doğu’dan Batıya yaptıkları yolculukta kader bu iki genci yan yana getiriyor. Müzikle uğraşan iki gencin bu heyecan dolu yakınlaşmalarının arka fonunda Anadolu’nun otantik ve özgün mekânları ve kadim müzikleri ince ince, itinayla, oya gibi işleniyor.
Hacksaw Ridge: Savaş Vadisi
Mel Gibson’un yönettiği ve Andrew Garfield, Sam Worthington, Luke Bracey ile Richard Pyros’un oynadığı Hacksaw Ridge: Savaş Vadisi (Hacksaw Ridge), Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
ABD’de Şeref Madalyası alan ilk vicdani retçi Desmond Doss’un hikâyesi. 2. Dünya Savaşı çıktığında Desmond bir açmazla karşı karşıya kalmış. Orduda görev yapmayı istemekle birlikte şiddet, dini ve ahlaki inançlarıyla çatışmaktaydı. Desmond bu tereddüdü yüzünden şiddetli zulme maruz kaldı. Ardından inancı dışında hiçbir şeyi olmadan savaş cehennemine girdi ve tüm zamanların en büyük kahramanı oldu.
Frantz
François Ozon’un yönettiği ve Pierre Niney, Paula Beer, Ernst Stotzner ile Marie Gruber’in oynadığı Frantz, Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde Almanya’nın küçük bir kasabasına gelen ve sürekli bir mezarlığı ziyaret eden gizemli genç Fransız, tüm kasaba halkının dikkatini çeker. Savaşta kaybettiği nişanlısının yasını tutan Anna ve ailesiyle tanışan bu genç, uzun zamandır taşımak zorunda kaldığı büyük sırrını açıklamak için buraya gelmiştir. Ancak kasabada yaşadıkları ve gördükleri, Anna ve ailesinin ona karşı gösterdiği ilgi, kararını gözden geçirmesine neden olacaktır.
Pastoral Amerika (American Pastoral)
Ewan McGregor’un yönettiği ve Ewan McGregor, Jennifer Connelly, Dakota Fanning ile Peter Riegert’ın oynadığı Pastoral Amerika (American Pastoral), The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan Pastoral Amerika, 1960’ların toplumsal çalkantılarıyla dağılan “mükemmel” bir Amerikan ailesini odağına alıyor. Film, başarı merdivenini tırmanıp saygınlık kazanan Seymour Levov ve gözbebeği ailesini yıllar boyu takip ederken Vietnam’dan 1968 olaylarına ve Watergate’e ABD tarihine de yakından tanıklık ediyor.
Lanetli Ev (The House on Pine Street)
Aaron Keeling ile Austin Keeling’in yönettiği ve Emily Goss, Taylor Bottles, Cathy Barnett ile Natalie Pellegrini’nin oynadığı Lanetli Ev (The House on Pine Street), Siyah Beyaz Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hamile olan Jennifer Branagan, kocasıyla birlikte idoğup büyüdüğü kasabaya taşınmıştır. Yeni evin ürkütücü havası, mobilyaların kendi kendine hareket etmesi ve ruhani varlıkların görünmesiyle kesinleşmiştir. Jennifer oturdukları evin hayaletli olduğuna ikna olmuştur fakat kimse genç kadına iinanmaz çünkü başka kimse evde tuhaf bir olay yaşamamıştır.
MURAT TOLGA ŞEN – murattolga@gmail.com
CİNERADAR köşesi sinema eleştirmeni Murat Tolga Şen tarafından hazırlanmaktadır. Filmlere ait künye bilgileri sadibey.com sitesinden alınmıştır.
23. Adana Film Festivali’nde yarışan Bana Git De, seyirciye git diyebileceğim bir film değil ne yazık ki. Kardeşim Benim’de gayet güzel çalışan ve gişe getiren “Şarkıcıdan oyuncu yapma” fikri burada Atiye’nin Gerçek Kesit oyuncusu seviyesindeki performansı sebebiyle çöküyor. Yol filmlerini severim ama bundan hiç hoşlanmadım, tavsiye edilmez.
François Ozon’un yönettiği ve Pierre Niney, Paula Beer, Ernst Stotzner ile Marie Gruber’in oynadığı Frantz ise müthiş bir savaş sonrası draması ve bize unuttuğumuz o nezaket toplumunu yeniden hatırlatıyor. Acılar, kefaret aşk ve vazgeçiş. Paula Beer’in oyunculuğu ve güzelliği filmi taçlandırıyor.
Ewan McGregor’un ilk yönetmenlik denemesi olan Pastoral Amerika ise sığ ve bağnaz bir bakış açısının kurbanı oluyor. Bir babanın dramını anlatmaya çalışırken sağcı Amerikancı yobaz fikirlerle doluşan ve aşırı miktarda Siyonizm sempatisi içeren film sıkıcı bir izlekten ibaret.
Dilerseniz, bu hafta gösterime girecek diğer filmlere de kısa bir bakış atalım. İşte kararınızı vermeniz için haftanın tüm filmleri… Bir bakın sonra da hangisini severseniz ona bilet alın. İyi seyirler…
Çakallarla Dans 4
Murat Şeker’in yönettiği ve Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ile Murat Akkoyunlu’nun oynadığı Çakallarla Dans 4, SugarWorkz Film – TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Kahramanlarımız, imkânsızlıklar yüzünden aynı evde yaşamaya başlamıştır. Günün birinde Berber Hüseyin bir harita ile çıkagelir. Almanya’daki dayıoğlu ölmüş, vasiyet olarak bir harita bırakmıştır. Kahramanlarımız, yakaladıkları bu umudun peşinden Edirne’ye doğru yola çıkarlar. Gerçekten gömü var mıdır? Zengin olacaklar mıdır? Çakallık yapmadan para kazanmak mümkün müdür?
Bana Git De
Handan Öztürk’ün yönettiği ve Tayanç Ayaydın, Atiye, Seyyal Taner ile Birsen Dürülü’nün oynadığı Bana Git De, Gala Ajans tarafından vizyona çıkarıldı.
Tayanç Ayaydın, sorunlarını aşmak için İstanbul’dan Doğu’ya doğru yolculuk yapmak isteyen bir gitaristi, Atiye ise ünlü olmak için Doğu’dan kaçıp İstanbul’a gelmeyi hedefleyen bir şarkıcıyı oynuyor. Birinin Batı’dan Doğu’ya, ötekinin Doğu’dan Batıya yaptıkları yolculukta kader bu iki genci yan yana getiriyor. Müzikle uğraşan iki gencin bu heyecan dolu yakınlaşmalarının arka fonunda Anadolu’nun otantik ve özgün mekânları ve kadim müzikleri ince ince, itinayla, oya gibi işleniyor.
Hacksaw Ridge: Savaş Vadisi
Mel Gibson’un yönettiği ve Andrew Garfield, Sam Worthington, Luke Bracey ile Richard Pyros’un oynadığı Hacksaw Ridge: Savaş Vadisi (Hacksaw Ridge), Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
ABD’de Şeref Madalyası alan ilk vicdani retçi Desmond Doss’un hikâyesi. 2. Dünya Savaşı çıktığında Desmond bir açmazla karşı karşıya kalmış. Orduda görev yapmayı istemekle birlikte şiddet, dini ve ahlaki inançlarıyla çatışmaktaydı. Desmond bu tereddüdü yüzünden şiddetli zulme maruz kaldı. Ardından inancı dışında hiçbir şeyi olmadan savaş cehennemine girdi ve tüm zamanların en büyük kahramanı oldu.
Frantz
François Ozon’un yönettiği ve Pierre Niney, Paula Beer, Ernst Stotzner ile Marie Gruber’in oynadığı Frantz, Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünya Savaşı’nın hemen ertesinde Almanya’nın küçük bir kasabasına gelen ve sürekli bir mezarlığı ziyaret eden gizemli genç Fransız, tüm kasaba halkının dikkatini çeker. Savaşta kaybettiği nişanlısının yasını tutan Anna ve ailesiyle tanışan bu genç, uzun zamandır taşımak zorunda kaldığı büyük sırrını açıklamak için buraya gelmiştir. Ancak kasabada yaşadıkları ve gördükleri, Anna ve ailesinin ona karşı gösterdiği ilgi, kararını gözden geçirmesine neden olacaktır.
Pastoral Amerika (American Pastoral)
Ewan McGregor’un yönettiği ve Ewan McGregor, Jennifer Connelly, Dakota Fanning ile Peter Riegert’ın oynadığı Pastoral Amerika (American Pastoral), The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan Pastoral Amerika, 1960’ların toplumsal çalkantılarıyla dağılan “mükemmel” bir Amerikan ailesini odağına alıyor. Film, başarı merdivenini tırmanıp saygınlık kazanan Seymour Levov ve gözbebeği ailesini yıllar boyu takip ederken Vietnam’dan 1968 olaylarına ve Watergate’e ABD tarihine de yakından tanıklık ediyor.
Lanetli Ev (The House on Pine Street)
Aaron Keeling ile Austin Keeling’in yönettiği ve Emily Goss, Taylor Bottles, Cathy Barnett ile Natalie Pellegrini’nin oynadığı Lanetli Ev (The House on Pine Street), Siyah Beyaz Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hamile olan Jennifer Branagan, kocasıyla birlikte idoğup büyüdüğü kasabaya taşınmıştır. Yeni evin ürkütücü havası, mobilyaların kendi kendine hareket etmesi ve ruhani varlıkların görünmesiyle kesinleşmiştir. Jennifer oturdukları evin hayaletli olduğuna ikna olmuştur fakat kimse genç kadına iinanmaz çünkü başka kimse evde tuhaf bir olay yaşamamıştır.
MURAT TOLGA ŞEN – murattolga@gmail.com
CİNERADAR köşesi sinema eleştirmeni Murat Tolga Şen tarafından hazırlanmaktadır. Filmlere ait künye bilgileri sadibey.com sitesinden alınmıştır.
