Medya
05 Mayıs 2010 08:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:16

"BUNLAR BÖYLE RAHAT, BÖYLE PERVASIZ, BÖYLE RASTGELE YAYINLANIR MI?"

Hadi sızdırıldı diyelim..Gazeteler yayınlar mıydı? Hadi yayınladılar diyelim..Bugün ülke ne olurdu? Hıncal Uluç hangi habere böyle sinirlendi?

Ahlakın ahlaksızlığı..

Ünlülere kadın gönderen, ara sıra kendisi de giden Aliona ile M. Ali Erbil ve Ozan Doğulu arasında geçen özel telefon konuşmalarını okumayan var mı aranızda?.
"Ben okumadım" diyenleri kutluyorum. Bundan sonra yazacaklarımın onlarla ilgisi yok. Bu konuşmaları gazetede görüp okumayanlar, ya da internette tıklayıp dinlemeyenler, klasik ahlak tanımı içine giren insanlar. Böylesi var mı, yaşıyor mu, bilemem..
Bildiğim, hemen herkesin okuduğu.. Hem de öyle okumuşlar ki, son günlerin en büyük tartışma konusunun kaynağı bu konuşmalar..
Neyi tartışıyorlar?..
"Polisin elinde, yani bir yerde devletin namusuna emanet bu özel konuşmalar nasıl ve kim tarafından gazetelere dağıtılmıştır" diyen yok.. Bu korkunç skandalın üzerine giden yok..
Futbol Federasyonu Dergisi’nin Arda ile yaptığı söyleşinin bu dergi piyasaya çıkmadan Vatan’da yayınlanması üzerine yeri yerinden oynatanların bu defa gıkı çıkmıyor..
Diyelim polis sızdırdı, dağıttı.. Peki gazeteler bunları nasıl yayınladı?.. Bunu tartışan da yok..
İnsanların özel hayatının böylesine çirkin teşhirine dünyanın hangi uygar ülkesinde rastlanır..
"Kaya’ya gönderdiğim kızı sana göndereyim mi" demiş, Madam.. Kaya Çilingiroğlu "Kızın fiyatını arttırmak için adımı kullanmışlar" diyor. Haklı.. "Hıncal’a gönderdiğimi sana yollayayım" da diyebilirdi.. Hadi bakalım Hıncal derdini ummana döksün de temize çıksın..
Bunlar böyle rahat, böyle pervasız, böyle rastgele yayınlanır mı?.
Kaya’nın adını çıkarın. Onun yerine bugün ülkeyi yönetenlerden birinin adını koyun.. O zaman bu haber aynen böyle sızdırılır mıydı?. Hadi sızdırıldı diyelim.. Gazeteler yayınlar mıydı?. Hadi yayınladılar diyelim.. Bugün ülke ne olurdu?. Hangi devasa ceza ve tazminat davaları açılırdı, bir düşünün..
Peki Türkiye demokratik, hukuk devleti değil mi?. Böyle devletlerde herkes eşit değil mi?. Bu nasıl eşitlik söyler misiniz?.
Şimdi bakın..
Bu ülkede fahişelik suç değil. Fahişe ile yatmak da suç değil.. Suç olan şey kadın satmak.. Polis kadın sattığı belirlenen Aliona’nın peşine düşebilir.. Onun telefonlarını dinleyebilir. Ama bunları, seçip eleyerek medyaya dağıtamaz. Bu kadın satmaktan daha büyük suçtur çünkü..
Ama son zamanlarda görüyoruz.. Önüne gelen herkesi dinleyen polis ve savcıların dinleme kayıtları elden ele dolaşıyor ve insanların özel yaşamları hiç utanmadan, sıkılmadan teşhir ediliyor..
Bunları gazeteler bayıla bayıla yayınlıyor, hepimiz, ama hepimiz, merakla, heyecanla, bazılarımız hatta ağızlarımızdan sular akarak okuyoruz..
Sonra "Kahrolsun Rıdvan.. Tanju’yu nasıl dinletir"miş?..
Özel konuşma haberleri tiraj, özel konuşma kayıtları internet tıklama rekorları kırıyor. Herkes ötekinin özel hayatına meraklı. Herkes ötekinin özel konuşmalarını öğrenmek için can atıyor.. Sonra da "Vay ne ayıp.. İnsan arkadaşını dinletir mi?.."
Hadi canım sen de..

***

Size birşey diyeyim mi?.
Şu Aliona-M. Ali Erbil bantları olayı diyelim Fransa’da olsa.. Olmazdı ya.. Olsa.. İçişleri Bakanı o gün istifa ederdi.
Vatandaşın özel yaşamının gizliliği ve kutsallığından sorumlu bakanlığın adamları, yasal yollarla elde ettikleri kayıtları, yasa dışı medyaya dağıttıkları için..
İnsan haklarının en kutsalını, bu hakları korumakla görevli olanlar ihlal ettiklerinden..
Türkiye İnsan Haklarını en pervasızca ihlal eden ülke olma yolunda hızlı bir yarış içinde sanki..
Siz Avrupalı olsanız, böyle bir ülkeyi aranıza alır mısınız?..

Hıncal Uluç/Sabah