Bu yazı çok ses getirecek! Dizi sektöründe Lale Devri bitiyor!

Medyaradar'ın tv dünyasını mercek altına alan yazarı Ekran Kedisi, yılbaşından itibaren ekranlarda yaşanacak değişimi kaleme aldı.

Sizlere zaman zaman, dizilerin reytinginin önemini anlatıyorum. Ortalama bir dizinin “7 reytingin” altına düşmesinin kanalı zarara uğrattığını yazıyorum. Bunun nedeni de, kanalların reklam gelirlerinin reytinglerle doğru orantılı olması ve dizinin maliyetini bu şekilde karşılayabilmesi. İyi bir dizinin kanala bölüm başı maliyetinin 1 milyon TL’den başladığını düşünürsek bunun önemini daha iyi anlatmış olurum. 

Ekonomide bir kriz olduğu malum ama TV sektöründe bu kriz son bir yıldır vardı. Kanalların reklam gelirlerinin düşmesi, yayınladıkları dizilerin gün ikincisi dahi olsa kalkmasına neden oluyordu. Bunu geçen sene birçok dizi ile yaşamıştık, bu sene de yaşayacağız. Reklam gelirlerinin düşüklüğünü, yani reklamların ucuzluğunu anlamak için biraz dikkat etmeniz yeterli. Adını daha önce hiç duymadığınız markaların reklamlarını, akşam izlediğiniz bir dizide görebilirsiniz. Bunu o markaları aşağılamak için değil, reklamların ucuzluğuna dikkat çekmek için söylüyorum. Hal böyle olunca da, kanallar uzunca zamandır bir çıkar yol bulma peşine düştüler. Bunu da dizilerdeki “Lale Devri”ne son vererek yapacaklar. Nasıl mı? Anlatayım.

Yazımın başında da belirttiğim gibi ortalama bir dizinin kanala maliyeti 1 milyon TL ve bunun karşılığında kanal, akşam 8'den 12ye kadar yayın yapıyor. Biz buna televizyoncular arasında PT1 ve PT2 yayın kuşağı diyoruz. Yani, Prime Time ve sonrası. Normalde akşam 8 ile 11 arası kuşak PT1, 11 ile 12:30 arası kuşak da PT2dir. ( Kabaca ) Kanallar bu iki kuşağa da, 4 kuşak ( bilemediniz 5 ) reklam alırlar. İşte bu 5 kuşak reklam dizinin maliyetini artık kurtarmıyor.

Çıkış yolu ise şu. Öncelikle dizilerin ortalama 160 dakika olan yayın süresini 90-100 dakika aralığına çekerek maliyeti de yarı yarıya düşürmek. Yani 1 milyon lira olan diziyi 500 bine almak. Ki bunu dizi yapımcıları nasıl karşılayacak göreceğiz.

İlk etkisi ekip ücretlerini düşürmekle kendini gösterecektir. Oyuncuların ücretleri düşer mi? Pek fazla düşmez bence. Ama dizi yapımcılarının kazandığı “güzel paralar” artık olmayacaktır. Yani dizi sektörünün “Lale Devri” sona erecektir.

Peki diziler kısalırsa sonra ne izleyeceğiz? diye düşünüyorsunuz şimdi de. Evet PT2 kuşak eskiden olduğu gibi programlara açılacak. Çünkü programların dizilere oranla maliyetleri çok düşük. Yani kanalın bu kuşağa koyacağı bir programın maliyeti taş çatlasa 100 bin lirayı geçmez. Büyük bütçeli işlerde bu en fazla 200 bin olur ki o da çok nadir. Gördüğünüz gibi, 500 bin nerede 100 bin nerede. Aradaki fark kanallara rahat bir nefes aldıracaktır.

Bunun ilk örneklerini yılbaşı itibariyle göreceğiz.

Son günlerde kanallar birçok programın peşine düştü. Mehmet Ali Erbil Star TV ile anlaştı. Okan Bayülgen bir aksilik olmazsa yılbaşından sonra Kanal D’de olacak. Yine, Hülya Avşar Star TV’de. Ayrıca Fox TV’de başlayacak En İyi Ben Söylerim isimli şarkı yarışması var. Bu arada Fox TV Endemol Shine ile bir yarışma programı görüşüyor. ATV Kim Milyoner Olmak İster’in yayın gününü çoğaltıyor.

Yani yeni yıl ile Türk Televizyonculuğu eski günlerine dönecek gibi görünüyor. Bu, sektör için de iyi olacaktır. Çünkü uzun zamandır dizilerin hükümdarlığı nedeniyle televizyon programlarında çalışan insanlar iş bulamıyordu. Bu sayede onlar da iş bulabilecek ve mesleklerini yapabilecekler. Dizi sektöründeki arkadaşlar bu dediklerime kızacaklardır. “Zaten çok çalışıyoruz, şartlarımız kötü…” diyeceklerdir. O konuya da bir başka yazımda değineceğim. “Gerçekten kötü şartlarda mı çalıştırılıyorlar, yoksa çalışıyorlar mı?”

medyaradar@gmail.com