Gündem
14 Eyl 2014 22:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:43

Bu kampanya Atatürkçüleri ayağa kaldıracak!

Aralarında Atilla Yayla, Gülay Göktürk, Bekir Berat Özipek, Yusuf Kaplan, Ceren Kenar gibi isimlerin bulunduğu bir grup, "Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi" dersinin kaldırılması için imza kampanyası başlattı.

İmza kampanyası duyurusunda, “Bizler, geçmişiyle daha barışık, daha üretken, yaratıcı, demokratik ve özgürlükçü bireylerden oluşan bir toplum için, zorunlu temel eğitimde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin kaldırılmasını ve yerine İmparatorluktan Cumhuriyete Yakın Tarih Dersi şeklindeki özgün bir formatla, nesnel içerikli bir dünya ve yakın dönem ülke tarihi dersinin konmasını istiyoruz” denildi.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın “Devletin tarih dersi” başlıklı bugünkü (14 Eylül 2014) yazısında “Eski Türkiye'de bu alandaki tartışmasız hegemoni Kemalist tarih anlayışına aitti. İnkılap tarihi dersleri de Kemalist özneler yetiştirmeyi mümkün kılan en önemli araçtı. Ancak bugün Dersim Katliamı sebebiyle özür, 1915 sebebiyle taziye yayınlayan yeni bir devlet aklı var. Bunun tarih derslerine de yansıma vakti gelmedi mi?” dedi.

Kaplan’ın “Devletin tarih dersi” başlıklı yazısı ve imza kampanyası şöyle:

DEVLETİN TARİH DERSİ
Eğitim sisteminin, devletin vatandaşı(nı) şekillendiren ve 'uyumlu özneler' haline getiren ideolojik aygıtlardan birisi olduğu doğrudur. Bu minvalde devlet, eğitimi sadece 'vasıflı insan' yetiştirmek için vermez, kurduğu sisteme uygun vasıflara sahip insan yetiştirmek için verir. Tarih de mevzubahis özneyi kuran başat unsurdur. Nasıl ki bir kişinin geçmişi, onun kimliğini belirleyici en önemli etkendir; tarih de bir milleti inşa eden en önemli alandır.

'Eski Türkiye'de bu alandaki tartışmasız hegemoni Kemalist tarih anlayışına aitti. İnkılap tarihi dersleri de Kemalist özneler yetiştirmeyi mümkün kılan en önemli araçtı. Ancak bugün Dersim Katliamı sebebiyle özür, 1915 sebebiyle taziye yayınlayan yeni bir devlet aklı var. Bunun tarih derslerine de yansıma vakti gelmedi mi?

Aşağıda bu doğrultuda hazırlanmış olan bir imza kampanyasının metnini bulacaksınız. Gerçi işin gelişmiş demokrasilerde farklı olduğu tezine katılmamakla birlikte dikkatinize sunuyorum. Zira Türkiye'nin eğitim sisteminin ülkenin reform hızına yetişmesinin gerekliliği hususunda hemfikirim:

“Zorunlu Temel Eğitimde “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi” Dersi Kaldırılsın Özgün, Nesnel Dünya ve Yakın Dönem Ülke Tarihi Okutulsun

Türkiye’deki mevcut milli eğitim sisteminde ders kitaplarının içerikleri, Milli Eğitim Temel Yasası (1739 sayılı yasa) dikkate alınarak,  Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından belirlenir. Milli Eğitim Temel Yasasında, ders kitaplarının içeriklerinin hazırlanmasında, tüm eğitim etkinliklerinde olduğu gibi, Atatürk İlke ve İnkılâpları ile Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk Milliyetçiliğinin temel alınması gerektiği belirtilir. Çocuklardan Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, şapka inkılâbı, harf inkılâbı vb. inkılâplarla bağ kurmasını istemek, özgür bireyleri bir asır önce yaşanan bir olağanüstü hal vizyonuna saplamaktan başka bir şey değildir. Aynı zamanda özgürlükçü eğitim pedagojisiyle de bağdaşmayan bu kısır beklenti doğrultusunda verilmekte olan Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi, tek etnik kimliği öne çıkardığı ve bu etnik kimliğin lütfuyla elde edilmiş bir özgürlük kurgusu yaptığı için geçmişe haksızlık ederken geleceği kurabilecek bir vizyon da geliştirememektedir. Bu dersin üslubu ve bu derse ait ders kitaplarının çoğulculuğu tehlikeli gören yaklaşımı, özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik eğitim anlayışıyla taban tabana zıttır.

Yakın tarihi ve özellikle de Anadolu coğrafyasını zaman ve mekândaki derinliğinden koparan, kimlik ve kişilikleri görmezden gelen bu ders, bireylere tek ve arkaik bir ideolojiyi dayatmakta, çoğulcu, eleştirel ve nesnel düşünme becerilerini köreltmektedir. Geçmişteki yaşanmışlıkların hakkını vermeyen, geçmişini inşa eden kuşakları ötekileştirerek Cumhuriyetin efendileri ve potansiyel işbirlikçi, gerici paryalar şeklinde bölücü bir kurguya sahip olan Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin de kendisi gibi geçmişe gömülmesi gerekmektedir.

Türkiye’deki her yurttaş yakın tarihi, tıpkı gelişmiş diğer demokrasilerdeki gibi özgün ve nesnel kaynaklardan okuma hakkına sahip olmalı, bu konuda tek tipçi bir bakış açısına sahip olan zorunlu dersler ve ders kitaplarına maruz bırakılmamalıdır. Yakın tarihi nesnel bir geçmiş zaman muhasebesi olarak ele alan bir yaklaşım, özgür bireylerde barışın ve insan haklarının gelişimini sağlayacak bir bilincin doğmasına ortam hazırlayarak ülke ve insanlığın ortak huzuruna da katkı sağlayacaktır. Bu bakımdan İmparatorluktan Cumhuriyete Yakın Tarih Dersi şeklinde farklı bir formata sahip olan bir yakın tarih dersi, Türkiye’nin de altına imzasını koyduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS), "devlet velinin inanç ve felsefi düşüncesine aykırı eğitim veremez" ilkesiyle de uyumlu olacak, bu anlamda Türkiye’nin modern demokratik ülkeler arasındaki özgürlükçü duruşuna da pekiştirecektir.

İyi bir gelecek ancak kendisiyle barışık, sağlam bir geçmiş zaman muhasebesiyle inşa edilebilir. Ağrılı acı zamanlardan çıkan bir toplumu bir arada tutmak ve yaralarını sarmak için kurgulanan yapay hatıraların değil, tarihin en büyük kırılmalarından biri yaşanırken Anadolu coğrafyasında omuz omuza veren bir neslin yazdığı tarihin yazılması, anlatılması için geç bile kalındı. Aşağıda imzası bulunan bizler, geçmişiyle daha barışık, daha üretken, yaratıcı, demokratik ve özgürlükçü bireylerden oluşan bir toplum için, zorunlu temel eğitimde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin kaldırılmasını ve yerine İmparatorluktan Cumhuriyete Yakın Tarih Dersi şeklindeki özgün bir formatla, nesnel içerikli bir dünya ve yakın dönem ülke tarihi dersinin konmasını istiyoruz.”

İmzacılar
Atilla Yayla, Gülay Göktürk, Bekir Berat Özipek, Ufuk Coşkun, İlhami Işık, Yusuf Kaplan, Ekrem Saltık, Murat Yılmaz, Ceren Kenar, Cennet Uslu, Bengül Güngörmez, Adnan Küçük, Mehmet Ali İlkaya, Hasan Yücel Başdemir, Özlem Çağlar Yılmaz, Güldalı Coşkun, Nihat Kaya, Harun Kaban, Fatih Kallem, Mine Atafırat, Hüsamettin Aslan, Ekin Gün, Mustafa Yaşar, Ercüment Yıldırım, Ahmet Duvarcı, Duygu Baştürk, Bilal Güler.