İnfial
20 Mar 2016 09:56
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:24
Beyoğlu saldırısı İsrail’e karşı mı yapıldı?..
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, Beyoğlu saldırısının muhtemel şifrelerini çözümledi…
Şu hale bakın; daha Ankara “Ardışık saldırıları”nın etkisi geçmeden
bu seferde Beyoğlu canlı bomba girişimiyle sarsıldık. Her ikisi de
terör yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Hepsinde de insanlar
ölmüştür. Türkiye sarsılmıştır. Şeklen baktığımızda manzara budur.
Sonuçta terör terördür!
Şimdi aradan diğer örgüt ve yöntemlerle yapılmış olanları çıkartıp son dönemde sadece canlı bombalar kullanılarak yapılan “yüksek yoğunluklu” ve zayiatlı eylemlere bakalım;
EYLEMLERE “PANORAMİK” BAKALIM!
Bunlardan bazıları PKK / TAK mahreçli olarak dururken diğerleri IŞİD kaynaklı görünmektedir. Devam edelim;
• 20 Temmuz 2015 / Suruç: IŞİD (HDP ve diğer sol gruplara yöneliktir)
• 10 Ekim 2015 / Ankara Gar Katliamı: IŞİD (HDP ve diğer sol örgütler hedeflenmiştir.
• 12 Ocak 2016 / Sultanahmet: IŞİD (Alman turistler hedeflenmiştir)
• 17 Şubat 2016 / Ankara Askeri servis otobüsleri: PKK / TAK (Askeriye hedeflenmiştir)
• 13 Mart 2016 Kızılay Saldırısı: PKK / TAK (Siviller hedeflenmiştir)
• 19 Mart 2016 / Beyoğlu Saldırısı: IŞİD (İsrailliler hedeflenmiştir)
Bu eylemlerin her biri için dönemin konjonktürüne bağlı olarak farklı amaçlar, hesaplar güdülmüştür. Hepsi de kendi içinde ayrı “mesajlar” taşır. Ancak olaya sathi değil de “Derin savaş”ın farklı cepheleri olarak baktığımızda durum farklılaşmaktadır. Farklılaşmaktadır çünkü arkasındaki güç / güçler farklıdır. Her biri dünyada / bölgede ve ülkede cepheleşen farklı istihbarat gruplarının birer “operasyonu”dur. Bizim onları “PKK / TAK eylemi” ya da “IŞİD eylemi” olarak okumamız durumu değiştirmez. Elbette ki savaş “terör örgütleri” görünümü ve söylemi üzerinden pazarlanacaktır.
Şayet ortada kullanılan iki farklı grup varsa o halde amaçlar ve arkalarındaki “Azmettiriciler” de farklı olmalıdır. Bunlar dünyada zaten savaşan güçlerin farklı kolları olmalıdırlar. Türkiye üzerinde süren savaşın gerçek aktörleri onlardır. Diğerleri piyondur!
İSRAİLLİLERİN HEDEF ALINMASI RASTLANTISAL MIDIR?
Peki son eylemi diğerlerinden ayıran (Belki bir Sultanahmet şeklen benzerdir) ve göze çarpan en önemli özellik nedir? O da bir İsrailli grubun hedef alınmasıdır. Bunun “Tesadüfi” olabileceğine fazla ihtimal vermiyorum. Bence bu “hedef gözetilerek” yapılmış bir eyleme daha çok benziyor.
O yüzden canlı bombanın “Daha kalabalık bir yerde patlayacağı, lakin korktuğu o yüzden asıl hedefinden önce patladığı, gerçek hedefin başka olduğu” (Hatta Erhan Çelik’in “fazla zarar vermek istemediği” tez olmayan tezi gibi!) şeklindeki yaklaşımları oldukça “mantıksız” ve “saçma” buluyorum. Bu yüzden herkes aynı yöne mi bakıyor? Yahut bizden istenen zaten bu mu?
Eğer burada “fazla zarar” verilmediyse bu zaten “hedefe ulaşılmış” olduğundan olsa gerek. Öyle ki eylem kapsamındaki “azami zarar” istenen nispette verilmiş midir? (Herkes son dönemdeki eylemlere bakarak “çok zayiatlı” eylem beklentisine girmiştir. Ayrıca gene herkes PKK eylemi beklentisi içine girdiğinden ve ilk anda bunu da ona yorduğundan benzeri tipte yorumlar yapabilmiştir. “Yanıltıcı” olan budur!) Sanırım bu “nicelik” değil “nitelik” ağırlıklı bir eylemdir. Bu yönüyle “sipariş” ya da “manipüle” bir eylem modeli gibi durmaktadır. Eğer –kesin olmayan- bu varsayımım doğru ise tam da hedeflenen olmuştur. Sezdiğim budur!
BU EYLEMLE KAOS HEDEFLENMEMİŞTİR!
Bu yönüyle eylem -sanılanın aksine- diğerlerinin bazıları gibi doğrudan kaos yaratma, korkutma, yıldırma, vb gibi bir amaçla yapılmamışa benziyor. Böyle diyenler –ki hepsi birbirinin kopyacısıdır- ezbere ve sığ konuşuyorlar. Buradaki korku toplumun zaten gerilmiş psikolojisinin dolaylı sonucudur. Hedeflenen, beklenen değil, “spontane sonuç”tur!
Şayet arada bizim bilemeyeceğimiz -ya da hesaba katamadığımız- başka bir faktör yoksa o halde neden İsrailliler hedef alınmıştır? Eylem öncesi açıklamalara bakarsak Almanlar alarmda iken neden iş birdenbire İsraillilere dönmüştür? (Gerçi Hedef İsrailliler olsa dahi durum değişmez. Sonuçta hiçbir milliyetten veya dinden insanlar sırf milliyetleri ve dinleri farklı diye öldürülmeyi hak etmez. O yüzden olay sonrası medyaya da yansıyan kimi sorumsuz “Yahudi karşıtı” beyanları kınıyorum.) Bunun arkasındaki “derin neden” ne olabilir? (Acaba saldırıda 3 İsrail 1 İran vatandaşının ölmesi başka “bir hesaplaşma”yı mı işaret etmektedir?) Ortadoğu’daki gizli savaş bu topraklara mı taşınmıştır? Burada süren çatışmanın başka bir “boyutu” mu yaşanmıştır? Acaba doğrudan Türkiye ile ilgisi yok mudur? Varsa da zannettiğimizden “farklı” mıdır?..
Tam bu noktada, İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Nahshon’un saldırının “14 kişilik İsrailli bir turist kafilesine yönelik gerçekleştirildiğini” açıklaması ve İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold'un ABD ziyaretini yarıda kesip apar topar İstanbul’a geleceğinin söylenmesini neye yormalıyız?
Yahut bu eylemle birilerinin son PKK eylemlerinden İsrail ve muhtemel müttefiklerini sorumlu tutuyor olabilir mi? Bu eylem onların bir tür “misillemesi” sayılabilir mi? Mesaj “İsrail’e mi verilmiştir? Bunu kesin olarak ileri süremesek bile oldukça “şüphe çekici” bir durumdur. O zaman birileri Ankara PKK / TAK saldırılarının arkasında İsrail’in mi olduğunu düşünmekte olabilirler mi? Bunlar ucu açık, hele de “Anti-İsrail” duygularla cevabı bir çırpıda verilemeyecek ama sorulmaya değer sorulardır. Burada sadece “aklımıza takılanları” paylaşıyoruz.
Yoksa birileri artık kullanılan “maşa” ile değil de arkasındaki “güç”le mi uğraşmaya karar vermiştir? O yüzden mi IŞİD, PKK-Kürt hedeflerin üzerine değil de İsraillilerin üzerine sürülmüştür? Bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey durumun oldukça “manidar” ve “tuhaf kokular” yaydığıdır. Tabii bambaşka bir “hesaplaşma” da yürüyor olabilir. Çok garip. Faraziyelerim şimdilik –aksi gelişmeler, kanıtlar ya da daha sağlam teoriler olmadıkça- bu kadardır...
Her ne ve kim olursa olsun gene ülke karışmıştır!..
NOT: Bu eylemin sanırım hesaplanmamış bir psikolojik sonucunun ise PKK’ya ilişkin olduğunu düşünüyorum. Sivillere yönelik son eylemiyle hayli zor duruma düşen PKK’nın imdadına IŞİD yetişmiş görünüyor!..
20.03.2016.
atillaakar@gmail.com
Şimdi aradan diğer örgüt ve yöntemlerle yapılmış olanları çıkartıp son dönemde sadece canlı bombalar kullanılarak yapılan “yüksek yoğunluklu” ve zayiatlı eylemlere bakalım;
EYLEMLERE “PANORAMİK” BAKALIM!
Bunlardan bazıları PKK / TAK mahreçli olarak dururken diğerleri IŞİD kaynaklı görünmektedir. Devam edelim;
• 20 Temmuz 2015 / Suruç: IŞİD (HDP ve diğer sol gruplara yöneliktir)
• 10 Ekim 2015 / Ankara Gar Katliamı: IŞİD (HDP ve diğer sol örgütler hedeflenmiştir.
• 12 Ocak 2016 / Sultanahmet: IŞİD (Alman turistler hedeflenmiştir)
• 17 Şubat 2016 / Ankara Askeri servis otobüsleri: PKK / TAK (Askeriye hedeflenmiştir)
• 13 Mart 2016 Kızılay Saldırısı: PKK / TAK (Siviller hedeflenmiştir)
• 19 Mart 2016 / Beyoğlu Saldırısı: IŞİD (İsrailliler hedeflenmiştir)
Bu eylemlerin her biri için dönemin konjonktürüne bağlı olarak farklı amaçlar, hesaplar güdülmüştür. Hepsi de kendi içinde ayrı “mesajlar” taşır. Ancak olaya sathi değil de “Derin savaş”ın farklı cepheleri olarak baktığımızda durum farklılaşmaktadır. Farklılaşmaktadır çünkü arkasındaki güç / güçler farklıdır. Her biri dünyada / bölgede ve ülkede cepheleşen farklı istihbarat gruplarının birer “operasyonu”dur. Bizim onları “PKK / TAK eylemi” ya da “IŞİD eylemi” olarak okumamız durumu değiştirmez. Elbette ki savaş “terör örgütleri” görünümü ve söylemi üzerinden pazarlanacaktır.
Şayet ortada kullanılan iki farklı grup varsa o halde amaçlar ve arkalarındaki “Azmettiriciler” de farklı olmalıdır. Bunlar dünyada zaten savaşan güçlerin farklı kolları olmalıdırlar. Türkiye üzerinde süren savaşın gerçek aktörleri onlardır. Diğerleri piyondur!
İSRAİLLİLERİN HEDEF ALINMASI RASTLANTISAL MIDIR?
Peki son eylemi diğerlerinden ayıran (Belki bir Sultanahmet şeklen benzerdir) ve göze çarpan en önemli özellik nedir? O da bir İsrailli grubun hedef alınmasıdır. Bunun “Tesadüfi” olabileceğine fazla ihtimal vermiyorum. Bence bu “hedef gözetilerek” yapılmış bir eyleme daha çok benziyor.
O yüzden canlı bombanın “Daha kalabalık bir yerde patlayacağı, lakin korktuğu o yüzden asıl hedefinden önce patladığı, gerçek hedefin başka olduğu” (Hatta Erhan Çelik’in “fazla zarar vermek istemediği” tez olmayan tezi gibi!) şeklindeki yaklaşımları oldukça “mantıksız” ve “saçma” buluyorum. Bu yüzden herkes aynı yöne mi bakıyor? Yahut bizden istenen zaten bu mu?
Eğer burada “fazla zarar” verilmediyse bu zaten “hedefe ulaşılmış” olduğundan olsa gerek. Öyle ki eylem kapsamındaki “azami zarar” istenen nispette verilmiş midir? (Herkes son dönemdeki eylemlere bakarak “çok zayiatlı” eylem beklentisine girmiştir. Ayrıca gene herkes PKK eylemi beklentisi içine girdiğinden ve ilk anda bunu da ona yorduğundan benzeri tipte yorumlar yapabilmiştir. “Yanıltıcı” olan budur!) Sanırım bu “nicelik” değil “nitelik” ağırlıklı bir eylemdir. Bu yönüyle “sipariş” ya da “manipüle” bir eylem modeli gibi durmaktadır. Eğer –kesin olmayan- bu varsayımım doğru ise tam da hedeflenen olmuştur. Sezdiğim budur!
BU EYLEMLE KAOS HEDEFLENMEMİŞTİR!
Bu yönüyle eylem -sanılanın aksine- diğerlerinin bazıları gibi doğrudan kaos yaratma, korkutma, yıldırma, vb gibi bir amaçla yapılmamışa benziyor. Böyle diyenler –ki hepsi birbirinin kopyacısıdır- ezbere ve sığ konuşuyorlar. Buradaki korku toplumun zaten gerilmiş psikolojisinin dolaylı sonucudur. Hedeflenen, beklenen değil, “spontane sonuç”tur!
Şayet arada bizim bilemeyeceğimiz -ya da hesaba katamadığımız- başka bir faktör yoksa o halde neden İsrailliler hedef alınmıştır? Eylem öncesi açıklamalara bakarsak Almanlar alarmda iken neden iş birdenbire İsraillilere dönmüştür? (Gerçi Hedef İsrailliler olsa dahi durum değişmez. Sonuçta hiçbir milliyetten veya dinden insanlar sırf milliyetleri ve dinleri farklı diye öldürülmeyi hak etmez. O yüzden olay sonrası medyaya da yansıyan kimi sorumsuz “Yahudi karşıtı” beyanları kınıyorum.) Bunun arkasındaki “derin neden” ne olabilir? (Acaba saldırıda 3 İsrail 1 İran vatandaşının ölmesi başka “bir hesaplaşma”yı mı işaret etmektedir?) Ortadoğu’daki gizli savaş bu topraklara mı taşınmıştır? Burada süren çatışmanın başka bir “boyutu” mu yaşanmıştır? Acaba doğrudan Türkiye ile ilgisi yok mudur? Varsa da zannettiğimizden “farklı” mıdır?..
Tam bu noktada, İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Nahshon’un saldırının “14 kişilik İsrailli bir turist kafilesine yönelik gerçekleştirildiğini” açıklaması ve İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold'un ABD ziyaretini yarıda kesip apar topar İstanbul’a geleceğinin söylenmesini neye yormalıyız?
Yahut bu eylemle birilerinin son PKK eylemlerinden İsrail ve muhtemel müttefiklerini sorumlu tutuyor olabilir mi? Bu eylem onların bir tür “misillemesi” sayılabilir mi? Mesaj “İsrail’e mi verilmiştir? Bunu kesin olarak ileri süremesek bile oldukça “şüphe çekici” bir durumdur. O zaman birileri Ankara PKK / TAK saldırılarının arkasında İsrail’in mi olduğunu düşünmekte olabilirler mi? Bunlar ucu açık, hele de “Anti-İsrail” duygularla cevabı bir çırpıda verilemeyecek ama sorulmaya değer sorulardır. Burada sadece “aklımıza takılanları” paylaşıyoruz.
Yoksa birileri artık kullanılan “maşa” ile değil de arkasındaki “güç”le mi uğraşmaya karar vermiştir? O yüzden mi IŞİD, PKK-Kürt hedeflerin üzerine değil de İsraillilerin üzerine sürülmüştür? Bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey durumun oldukça “manidar” ve “tuhaf kokular” yaydığıdır. Tabii bambaşka bir “hesaplaşma” da yürüyor olabilir. Çok garip. Faraziyelerim şimdilik –aksi gelişmeler, kanıtlar ya da daha sağlam teoriler olmadıkça- bu kadardır...
Her ne ve kim olursa olsun gene ülke karışmıştır!..
NOT: Bu eylemin sanırım hesaplanmamış bir psikolojik sonucunun ise PKK’ya ilişkin olduğunu düşünüyorum. Sivillere yönelik son eylemiyle hayli zor duruma düşen PKK’nın imdadına IŞİD yetişmiş görünüyor!..
20.03.2016.
atillaakar@gmail.com
