Gündem
31 Eki 2013 13:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:43

BAŞBAKAN'IN HER KONUŞMASI 25 KANALDAN CANLI YAYINLANIR MI?

Liberal Gençlik Kongresi'nde konuşan Mehmet Altan ve Orhan Kemal Cengiz, hükümetin basın üzerinde kurduğu baskıyı eleştirdi.

Türkiye'de basın özgürlüğü ve iktidar medya ilişkilerini masaya yatıran Radikal gazetesi yazarı Orhan Kemal Cengiz ile Mehmet Altan'dan AKP hükümetine yönelik sert eleştiriler geldi. Mevcut medya düzeninde büyük bir sansür ve otosansür zincirinin işlediğini kaydeden Cengiz ve Altan iktidarın medya üstünde mutlak bir denetim kurduğunu kaydetti.

Konuşmasında ODTÜ olaylarından Gezi’ye, basın özgürlüğünden ifade hürriyetine birçok konuya değinen Orhan Kemal Cengiz’in konuşmasının özeti…

KOVULAN YAZARLAR ARAYIP TEŞEKKÜR EDİYOR

“AK Parti’nin yaptığı oportünistlik”
“Gazete manşetlerinin askerler tarafından attırıldığı bir ülkeden geldik. Bugün Kemalistler bu tarafı görmek istemiyor ve yalan söylüyorlar. Zannedersiniz ki Türkiye müthiş demokrattı, Tayyip Erdoğan geldi, medyayı ve YÖK’ü kontrol altına aldı. Bu adamların yaptığı şu: Oportünistlik. Var olan sistemi devralmak istiyorlar. Bu sistem AK Parti tarafından yaratılmadı. Yargı ve medya Türkiye’de hiçbir zaman bağımsız değildi ki. Bunlar geldiler, “madem onlar yönetti seksen sene, biraz da ben yöneteyim” diyor. Şöyle farklı bir şey oldu, bunlar askerlerden daha becerikli. Bunlar toplumun kılcal damarlarına girebiliyorlar. Askerler çok hödük bir şekilde “şu başlık atılacak” diye gidiyordu. Bunlar öyle değil, ticari dünyadan geldikleri için çok güzel katakulliye getiriyorlar.”

“Liberaller bugünkü medya düzeninin bir parçası”
“Liberal olarak en önemli şeylerden biri ifade hürriyeti değil mi? Medyanın bu kadar kontrol altında tutulduğu bir ortamda, hadi diyelim bir kısım yazar askerler tarafından bu pozisyonlara getirildi geçmişte, ama bugün Hasan Cemal’in, Ahmet Altan’ın yazar olamadığı bir ülke haline geldik. Üç ay önce ifade hürriyeti üzerine yazdığım yazıda Hasan Cemal, Amberin Zaman, Mehmet Altan gibilerin yazamadığı bir ülke haline geldik dedim, üzerine beni aradı bu isimler. Teşekkür ettiler. Dört beş sene önce ben medyada tanınmayan bir adamdım, onlar bu işin duayenidir. Onlar beni arayıp teşekkür ediyor. Neden? Çünkü kimse bundan bahsetmiyor. Ne kadar korkunç bir şey değil mi? İnsanlar yazamaz hale gelmişler ve medya bunu görmezlikten geliyor. Liberaller de bu işin bir parçası.”

“Başbakan kızar diye konuşturmuyorlar”
“Kanalistanbul projesi yapıldığında büyük bir felaket olacağını söyleyen biri var ve bunu hiç kimse konuşmuyor. Normal bir ülkede böyle büyük bir proje varken, büyük bir doğa felaketi senaryosu çizilirken bu insanı hiçbir televizyon kanalında ve gazetede göremiyorsunuz. Çünkü neden? Başbakan kızabilir.”

"BAŞBAKAN'IN HER KONUŞMASI 25 KANALDAN CANLI YAYINLANIR MI?"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Altan, Türkiye’nin ekonomik yapısını ve basın özgürlüğünü değerlendirdiği konuşmasından satırbaşları…

“Niye bu ülkenin topraklarının çok önemli kısmı devletin elinde? Bu topraklar Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kaldı. Bu ülke eskiden tek bir adamın malıydı; padişahındı. Tehlikeli bir yoldur bu. Çünkü hem padişah mülkiyetin sahibi, hem muhalefet yok, ama on dört padişah devrilmiştir, dördünün de kellesi gitmiştir. Özü itibariyle padişahın mülkiyeti cumhuriyet döneminde devlete geçmiştir. Cumhuriyet nedir, ne değildir, benim gördüğüm ve algıladığım; padişaha kaçmış bir bürokrasiye biz cumhuriyet diyoruz. Saray bürokrasisinin egemenliğinde oluşan bir cumhuriyet bu. Ekonomi politik olarak en büyük eksiğimiz ise tarihsel olarak bir burjuva sınıfı olmamasıdır. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu yönetim ve anlayış olarak Bizans’ın devamıdır ve anti sermayedir. Üreterek oluşan bir sermaye birikiminden yana değildir, parası kalmayınca fetih yapar. İşgal ettiği toprakları vergiye bağlar.”

“Basın tahmin edemeyeceğiniz şekilde baskı altında”
“İktidarın her icraatının yeryüzündekinin en iyisi, en güzeli, en muhteşemi olduğuna dair bitmez tükenmez, eziklikten gelen, yedikçe iştahı açılan bir siyasi propaganda var. Halbuki Amerikan gazetesinde bir yazı çıktı, Türkiye’de deprem oldu. (Hakan Fidan’a suikast yapılmasını öneren yazıyı kastediyor) Madem o kadar güçlüsün, iki tane yazı burayı niye alt üst ediyor? Basını eskiden askerler kullanıyordu, şimdi de Erdoğan ve AK Parti kullanıyor, hem de tahmin edemeyeceğiniz bir boyutta, haber müdürünü arayarak… Bana bir tane ülke söyleyin ki başbakanın her konuşması  20-25 kanalda anında verilsin. Bu ancak faşist bir ülkede olur. Adam kendi il başkanlarına konuşuyor, çat diye yayınlar kesiliyor. Bunu Türkiye normal karşılıyor. Neden? Dünyayı bilmediği için.”

Gezi’nin nedeni Erdoğan
“Bu ülkenin dünya ortalamasındaki yeri değişmiyor. Radikal bir reforma ihtiyaç var. Geldiler, ilk başta AB ile ilişki kurarak meşruiyetlerini kazandılar, askere karşı filan. Ben bunu sonuna kadar destekledim. Daha sonra “ben çok güçlüyüm, bunlara gerek yok” diyerek bir Sünni Müslüman duruş sergilemeye başladı. Niye içki diyor, niye ayran diyor? Kalkar bir başbakan Üst kurulları tanımıyorum der mi? Üst kurulları tanımıyorum diyen bir yerde ekonomi iyi gitmez. Hukuk olmayan bir yere kimse gelmez. (…) Bu ülke İnsani Gelişim Endeksi’nde sıralaması 80-90 arasında bir ülke. Ne yapmak lazım? Çok radikal bir şekilde dünyalı yapmak lazım. Siyasi iktidara gelen bunu yapar mı? Yapmaz, “kusura bakmayın, içki içmeyin” diyor. Neden atlandı burası? Bir adam çok fazla kasaba mantığıyla herkesi kendine benzetmeye kalkan nobran bir anlayışla kentlilerin üzerine giderse bu olur.”