Politika
29 Nis 2021 21:07 Son Güncelleme: 29 Nis 2021 23:56

Babacan, AK Parti'yi bu sözlerle hedef aldı! ‘Yakın tarihin en büyük ekonomik krizi!’

Deva Partisi lideri Ali Babacan, gazeteci Adem Metan’ın YouTube kanalına özel açıklamalarda bulundu.

Deva Partisi’ne nasıl geçiş yaptığından, siyasetle alakalı bilinmeyenlere kadar pek çok soruyu cevaplandıran Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, ülkenin yakın tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadığını vurguladı.

ÜLKE YAKIN TARİHİN EN BÜYÜK EKONOMİK KRİZİNİ YAŞIYOR

Metan’ın "Türkiye’de ekonomik problem var mı" sorusu üzerine Babacan "Ülke, yakın tarihin en büyük krizini yaşıyor" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önceki krizlerden bir farkı var o da şu: Türkiye 3500 dolarlık milli gelirden 12500 dolara çıktı. Dolayısıyla 2013 yılında ülke o zirveyi yaşadı, toplumumuz yüksek refah seviyesini gördü. Yüksek refahtan geriye düşünce bu krizi yönetmesi ailelerin, vatandaşlarımızın, gençlerimizin daha zor. Dünyada çok yoksul ülkeler, zor yaşam standartları var. Fakat insanlar o zorluğun içerisinde doğup büyüdükleri zaman çok dert etmeyebiliyorlar ama iyiyi gördükten sonra onun gerisine düştüklerinde onun psikolojik etkisi çok ağır oluyor. Daha dün sosyal medyadaki yorumları bana arkadaşlar gösterdi. Genç bir kardeşimiz yazmış demiş ki: eskiden bizim evdeki buzdolabını açınca yiyecekler yere dökülüyordu, şimdi buzdolabının sadece bir rafında birkaç şey var, başka bir şey yok evimizde. O zorluyor herhalde en çok, krizin en acı tarafı bu. İyiyi görüp sonra daha kötü durumla karşı karşıya kalmak.”

GAZETECİLERİN YAPTIKLARI MİLYONLARI KANDIRMAK OLUYOR

Metan’ın "Medyada size gözükmeyen bir ambargo var" demesi üzerine Babacan şöyle cevap verdi:

“Gazetecileri üçe ayırabiliriz. Birinci gruptaki gazeteci arkadaşlarımız kendi dürüst, habercilik ve fikir hürriyeti ilkelerini koruyorlar ve başlarına ne gelirse gelsin ne kadar yaptırıma uğrarlarsa uğrasınlar çizgisini korumaya yönelik bir grup var. İkinci grup, şu anda hükümeti destekleyen medya kuruluşlarında görev yapmaya devam etseler de aslında kendi iç dünyalarında olan biteni hazmedemiyorlar ve bu yaptıkları haberlere, köşe yazılarına, yaptıkları yorumlarına aslında yansıyor. Her düşündüklerini belki söyleyemiyorlar ama söylediklerini inanarak söylüyorlar. Bir de üçüncü grup var ki inanmadıkları şeyleri söylüyorlar, ben onlar için üzülüyorum. Şu an sadece konjonktür öyle gerektirdiği için ya da şöyle bir şey söylersem hükümetin hoşuna gider diye düşündükleri için yazıp çiziyorlar. Dönem dönem duruşlarını değiştiren insanlar bunlar, üçüncü gruba üzülüyorum doğrusu. Çünkü yaptıkları sadece kendi meslekleriyle ilgili değil, yaptıkları aynı zamanda milyonları yanlış etkileme, doğru olmayan şeyleri onlara empoze etme. Birinci ve ikinci gruptaki arkadaşlarımızla diyalogumuz var, öyle diyelim.”

İŞ ADAMLARI DÜŞÜNDÜKLERİNİ ÖZGÜRCE SÖYLEYEMİYOR
Metan’ın "En çok neyi özlüyorsunuz" sorusu üzerine iş dünyasını özlediğini söyleyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ara ara siyaseti özlüyorum çünkü daha basit, sınırları olan bir alan. Ama siyasette yaptıklarımın ve sonuçlarının geniş etkisini iş hayatında bulmak mümkün değil. Şöyle bir düşünün; Türkiye’nin en varlıklı, en büyük şirketlerini bir düşünün. Bizim gibi özgür konuşabiliyorlar mı? Mümkün değil. Siyasetin en önemli özelliği insanları özgürleştirmesi. Bir siyasi parti olarak biz rahat eleştirebiliyoruz, düşündüklerimizi açıkça söyleyebiliyoruz. Kimse dönüp bize işine bak diyemiyor çünkü işimizi yapıyoruz.”