Gündem
11 Şub 2020 12:58 Son Güncelleme: 11 Şub 2020 13:25

AYM'den Akit'e kötü, Kılıçdaroğlu'na iyi haber!

Kemal ve Selvi Kılıçdaroğlu hakkında asılsız haber yaptıkları için tazminata mahkum edilen Yeni Akit gazetesi hakkında Anayasa Mahkemesi, "Söylentiye dayalı suç isnadı içeren haberler yaparak kişilerin şeref ve itibarlarını zedelemek ifade özgürlüğü kapsamına girmez" diyerek Yeni Akit'in başvurusunu reddetti

Yeni Akit gazetesi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile eşi Selvi Kılıçdaroğlu hakkında asılsız iddialara dayanarak haber yapmıştı. Kemal ve Selvi Kılıçdaroğlu açtıkları davayı kazanmışlar, Akit’e tazminat cezası verilmesini sağlamışlardı. Akit gazetesi, verilen tazminat cezasının ‘ifade özgürlüğünün ihlali olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuştu. AYM, “Herhangi bir delille desteklenmeyen, doğrulanmamış, yanlış bilgilerin yayılmasının kamuoyunun haber alma hakkıyla ilgisi yoktur” diyerek akit’in başvurusunu reddetti. Karara sadece Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan itiraz etti.

SÖYLENTİYE DAYALI OLMAZ

AYM Genel Kurulu’nun verdiği kararda, “kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan olgulara dayanan iddiaların desteklenmesi için güvenilir delil sunulması” gerektiği belirtilerek şöyle denildi:

Başvuruya konu haberde davacılara yönelik somut isnadın kaynağı olarak yalnızca ‘kulis bilgisi’ verilmiştir. Başvurucu, haberlerdeki iddiaları yayımlamadan önce doğruluğunu araştırdığını ileri sürmüşse de objektif sınırlar içinde hareket ettiğine ve olayı bu sınırlar dâhilinde, olduğu biçimiyle aktardığına ilişkin bir somutlaştırma yapmamıştır.

BİLGİLER ARAŞTIRILMAMIŞ

Başvurucu, verdiği bilgilerin haberin yayımlandığı andaki görünür gerçekliğe uygun olduğu yönünde yeterli verilere sahip olduğunu gösterememiştir. Başvurucunun, üzerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirmeksizin davacılar hakkında son derece ciddi iddialarda bulunmasının ispat yükümlülüğü çerçevesinde yeterli kabul edilmesi mümkün değildir. Aksinin kabulü basına tamamen söylentiye dayalı, suç isnadı içeren haberler yapabilme yetkisi tanındığı anlamına gelebilecek ve sorumsuz bir biçimde yapılan bu tür haberlerin yayılmasına meşru bir zemin sağlanması söz konusu olabilecektir.

LEKELENMEME HAKKI

Kişilere şeref ve itibarlarını zedeleyen ve yeterli temeli olmayan olgusal isnatlar hakkında yalnızca soru yöneltilmesi basının hukuki veya cezai sorumluluklarını tamamen ortadan kaldırmaz. İki ayrı haberde yer verdiği başlıklar ve haberlerin veriliş tarzı birlikte değerlendirildiğinde, başvurucunun somut olgusal isnatların kamuoyunda gerçekmiş gibi algılanmasını sağlayacak bir dil kullandığı kanaatine ulaşılmıştır. Suç isnadı içeren ve olgusal temeli bulunmayan söz konusu dil ve üslup karşısında siyasetçilerin ve ailelerinin lekelenmeme haklarının korunması gerektiği göz ardı edilmemelidir

TOLERANS BEKLENEMEZ

Siyasetçilerin haklarında yapılan haberlere sıradan insanlara göre daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği kuşkusuz olmakla birlikte, somut olaydaki gibi kamuoyu nezdinde gerçekmiş gibi algılanmasını sağlayacak şekilde yapılan ancak söylentiden öteye gittiği ortaya konulamayan iddialara davacıların toleranslı olmaları beklenmemelidir.

ZÜHTÜ ARSLAN’DAN MUHALEFET ŞERHİ

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ise karara muhalefet şerhi yazdı. Arslan, “Kulis bilgisine dayalı bir isnadın haberleştirilmesi nedeniyle başvurucunun yaptırıma maruz bırakılması, başvurucunun ifade ve basın özgürlükleri ile hakkında haber yapılanların şeref ve itibar hakkı arasındaki dengenin bozulduğunu göstermektedir. Dolayısıyla başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerine yönelik sınırlamanın demokratik toplum düzeninde gerekli olduğu söylenemez” görüşüne yer verdi.