Aydın Doğan'ın medyaya dönüş planını kim uyguluyor?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

Farkındayım…
Görüyorum…
Biliyorum…

Medya dünyamız bu köşeyi çok yakından takip ediyor.
Öyle ki yazım yayına verildiği anda başlıyor tık almaya…
Bunu ben değil, rakamlar söylüyor…

Medyada gitmez denilen isim- Ertuğrul Özkök- benim yazılarımdan sonra gidince, herkes daha bir dikkat kesildi.
Farkındayım…

Bir kesim merakla, bir kesim de endişeyle okuyor bu satırları.
Acaba bugün hangimizin planı ifşa olacak diye…

Bugün de yeni ifşalarla karşısınızdayım yoldaşlar.
Medyada dalavere hiç bitmez siz benden iyi biliyorsunuz.
Aydın Doğan ve medya imparatorluğu yıllardır dalaverenin şahını yaptığı için, alışkanlıkları nüksetti.

Malum neredeyse son bir yıldır çok gizli bir medyaya dönüş operasyonu yürütüyorlar.
Haftalarca yazdım çizdim.
Pek inanmayan da oldu.
Ama Bodrum toplantıları…
Özkök’ün Hürriyet’ten kovulduktan sonraki çelişkili açıklamaları…
Almanya’ya Doğan Vakfı’nın götürdüğü gazeteciler derkeeeen.
Planları su yüzüne çıktı.
İddialarıma ‘hadi ordan’ diyenler de artık kulak kesildi.
Medya dünyasının en keskin kulaklısı olan şahsımı, dikkatle okuyorlar.

O halde çayı, kahveyi koydunuz, koltuğunuza yaslandıysanız ben hazırım.
Aydın Doğan’ın medyaya dönüşüyle ilgili bomba bilgileri, söz verdiğim üzere kulağınıza fısıldıyorum.
YAKLAŞIN!

Şimdiiiiiii…
Evirip çevirmeden yazımın başlığındaki sorunun yanıtını hemen vereyim ki detaylara sonra geçeyim:
Doğan’ın medyaya dönüş planını uygulayan MEHMET ALİ YALÇINDAĞ.

Diyeceksiniz ki, bre Keskin delirdin mi?
Hani bu Aydın Doğan’ın damadı az kalsın aileyi dağıtıyordu.
Hani hükümete yakındı.

O işler Yalçındağ hükümet çevrelerinden uzaklaştırılana kadardı.
Birkaç gün önce manşetlere yansıdı Yalçındağ’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin modeline yönelik eleştirileri.
Herkes ‘aaaaa Yalçındağ da gemiden inmiş, yeni ufuklara yelken açıyor’ yorumları yaptı.

Oysa ki bilen biliyor, Yalçındağ gemiden indirildi, hem de uzun zaman önce. Aslında Trump’ın gidişiyle.
Fakat her pragmatist aile şirketi yapılanmasında olduğu gibi, kartlar yeniden karıldı ve Yalçındağ da her şeyini borçlu olduğu Doğan medya imparatorluğunun dönüşü için kolları sıvadı.

Yalçındağ’ın etkinliklerini, konuşmalarını, davetlerini takip edin.
Doğan medya eskisi ve halihazırda Demirören’de çalışan bir grup, her etkinlikte boy gösteriyor.
Kendi patronlarını bu kadar yakından takip etmiyorlar.
İşte bu ekibin büyük kısmı Bodrum toplantıları müdavimleri.

Yalçındağ ve kayınpederi malum önce seçim sonrasında- AK Parti’nin kaybedeceğinden eminler ya- Demirören’lerden gözbebekleri olan medya grubunu geri alacaklardı.

Ancak muhalif medyanın istenilen rüzgarı estirememesi ve bir türlü yapılanamaması- ve elbette Demirören planlarının ifşasıyla- Doğanlar planı erkene çekti.

Bir süredir sağa sola eski adamları eliyle serptikleri tohumları yeşillendirme kararı aldılar.
Bunda ABD’yle ilişkilerden sorumlu Yalçındağ’ın kulağına Washington’da fısıldanan bilgilerin de etkisi var.

AMİRAL GEMİSİ BATTI, ÇIKARMA GEMİLERİ HANGİLERİ?

Neyse, bu tohumlardan biri Oksijen gazetesi.
Özkökgillerin ölmüş ekolüne hayat öpücüğü vermeye çalışan yer.
Kadın, şarap, tatlı hayatçı, yaşı geçkin erkeklerin doluştuğu ve Zafer Mutlu önderliğinde yayın hayatına geçen Oksijen, asıl büyük yazarını sayfalarına davet ettiğinde tablo tamamlanacak.
Yani Ertuğrul Özkök’ü…

Bundan neredeyse 1 yıl önce Ocak 2021’de yazmışım Oksijen gazetesinden burnuma Aydın Doğan kokuları geldiğini.
İnanmayan açsın okusun:

Eskinin tuzu kuru gazeteci tayfası, yine çökmüş birilerinin parasına, cepleri dolduruyor.
Bir de poz vermişler, erkek erkeğe…
Tam bir beyaz, elit, erkek gazeteci tayfası.
Bir Ertuğrul Özkök, Mehmet Y. Yılmaz eksik.
Bol bol şarap, kadın, güzel et, tatil yeri konuşmalık gazete.
Tüm bu elementler birleşince burnuma Aydın Doğan kokuları geliyor…
Bilmem anlatabildim mi?

Neyseeeeeeee. Öngörümün fikr-i takibini yapayım.
Keskin Kulağıma gelenlere göre, Doğan ailesi Oksijen’in dijital mecrasının genişletilmesi için gerekli hazırlıkları tamamlamış.
Önce suya sabuna dokunmayan haberlerle siyasetin dehlizlerine dalınacak, sonra ver elini hard-core siyaset haberleri.

Zaten buyurun açın gazete Oksijen’in sitesini, Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş’le bir röportaja yer verilmiş.
Başlığı aynen şöyle:
Doğan Holding’in artık amiral gemisi yok, çıkarma gemileri var.’

https://gazeteoksijen.com/yazarlar/dogan-holdingin-artik-amiral-gemisi-yok-cikarma-gemileri-var/

Hah aynen, ben de tam da bunu söylüyorum.
Siyasi iklim nedeniyle sinsice hareket etmesi gereken Doğan öyle amiral gemisiyle gösterişle sağa sola ateş edeceğine, minik çıkarma gemileriyle sızma yapmayı planlıyor.

Valla bunu ben görüyorsam başkaları da görüyordur herhalde.
Neyse, bir diğer çıkarma gemisine geleyim:
Kırmızı Kedi Yayınevi.

Aydın Doğan’ın el altından burayı da satın aldığı iddia ediliyor.
Malum Doğan Medya İmparatorluğu'nun en önemli unsurlarından biri de D&R’dı.
Doğan’lar sağdan soldan toplama şirketleri bir araya getirerek, eski medyasını aynen, tüm kollarıyla- kitap, gazete vs- bir araya getirmeye çalışıyor.

Büyük patron olarak kendini çok ön plana atmak istemeyen Aydın bey, damadını öne sürmüş görünüyor.
Bir kez daha tekrarlayayım:
HALA DEMİRÖREN’DE ÇALIŞIP YALÇINDAĞ’IN, DOĞAN’IN ETRAFINDA DOLANAN, ONLAR İÇİN ÇALIŞANLAR VAR.
DEMİRÖREN NEDEN GEREĞİNİ YAPMIYOR?

İşte bu büyük bir sır…

METİN GÜRCAN SORUŞTURMASI MEDYADA KİMLERİ VURACAK?

Deva Partisi kurucularından Metin Gürcan’ın casusluktan tutuklanması, medya mahallemizin ortasına bomba gibi düştü.

Başta Gürcan’ı bir iki savunan oldu ama, otoparklarda zarflar içinde elçilerden para aldığı görüntüler yayınlandı.
Bir ölüm sessizliği kapladı ortalığı.
Partisi bile sahip çıkamıyor.
Nedeni belli:
İsterseniz Norveç’te olun, bir kere siyasetçi etiğiyle bağdaşmayan bu görüntüleri, kimse savunmaz, savunamaz.

Gizli saklı bir iş yoksa, neden bu raporlar açıktan yazılmaz, fatura kesilmez, otoparkta buluşmak nedir yahu?
Çok zor sorular bunlar.
Gerisi de adaletin işi.

Fakat medyamızı ilgilendiren kısmı, son zamanlarda yazıldığı çizildiği gibi, Gürcan soruşturmasının genişletileceği.

Yazılanlara ek olarak ben de radarıma takılanları, siz sırdaşlarımla paylaşayım.

Gürcan meselesi en çok kimi, nereyi vuracak?
Aslında cevap basit, tutuklanmadan önce hangi büyük kanallara konuk olmuş?
Kimlere konuşmuş?
Bir bakın.

Hangi ekranlar sık sık kendisine yer vermiş?
O ekranlardan kimlerle sıkı arkadaşlık kurmuş?
Bilgi analiz paylaşmış?
Milli güvenlik meselelerinde görüş almış?
Yazımı okuduktan sonra buyurun bakın.
Hepsi açık kaynaklarda var aslında.
Gürcan’ın Twitter paylaşımları iyi bir gösterge.
Gürcan’ı parlatan bir kanal ve onun bir yayın yönetmeni var ki…
İlişkileri eskiye dayanıyor.
İşte tüm bağlar da mercek altında.

Bir de buzdağının görünmeyen kısmı var.
Gürcan gibi, elçiliklere rapor analiz yazan gazeteciler…
Gürcan meselesinde İspanya, İtalya ön plana çıkmıştı.
Ama balığın büyüğü ABD ve Almanya’da…
İddialar doğruysa bu isimler arasında, Doğan medyada GYY’lik yapmış, diplomasi konusunda yıllardır yazan çizen bir isim de var.
Bu ismin ayrıca Abdullah Gül’e yakınlığı da biliniyor.

Bu Gürcan meselesi herkesin tahminlerinin, hayallerinin ötesinde, çok ciddi bir mesele.
O nedenle takipte olacağım, sık sık yazacağım.

DEMİRÖREN’DE YENİ ÖZKÖK VAKASI MI? GETİR GEZİSİNE GİDEN GYY KİM?

Açık konuşayım artık pek gazete okumuyorum.
Ama bugün bir dostumun gönderdiği bir kupür beni hayrete düşürdü.
Milliyet GYY’si Mete Belovacıklı, belli ki Getir’in davetiyle New York’a gitmiş.
Şirketin ABD’deki faaliyetlerini neredeyse yarım sayfa övmüş.

Tam da ballı gezi diyeceğimiz türden bir yazı.
Merak ettim, haberi Mlliyet’in dijitalinde aradım.
Vallahi bulamadım.
Belki vardır da çok iyi gizlemişlerdir.

Neyse…
Tam Özkök kovuldu, Demirören medya, Doğan’dan kalma gezmeli tozmalı tatlı hayatçı GYY profilinden kurtuldu diyorduk ki…
Bu örnek çıkıverdi karşıma.
Hadi adam GYY gazetesinde kimse uyaramamış.
Patronajdan da kimse görmemiş mi?
Ya da görmüş de, aaa ne güzel reklam mı, demiş.
Gerçekten anlayamadım a sırdaşlar…

Hadi kalın sağlıcakla…