CineRadar
14 Eyl 2012 09:30 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:08

AŞKI BULMAK İÇİN ÜÇ HAFTANIZ VAR!

Sonumuzu getirecek bir göktaşı acımasızca dünyaya yaklaşırken, yaşamın tadını çıkarmak için çok az vaktiniz kaldı! Haftanın Filmleri Murat Tolga Şen'den...

yaz bitti ve yerli yapımlar nihayet seyirci karşısına çıkmaya başladı. Haftanın altı filminden ikisi bizim sinemacılarımızdan: Yurt ve Toprağın Çocukları...  Sinemaya uyarlanması çok geç kalınmış bir mesele olan Köy enstitülerini anlatması açısından Toprağın Çocukları, mutlaka sinemada izlenmesi gereken bir film...

Derin meselelere dalmak istemeyenler ama derinlere dalmak isteyenler için yeni bir ’köpekbalığı filmi’ de var bu hafta: Denizin Dişleri... Ama çok fazla umutlanmayın derim. Ölümcül Deney serisinin 5. filmi olan İntikam’da ise güzel ve tehlikeli Alice yine Matrixvari sahnelerde zombi Avlayacak... İşte haftanın filmleri!

İlk ve Son Aşkım / Seeking a friend for the end of the world / Drama, Bilim Kurgu / 101 dk 



Yönetmen: Lorene Scafaria

Oyuncular: Keira Knightley, Steve Carell, Patton Oswalt, Melanie Lynskey, Adam Brody, Gillian Jacobs
 

Özet: Dünyaya büyük bir meteorun çarpacağını ve her şeyin yok olacağını hesaplayan bilim adamları Penny ve Dodge’ın yakınlaşmasını hesaba katmadılar anlaşılan. İşte karşınızda bir “Dünyanın sonu yaklaşıyor!” filmi daha. Ancak bu kez işin içinde biraz komedi, biraz aşk var. 

İlk ve Son Aşkım’ın konusu ilginç ama yeni değil. 1998 tarihli, Don McKellar filmi Last Night (Son Gece)nin çatısını olduğu gibi alıp fikri işine geldiği gibi yağmalamış. Sadece İlk ve Son Aşkım’a kızmamak lazım tabi... 2010 yılında çekilen bizden bir film, Gişe Memuru’da bu meteor hadisesine bir şekilde yamanır. Daha doğrusu, dener ama beceremez. Lars von Trier ustanın Melankoli’sini hatırlayın, o da benzer bir çıkış noktası içerir. Onlara değil de neden bu filme çattığıma gelince, "son günlerimiz" gibi dallanıp budaklanacak potansiyele sahip bir fikri dahi kurutmak epey bir beceriksizlik ister, İlk ve Son Aşkım bunu itinayla başarıyor. 

Oyunculuklara gelelim; ya Keira Knightley kötü bir oyuncu ya da ben onu beyazperde’de izlemeyi sevmiyorum. Cronenberg ustanın elinden çıkma Tehlikeli İlişkiler’deki abartılı performansını bile aratır şekilde oynamış bu defa... Hele de sinema tarihinin en kötü eşleşmesiyle Steve Carrell’in partneri olarak oynayınca hepten rahatsız eden bir performansa imza atmış. 

Steve Carrel’da, tıpkı Jim Carrey gibi, yaşlandığını iyice hissettiriyor artık. Genç kızlarla oynamaktan vazgeçmeli... Ayrıca bu şimdiye kadar izlediğim en hevessiz performansı... Projeye inanmamış olduğunu izlerken hissedebiliyorsunuz. 

Üzgünüm ama İlk ve Son Aşkım iyi bir fikrin oldukça sıkıcı bir uygulaması... Yola çıkanlar arasındaki tutmayan kimya yüzünden hiç bir anının sahiciliğine şahit olamadığımız şık paketlenmeye çalışıldığı her halinden belli bir film izliyoruz. Filmin oyunculuktan gelme yönetmeni Lorene Scafaria, yönetmen olarak eline geçen ilk fırsatta bir başyapıt çekmeye soyunmuş ancak boyundan epey büyük bir iş bu... Olmamış! 

Denizin Dişleri / The Reef / Gerilim / 94 dk 



Yönetmen: Andrew Traucki

Oyuncular: Adrienne Pickering, Zoe Naylor, Damian Walshe-Howling
 

Özet: Avustralya’nın büyüleyici ama bir o kadar da tehlikeli olan açık sularında, deniz sevkıyatında çalışan Luke, kendisini ziyarete gelen eski sevgilisi Kate kardeşi Matt ve Suzie’yi bir tekne turuna davet eder. Fakat Endonezya kıyısına doğru seyahat etmeyi planlayan grubu, Avustralya sularındaki Büyük mercan kayalıkları bölgesinde hiç de hoş olmayan sürprizler beklemektedir.    Kayaklıklarda parçalanan tekne alabora olarak batar, yolcularının ise sadece 2 seçeneği vardır: ya enkaz üzerine bir umut kurtarılmayı bekleyecekler ya da köpek balıklarının cirit attığı bu sularda en yakındaki adaya, 20 mil kadar yüzeceklerdir. Fazla yol almaya fırsat kalmaz ve peşlerine takılan büyük beyaz köpek balığı suları kana boyar... 

Film her ne kadar "gerçek olaylardan uyarlanmıştır" gibi bir bahaneyle başlasa da ekibin bu şekilde yaptığı her yolculukta, batmaktan ve köpekbalıklarına yem olmaktan başka şansı yok zaten. Tekneleri en fazla 12 metrelik bir tekne yani okyanus yolculuğuna gelmez. Ellerinde kıyı sığlıklarını gösteren harita ya da derinlik algılayan hiç bir seyrüsefer cihazı da yok! Ne bekliyorlardı ki, ada sahillerinde şöyle bir gezip gelecekler miydi? Bu seferin kaptanı olan Luke’un yaptığı hataları iki sezon boyunca ali Kaptan yapmadı! 

Geçmişinde balıkçı teknelerinde çalışan Warren haricindekiler, fazla dayanmayacak bu tekne enkazında iyice açığa sürüklenmektense şanslarını kıyıya doğru yüzmekten yana kullanıyorlar ve bakın bu dahiyane fikrin sahibi kim? Bildiniz: Luke Kaptan... Bu andan itibaren Warren’ı bir daha görmüyoruz ve akibetini de film bittiğinde çıkan yazılardan öğreniyoruz. 

Bir süre yüzdükten sonra denizlerin yalnız katili büyükbeyaz ile ilk karşılaşmalarını yaşıyorlar ve bundan sonrası büyükbeyazın bir slasher manyağı figürüne dönüşüp filmin kahramanlarını/kurbanlarını teker teker avlamasıyla devam ediyor. Bazı kapışma sahnelerinin oldukça özenli çekildiğini söyleyebilirim. Maket ya da CGI değil gerçek bir büyükbeyaz izliyoruz bu defa... Ancak neredeyse hepsi de bu! Hikayenin çatısı yanlış kurulmuş, film neredeyse yarı süresinde balığı bırakın ’köpek’ bile demeden akıyor. Hiç bir ilişkilendirme yapılmıyor ve bu yüzden de uzun metraj bir filmi kotaracak kadar dram ya da gerilim yükü barındırmıyor. 

Sadakatsizler / Les Infidèles / Komedi / 109 dk 



Yönetmen: Jean Dujardin, Gilles Lellouche, Emmanuelle Bercot

Oyuncular: Jean Dujardin, Gilles Lellouche, Alexandra Lamy

Özet: Evli olmak illa sadakati gerektirir mi? Bir erkek tek eşli yaşayamayacaksa neden evlenir ki? Peki kadınların ömrü boyu size sadık kaldığından nasıl emin olabiliyorsunuz? Her biri birbirinden çapkın, kadın düşkünü, evli olsa da bağlanmak, tek kadına takılı kalmak istemeyen adamlar. 

The Artist’le tanıdığımız, sevdiğimiz Jean Dujardin’le yeniden karşılaşmak heyecan verici... Sadakatsizler cinsiyetçi ama keyifli bir komedi... Fransızlar yine kendilerine has rahatlıklarıyla ortalarda dolanıyorlar. Haftasonu seyirliği için ideal bir seçim.

Resident Evil 5: İntikam / Resident Evil: Retribution / Korku, Aksiyon / 117 dk 



Yönetmen: Paul W.S. Anderson

Oyuncular: Milla Jovovich, Michelle Rodriguez, Kevin Durand, Sienna Guillory, Oded Fehr, Bingbing Li, Johann Urb, Shawn Roberts, Boris Kodjoe, Colin Salmon
 

Özet: Umbrella Corporation’ın ölümcül T virüsüyle, insanları insan eti yiyen zombilere dönüştürme planıyla dünyamızı tehdit etmeye devam ediyor. İnsan ırkının son ve tek umudu, Alice (Milla Jovovich) Umbrella’nın en gizli operasyon planlarını keşfer ve kendi geçmişine dair bilinmeyenleri de açığa çıkarır. Sığınacak bir yeri olmaksızın Alice Tokyo’dan New York, Washington DC ve Moskova’ya kadar süren kovalamaca içinde bu dehşeti başlatanları avlamaya devam eder... Bu kovalamacada daha önce doğru bildiği her şeyi yeniden sorgulamak zorunda kalacaktır. Yeni arkadaşlar ve destekçilerin eşliğinde Alice uçurumun kenarındaki bu dünyadan kaçabilmek ve hayatta kalabilmek için savaşmak zorundadır.  Geri sayım başlar...  

Yurt / Dram / 76 dk 



Yönetmen: Muzaffer Özdemir

Oyuncular: Kanbolat Gorkem Arslan, Muzaffer Özdemir, Muhammet Uzuner 

Özet: Karamsar ve nevrotik mizaçlı bir mimar olan Doğan, İstanbul yakınlarında arkadaşlarıyla kamp yaparken hastalanır. Danıştığı doktoru kendisine seyahat önerir. Sıla özlemiyle çocukluğunun geçtiği fakat uzun yıllardır göremediği memleketine tatile gider. Modern tekno-liberal zihniyet her yeri eşbiçimli hale dönüştürmüş, yeryüzüne yaptığı düşmanlıklar en ücra köşelere kadar sızmıştır. Doğan, zamanın bitip tükenmek bilmediği, dış dünyayı yalnızca kişiliğinin bir uzantısı gibi gördüğü sükûnet halindeki yurdunu boşuna arayacaktır. 

Toprağın Çocukları / Tarihi, Drama / 112 dk



Yönetmen: Ali Adnan Özgür

Oyuncular: Erkan Can, Ufuk Bayraktar, Müge Boz, Türkü Turan, Şebnem Sönmez, Bahtiyar Engin, Suzan Kardeş 

Özet: saldırıya uğrayan Çingene kızı Karika, Köy Enstitüsü öğrencisi Cevher tarafından kurtarılır ve İsmail Hakkı Tonguç’un da yardımı ile Enstitü içinde koruma altına alınır. Bu durumdan rahatsız olan köy halkının Çingenelerin Enstitüden çıkartılmasını istemesi üzerine bölge komutanı Necip, Enstitü Müdürü Kemal Öğretmen’i gözaltına alır.