Gündem
18 Eyl 2012 14:10 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:09

ANADOLU AJANSI'NDA İŞTEN ÇIKARILAN GAZETECİDEN DUYGU YÜKLÜ MEKTUP!

AA'da çalışan ve bir süre önce gerekçesiz bir şekilde işten çıkarılan gazeteci, yaşadıklarını bir mektupla anlattı.

Anadolu Ajansı Erzurum Bölge Müdürlüğünde 15 aydır yurt muhabiri olarak çalışan ve bir süre önce gerekçesiz bir şekilde işten çıkarılan Gamze İspirli, yaşadıklarını bir mektupla anlattı...

Gamze İspirli'nin mektubu şöyle:

7 Haziran.2011 tarihinde Anadolu Ajansı Erzurum Bölge Müdürlüğünde yurt muhabiri olarak göreve başladım. AA Erzurum Bölge Müdürlüğü Erzurum bürosunda sigortasız çalışan tek yurt muhabiriydim. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıt dışılıkla mücadele konusunu önemsediği için 6 Eylül 2012 tarihinde kuruma denetmenleri göndererek, kayıtdışı çalıştığımı tespit etti. O sırada Erzurum Bölge Müdürü şehir dışındaydı ve telefonla beni arayarak denetmenlerle iletişim kurmamamı istedi. SGK denetmenlerine kimliğimi aldıkları için dışarı çıkamayacağımı ifade ederek, kurumda yaklaşık 15 aydır sigortasız çalıştığım gerçeğini ifade etmek zorunda kaldım. Ertesi gün Anadolu Ajansı hiçbir gerekçe göstermeden işime son verdi. (Konuyla ilgili tüm evraklar tarafımda bulunmakta SGK Erzurum il Müdürlüğünde 6 Eylülde yapılan denetimin dosyası bulunmaktadır)

Ne feshi ihbar, ne iş akdi, ne de savunma hiçbir hak olmadan işime gerekçesiz son verildi. Gerekçe sorup, yazılı evrak istediğimde bana yetkililerce ''bir bakkal nasıl çırağa yarın gelme derse bende sana öyle bir gerekçe sunuyorum kurum senin yüzünden zarara uğradı'' cevabını verdi. Haklarını arayanların ve sorunlarını iletenlerin kurumda sorunlu olarak nitelendirildiği söylendi. 7 Eylül 2012 tarihinde ilişik kesme yazımım Ankara'ya gönderildiği ifade edildi. Bazı resmi kurumlara büyük bir suç işlemişim gibi kurumdan ayrıldığıma ilişkin yazılar gönderildi.

Anadolu Ajansı'nı saygın basın kuruluşlarından biri olarak değerlendirdiğim için tercih etmiş hayal kırıklığına uğramıştım.. Binin üzerine imza attığım gece gündüz hafta sonu demeden koşuşturmamın düşük ücretlerle çalışmamın ödülüydü gerekçesiz işten çıkarılmak. Ne yalan habere attım, ne kurumun imajını zedeledim, ne de meslek ilkelerinden ödün verdim. Yabancı dil bilen, master diplomasına sahip, çok sayıda ödülü olan, yıllarca basın sektörüne emek veren ve Erzurum'da önemli bir hedef kitlesi olan bir gazeteci olarak ajansa çok şey katacağıma inanıyordum oysa.

Anadolu ajansında, il ve ilçelerde çalışan çoğu çalışan iş güvencesinden yoksun, bölge müdürünün lütfüyle 500 ile bin lira arasında maaş alıyor, yurt muhabirleri sürekli gelecek güvencesinden yoksun, yarınlarını görmeden yaşıyor. Yüzlerce haber sosyal güvenceden yoksun, kayıtdışı çalışan ve sömürülen, gerekçesiz işten çıkarılan yurt muhabirleri tarafından yapılıyor. Genel müdürlük çalışanları taşrada ve bölgede çalışan muhabirlerin sorunlarından bihaber. Performans adı altında kadrolulara imtiyaz tanınarak, yurt muhabirleri işten çıkarılma tehdidiyle sömürülüyor. Çağdaş yönetim anlayışı adı altında çalışana wın ve laptop dağıtmakla, haber akademisi kurmakla hakkaniyet sağlanamaz. Önemli olan yurt muhabirliği adı altında sömürülen basın emekçisinin haklarını verebilmek. Yurt muhabirliği adaletsizliğine son vermek.

Hakkımı aradığım için işime son verildi. Genel müdürümüz Sayın Kemal Öztürk, sürekli olarak çalışanın sendika başkanı benim ifadesini kullanıyor. Benim sendika başkanım kim olacak? uğradığım bu haksızlığın bedelini kim ödeyecek? Haklıyken haksız konuma düşenlerin seslerini kim duyacak? Genel Müdürlük, bölge müdürlüklerin sürekli denetleyerek, sorunları tek taraflı dinlediği müddetçe bu gibi olumsuzluklar devam edecektir. Bir çok bölge müdürlüğü çalışanlar üzerinde baskı kurarak, yurt muhabirinin emeklerini sömürüp, genel müdürlüğe çalışanlarla ilgi doğru bilgi aktarmamakta, genel müdürlük yöneticileri de olumsuzluk yansıtılan çalışana söz hakkı verip dinlememektedir. Çoğu bölge müdürlüğü denetimden yoksun, egoların tatmin edildiği, yöneticilikle ilgisi olmayan, haber yazmayı bilmeyen yöneticilerce, krallık sistemiyle idare edilmektedir. Kurumsal hiyerarşi, işi bilmeyen yöneticilerin eline teslim edilmekte, hakkaniyet ilkesi göz ardı edilmektedir. Hiçbir hiyerarşide, bakkal zihniyetini savunmak ve suçlanan çalışana söz hakkı vermeme anlayışı yoktur Yargı sürecinin iyi niyeti olmayan bu haksızlığa en iyi cevabı vereceğine inanıyorum. Kayıt dışılıkta etkin mücadele başlatan hükümetin bu konuya çözüm bulmasını umuyorum .

AA'da yaşanan bu hak arama mücadelesinin, işten çıkarılmayla sonuçlanması basın emekçisine verilen değeri gözler önüne sermekte, basın tarihine kara bir leke olarak geçmektedir. Genel Müdür Sayın Öztürk'ün bölge ve büro müdürlüklerini güvenilir ellere verdiğine emin olmasını ve bölge müdürlüklerini denetleyip, tek taraflı kararlar vermemesini bekliyoruz. Kamu kurumları dahi kayıtdışılık konusunda iyi niyetten yoksun, davrandığı müddetçe konuyla ilgili olumlu sonuç alınmasını beklemek hayalcilik olmaktan öteye geçemeyecektir.

Gazeteci Gamze İSPİRLİ