ÜNLÜ SPİKERDEN İTİRAF; "EŞİMLE AYRILMA NOKTASINA GELDİK"

CNN Türk spikeri Özge Uzun, sergilediği güçlü anne profiliyle herkese örnek oluyor.

Hiç beklemediği anda hamile kalan, zorlu geçen bir hamileliğin ardından bebeğinde kalça çıkığı, kalp sorunu, bitişik parmak ve gelişim geriliği olduğunu öğrenen haberci Özge Uzun, sergilediği güçlü anne profiliyle herkese örnek oluyor. Uzun, yaşadıklarını Bebek dergisine anlattı.

Ne zaman evlendiniz?
- 2 Temmuz 2006’da. Evliliğimizin birinci yıl dönümünde beş aylık hamileydim.

Hamileliğiniz bilinçli miydi, yoksa sürpriz mi oldu?
- Vallahi hem bilinçliydi hem de sürprizdi diyebiliriz. Eşimin de benim de ikinci evliliğimiz. Aslında biraz da çocuk için evlendik. Zaten aynı evi paylaşıyorduk. 15 gün içinde nikah masasında bulduk kendimizi, bir haftada dikildi gelinlik, o derece hızlıydık yani. Sonra ben iş değiştirdim. Bebek için biraz bekleyelim dedik, ama çoktan hamile kalmışım.

Hamile olduğunuzu nasıl öğrendiniz ve ilk tepkileriniz neler oldu?
- Çok uzun süre bekledim anne olmayı. ılk evliliğim sırasında olmamıştı ve artık umudumu yitirmeye başlamıştım. şubat sonuydu, akşam saat 22.00 civarı evde oturuyorduk. Keyifsizdim, ağzımın tadı yoktu, bir yorgunluk hali vardı. Sigara kullanıyordum ve artık kokusu midemi bulandırmaya başlamıştı. Bir gariplik olduğunu anladım. Sonra, en son ne zaman regl olduğumu hatırlayamadım. Volkan’ı büyük bir heyecan sardı ve “Ben nöbetçi eczane aramaya gidiyorum” dedi ama ben umutsuzumdum çünkü daha önce defalarca yaşamıştım bu anı! “Bırak, yoktur bir şey” dememe rağmen eczane aramaya gitti ve büyük bir heyecanla geri dönü. “Hadi yap bakalım” dedi. Umutsuz ama yine de heyecanlıydım. Testi yaptıktan sonra banyoda bırakarak salona döndüm. Beş dakika sonra Volkan gitti. “Kaç çizgi olması gerek?” diye bağırıyor, iki diyorum. “Nasıl iki?” diye soruyor... Banyoya gittim, bir baktım hamileyim. Birbirimize sarıldık ağladık, sonra da aileleri aradık.

ÖĞÜRMEKTEN KILCAL DAMARLARIM ÇATLADI

Hamileliğiniz nasıl geçti?
- İlk altı ayı felaketti diyebilirim. Mütemadiyen bulantı, kusma ve öğürme. Bu altı ay boyunca neredeyse buzdolabını hiç açmadım. Tuzsuz peynir ve ekmek dışında tek yiyebildiğim bol naneli yayla çorbası oldu. Bütün parfümlerimi başkalarına dağıttım, evdeki sıvı el sabunlarını kaldırdım. Sadece beyaz sabun kullanabildim. Su bile kokuyordu bana. O dönemde annemle Volkan yıkadılar beni, çünkü ben bir elimle burnumu kapatıyordum. Artık kusma ve öğürme öyle bir noktaya ulaştı ki, bir sabah saçımı tararken saç diplerimin kıpkırmızı olduğunu gördüm, hemen hastaneye gittik. Meğer öğürmekten kılcal damarlarım çatlamış. Altıncı ayın sonunda bıçak gibi kesildi bu durum ve iştahım açıldı.

Daha sonra nasıl beslendiniz?
- Hamileliğimin altıncı ayından sonra canım sürekli tatlı istedi. Aman kilo almayayım gibi bir derdim olmadı hiç. Canım ne isterse yedim, keyfini çıkardım. Bol bol yürüdüm, yüzdüm. Bu dönemde yüzmek çok iyi geldi, rahatlattı.

Hamileliğinizin kaçıncı ayına kadar çalıştınız?
- Son 15 güne kadar çalıştım. Yayında doğuracağımı söyleyip dalga geçiyorlardı.

Zor olmadı mı?
- Bulantılarım olduğu dönem işkence gibiydi, ama karnım büyümeye başladığı dönem eğlenceli geçti diyebilirim. Elim ayağım, yüzüm hiç şişmedi. Karnım çok büyüktü sadece, top yutmuş gibiydim, ikiz sananlar oluyordu.

OLANLARI PSİKOLOG EŞLİĞİNDE SÖYLEDİLER

Doğum nasıl oldu?
- Aslında ben normal doğum istiyordum ama Dağhan’ın pozisyonu buna uygun değildi. Epidural sezaryen oldu. Aslında iyi ki de öyle olmuş. Sağlık sorunları olduğu için normal doğum çok riskli olacaktı, hem benim için hem de bebek için. Eşim de yanımdaydı doğumda. Heyecanlı ve eğlenceli geçti aslında. Heyecan çeneme vurdu, sürekli konuştum. Sonra Dağhan doğdu. ılk başta sorun olduğunu ben anlamadım, eşim anlamış. O an kamera kayıttaydı, sonradan izlediğimde ameliyathanede bana belli edilmeyen telaşı çok net gördüm. Dağhan’a yapılan müdahaleleri... Hemen yoğun bakıma çıkarıldı.

Siz nasıl öğrendiniz?
- Doğumdan birkaç saat sonra bir psikolog eşliğinde doktorum söyledi, önce algılayamadım. Çünkü söyledikleri çok yabancıydı. Sonrasında ağlama ile birlikte bir kabullenememe oldu. Elbette dünya başıma yıkıldı, kimin yıkılmaz!

Hamilelik döneminde yapılan testlerde, kontrollerde ve ultrason görüntülerinde hiçbir şey anlaşılmadı mı?
- Anlaşılmadı, anlaşılamadı. Aslında şimdi düşündüğümde iyi ki anlaşılmamış diyorum. Belki gebeliği sonlandırmak isteyeceklerdi, ben de böyle tatlı bir meleğe sahip olamayacaktım.

Daha sonra neler yaşadınız, neler yaptınız?
- Sonrası bol doktorlu, ameliyatlı, umutsuzluktan umut yaratılmaya çalışılan günlerdi.

Tüm bu yaşadıklarınızdan sonra güçlü bir kadınmışım dediniz mi?
- Bu konuda hiç mütevazı davranamayacağım. Yani evet, ben çok güçlü bir kadınım.

EŞİMLE AYRILMAYI BİLE DÜŞÜNDÜK

Eşinizle bu dönemde ilişkiniz nasıldı?
- Biz daha da kenetlendik ama sevgili durumundan iki iyi dosta dönüştük. Evet, bu iyi bir şey ama evlilik sadece dostlukla yürüyen bir kurum değil. Biz çok tutkulu bir ilişki yaşadık. Dağhan’dan sonra bu tutku ve enerji elbette çocuğumuza yöneldi. Ben Dağhan ile, o işiyle daha çok meşgul oldu. Yakınlaştık derken uzaklaştığımızı gördük. Dağhan dışında hiçbir konu konuşamaz olduk. Biz çok uzun saatler sohbet eden, beraber çok eğlenen bir çifttik. Baktık, o da yoktu artık. Hatta bir ara ayrı devam etsek mi sorusunu da sorduk birbirimize ama bizi birleştiren yine Dağhan oldu. Ailemiz destek oldu, baş başa tatile çıktık, tekrar flört etmeye başladık ve toparladık.

Dağhan şimdi nasıl? Tedavileri ne zaman bitecek?
- Dağhan iyi... Yürümeye başladı yavaş yavaş. Henüz dengesini tam koruyamıyor, bacaklarının güçlenmesi gerekiyor. Bu uzun bir süreç. Bizi ne beklediğini tam olarak bilmiyoruz. şu andaki çalışmalar Dağhan’ın belki bir yıl gecikmeyle de olsa okula başlayabilmesi ve hızla yaşıtlarını yakalamasına yönelik.

İkinci bir çocuk düşünüyor musunuz?
- Hem düşünüyorum, hem korkuyorum. Dağhan yürüsün, konuşsun önce. Tabii, ikinci bir çocuk olursa Dağhan bebeğe haksızlık olur mu diye düşünmüyor da değilim. Bu düşüncelerden sıyrıldığımda istiyorum, ama ne zaman olur bilmiyorum. Dağhan benim gülmeme de ağlamama da yeter şimdilik.