"TELEVİZYON EKRANLARINDA FELAKET TELLALLIĞI!"

"Bu yazıyı okuyorsanız sorun yok. Hâlâ hayattasınız demektir bu. Durun, hiddetlenmeyin ..."

Bu yazıyı okuyorsanız sorun yok. Hâlâ hayattasınız demektir bu. Durun, hiddetlenmeyin vallahi oruç başa filan vurmadı. Önceki akşam Kanaltürk’te (Çıkmaz Sokak) ekrana gelen bir iddia yüzünden böyle bir giriş yaptım... Sanırım adı Fuat Arman’dı, kıyamet araştırmacısının. Böyle bir meslek olduğunu bilmiyordum. Bilim dalını filan da hiç duymamıştım. Yokmuş da zaten... Ama arkadaş öyle iddialıydı ki, bildiklerimi tekrar gözden geçirme ihtiyacı duydum. Sanal ansiklopedilere baktım, orada da birkaç kehanet kişisinin çiziktirdiklerinden başka da bir şey yoktu. Neyse, uzatmayalım... Fuat Arman, 12 Ağustos’u 13’üne bağlayan gece dünya üzerinde büyük bir felaket yaşanacağını bu yüzden de Toroslara sığındığını filan iddia ediyordu. Yaşanacak şey hakkında tam fikir sahibi değildi ama sel baskını gibi bir şeyler çıktı ağzından... Stüdyodakilere şehirde durmamalarını, kendisi gibi dağlara filan çıkmalarını salık verdi. İtibar görmedi ama ben büyük kıllandım!.. Zaten haklıysa da bu yazı boşa gitmiş, biz de Arafta sırasını bekleyenlerin içinde yerimizi almış olacağımız için takmayın kafanıza...

Türk Malı hakkındaki düşüncelerim

Türk Malı (Show TV) dizisi için RTÜK tarafından istenen “Türk dilini bozması” hakkındaki savunmayı gereksiz bir hassasiyet olarak niteliyorum... Bu köşeden de çok eleştirdik ama gerçek şuydu ki; diziyi izleten kelime esprilerinin bizzat kendisi ve bu esprileri yapan oyuncuların etkinliğiydi... Şimdi iki güç bir araya gelip bir çekim alanı yaratıyorsa bunu bir suç olarak niteleyebilir miyiz? Türk insanının aklı mı yok? Bir dizi karakterinin esprilerini diline pelesenk yapacak ve bunun sonunda Türkçe’si bozulacak öyle mi?.. Yapan varsa (ki var bazıları) RTÜK bizzat onları eğitime tabi tutsun. Polat’la Polat, Abiye ile Abiye olan zayıf karakterlilerin vebalini niye Türk Malı’nın boynuna asıyorsunuz ki? Sezar’ın hakkı Sezar’a. Bakmayın bu köşeden veriştiririz ama iş ses kısmaya gelince, bizzat sesin kendisi oluruz. Biline!

Mesut YAR / POSTA