TAMAM ''DELİKANLILIĞIN RACONU”NA HİÇ YAKIŞMADI FAKAT “KUTSALLAR”A SALDIRMAK HANGİ RACONA UYUYOR?..

Medyaradar medya analisti Atilla Akar Nihat Genç'in Nagehan Alçı ile ilgili sözleri dolayısıyla yaşanan tepkilere “Hem nalına hem mıhına” bir yorumla katıldı&...

Nihat Genç’in Odatv’de yayınlanan “Nagehan Alçı Nereye Koşuyor?” başlıklı yazısını ilk okuduğumda şöyle bir durdum. Doğru mu okuyorum diye tereddüt geçirdim önce. Sonra bir daha dikkatle okudum. Yanlış görmüyordum. Nihat Genç  orada Alçı için “Taze gelinim’ senin evin yok mudur diye sormaz mı kayınvaliden cicibaban. Milletin ağzı torba değil ki büzesin, her Allah’ın akşamı TV’lerdesin, bak buradan söylüyorum yarın bir gün hamile kaldığında, konu komşuyu kesinlikle inandıramazsın bebeğin kocandan olduğunu…” demekteydi. Tabii ki bu tarz bir tepki hiç “şık” kaçmamıştı. Ne olursa olsun “kavgada bile söylenmeyecek laflar” kategorisine giriyordu bence. Ayıpsadım…

Aynı nedenle hemen ertesine yayınlanan “Atatürk birdenbire ’’demokrasi’’ getiremezdi. Getirirdi diyenin alnını karışlarım!” başlıklı yazımın sonuna eklediğim “ilave not”da “Bence ayıp olmuş ve hiç yakışık almamış.” şeklinde kanaatimi belirttim. Bu kanaatim halende değişmiş değildir…

Daha doğrusu Nagehan Alçı’nın Che sataşmasından bu yana birilerinden benzeri türde tepkiler bekliyordum. Fakat ne yalan söyleyeyim bu kadar “sert” olanını değil. Ancak Atatürk’e bulaşması ise bardağı taşıran damla oldu sanırım. İlginçtir daha geçen akşam solcu arkadaşların bulunduğu bir “Kafe” ortamında böylesi bir tartışmanın ortasına düştüm. Nagehan Alçı (ve onun gibilere) dair genel kanaat (mealen söylüyorum) şuydu; “Bu gibilerle bir ideolojik/teorik tartışma yapılamaz. Çünkü oldukça seviyesiz, cahil ve hakaretçiler. Sürekli provokatif davranıyorlar. Buna karşı ancak küfür edilebilir. O da yapılamayacağına göre en iyisi hiç cevap vermemek, kale almamak.” Dolayısıyla bu “hissiyat”ın bir yerde patlak vereceğini (“Az bile” diyenleri eleyerek söylüyorum.) tahmin ediyordum ama bu kadar “erken” ve bu kadar “ağır” biçimde değil.

KANTARIN TOPUZU EPEYCE KAÇMIŞ!

Muhtemel tepkinin Nihat Genç’ten gelebileceğini ise hiç tahmin edememiştim. Fakat buna hem şaşırdım hem şaşırmadım. Şaşırdım, çünkü; Nihat Genç’in bu tarz bir yaklaşıma her şeye rağmen sapmayacağını sanırdım. Herkese vaaz ettiği “delikanlılık”, “adap”, “efendilik”, “mertlik”, “racon”, vb gibi kavramlara riayet ve dikkat edeceğini umardım. Bu noktada bir “tutarlılık” görmek isterdim. Hele de bir kadın ve onun onuru söz konusu ise daha bir “edep dahilinde” davranmasını beklerdim. Öte yandan şaşırmadım çünkü Genç, aynı zamanda “hırçın”, “sivri dili”, “duygusal tepkici” bir yazar. Bu yanıyla “fren tertibatı” her an bozulabilir bir “potansiyeli” var. Kime, ne zaman, nasıl “çakacağı” pek belli değil…