"REKLAM ARASI" AÇIKLAMAYA TAZMİNAT DAVASI!..DOBRA DOBRA NİÇİN MAHKEMELİK OLDU?..

Dobra Dobra adlı magazin programında reklam arası olduğunu sandığı sırada yapılan açıklamanın televizyondan yayınlanması üzerine TTB Başkanı Prof.Dr.Gençay Gürsoy hakkında dava açıldı.

Dr. Leyla Onay, bir televizyon programında Hülya Avşar'ın annesi Emral Avşar'a ilişkin söylediği sözün ardından, gazetelere asılsız demeç vererek kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını öne sürdüğü Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy'un da aralarında bulunduğu 3 kişi hakkında manevi tazminat davası açtı.

Onay'ın avukatlarınca hazırlanarak, Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine verilen dava dilekçesinde, Onay'ın, 15 Ekim 2007'de özel bir televizyon kanalında yayınlanan ''Dobra Dobra'' adlı programa katıldığı belirtildi.

''Program sunucularından Pakize Suda'nın, reklam arası verildiği izlenimi uyandırılarak Onay ile yaptığı sohbet sırasında, ekranda konuyla ilgisi olmayan Emral Avşar'ın görüntüsünün yayınlandığı'' anlatılan dilekçede, Onay'ın da bunun üzerine daha önceden Avşar'ın her iki akciğerinden çok ağır derecede hasta olduğunu duymasının verdiği üzüntüyle ''5 ay sonra aramızda olmayacak'' dediği ifade edildi.

Dilekçede, bu sözün şahsi sohbette söylendiği ve Emral Avşar ile Onay'ın doğrudan bir görüşmesi olmadığı için Avşar'a söylenmiş bir söz ya da Avşar'ın duyması arzulanan bir konuşma olmadığı kaydedildi.

Bu olay sonrası, davalılar TTB Başkanı Prof. Dr. Gürsoy, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen ile Doktor Ayşegül Bilen'in, ''çeşitli gazetelere asılsız demeç ve beyanatlar vererek, Onay'ın hastaya ömür biçtiğini, bu nedenle hakkında İstanbul Tabip Odasınca soruşturma başlatıldığını ve Onay'ın daha önce de meslekten yasaklanmış olduğunu'' söyledikleri savunuldu. Dilekçede, davalılar ile Onay arasında eskiye dayalı husumet bulunduğu anlatılarak, Onay hakkında daha önce verilen cezanın yasal dayanağı bulunmadığı ve kendisinin bu konuda yargıda aklandığı kaydedildi.

Davalıların, ''Onay'ın aklandığı olayı kasıtlı olarak gündeme getirerek kişilik haklarına saldırıda bulundukları ve gelecekteki hastalarıyla ilişkilerini etkilemeye, mesleğini yapamaz hale getirmeye çalıştıkları'' öne sürülen dilekçede, davalıların 30 bin YTL manevi tazminat cezasına çarptırılması istendi.