MHP’li isimden Can Ataklı’ya ‘FETÖ’cü’ suçlaması! Köşesinden cevap verdi…

Can Ataklı'yı hedef alan MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, FETÖ’cü suçlamasında bulundu ve yargıya işaret etti.

Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, önceki gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin Afganistan politikasına ilişkin yaptığı açıklamaya eleştiride bulundu. Bahçeli’nin, “Afganistan’dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir” ifadesine dikkati çeken Ataklı, MHP liderine “Afganistan’dan çekilmenin Anadolu’yu tehlikeye neden atacağını açıklamalı” çağrısında bulundu.

Can Ataklı, bu ifadelerinin ardından MHP'li kurmayların hedefi haline geldi. MHP'nin Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir sosyal medyadan yayımladığı mesajlarda şu ifadeleri kullandı:

‘Erdoğan'ın gitmesi için büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük bir başka doğal felaket… Çok büyük sel, çok büyük yangınlar olması lazım’ diyebilecek kadar Türkiye düşmanı olan bu insanlıktan nasibini almamış şahsın Sayın Genel Başkanımızla ilgili tüm sözleri bühtandır.

Geçmişte ‘FETÖ terör örgütü değil, FETÖ diye bir örgüt yok, 15 Temmuz darbe marbe değil’ diyebilecek kadar fütursuzlaşarak, karanlık ve hakiki suretini gözler önüne seren Can Ataklı gibi birinin kim olduğu, nereye hizmet etme amacı taşıdığı zaten bellidir.

Karabağ savaşı yaşanırken, ‘Türkiye'nin bugünkü ortamda Azerbaycan-Ermenistan sürtüşmesine aktif olarak girmemesi gerekir.’ beyanıyla işgal, soykırım ve hukuksuzluğu savunarak Türklüğün varlık mücadelesinde düşman siperinde yer aldığını bir başka yönden daha göstermiştir.

Cumhur İttifakı karşıtlığında akıl, şuur ve vicdani melekelerini kaybettiğini her haliyle gözler önüne seren Can Ataklı, Afganistan’da yaşananlar, ülkemize etkileri ve Türkiye’nin izleyebileceği yol konusunda yorum yapmaya kabil en son insan bile değildir.

Sorsanız haritadan yerini bile bilmediği bir ülke hakkında ahkâm kesen, şimdiye kadarki haliyle Türkiye’ye yönelen tehdit ve tehlikeler karşısında daima hasım saflarda yer aldığı gözlemlenen Ataklı ve türevlerinin tutumu artık katlanılabilir seviyede değildir.

Afganistan’da yaşanan güncel gelişmelerle ilgili Sayın Genel Başkanımız 5 maddeden oluşan MHP’nin görüş ve önerilerini sıralamıştır. Bu önerilerin hepsi akıl ve vicdan sahibi, Türkiye kaygısı ve sevdası taşıyanlar tarafından ilk günden beri dikkatle takip edilmektedir.

İlave olarak çoğu uluslararası çevrelerin dahi ne yapılacağına dair karar veremediği bir ortamda MHP, Türkiye’nin milli güvenlik hassasiyetlerini sıralamış, insani değerler ile bölgesel barış ve istikrarın tesisi için makul olan girişimleri açıklamıştır.

Can Ataklı fitne yuvalarında Türkiye’ye zarar getirecek girişimlerin tamamında takındığı hastalıklı ve kötürüm halini burada da sürdürmüş, bilgisi olmadığı, herhangi bir hassasiyet taşımadığı bu meseleyle ilgili emperyalistlere teslimiyetini göstermiştir.

Bu tiplemeler Türkiye’nin etken bir ülke olmasından rahatsızdır. Kraldan çok kralcıdır, Amerikalılardan daha fazla Amerikancıdır. Ne hazindir ki tipik zillet tayfası gibi bu vahim hallerini de Atatürkçülük kılıfına gizleme gayretindedirler.

Türkiye’ye karşı hemen her yönden yönelen tehdit ve tehlikeler münasebetiyle milli bir duruş sergilemek yerine daima Türkiye’nin aleyhine olacak gündemlerin peşine takılma gayreti sarfeden tüm medya organlarının tutumu da aynı kapsamdadır.

Ataklı ve benzerleriyle birlikte kendilerini zillet mensubu olarak tanımlayan medya kuruluşlarının milli bekamızı doğrudan ilgilendiren meselelerde Türkiye aleyhinde tutum takınmaları kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır. Buna müsaade edilemez.

Aksi yönde istikamete girme niyeti taşıyanların, tutum takınanların ve bilhassa fonlanan kurum ve kişilerin milli vicdanda yeri olmamakla beraber, medya faaliyetlerinin fikir özgürlüğü kisvesi altında değerlendirilmesi de mümkün değildir, olamayacaktır.

Can Ataklı gibi FETÖ’yü savunan, milli çıkarlarımız, değerlerimiz ve hassasiyetlerimiz karşısında hemen her fırsatta yasalara aykırı tutum takınanlara karşı hukukun gereğini yapması en tabi beklentidir.”

“TAHAMMÜLLÜ OLMAYA DAVET EDİYORUM”

Korkusuz yazarı Can Ataklı, kendisini hedef gösteren MHP'li İsmet Büyükataman'a köşesinden tepki gösterdi. “Okurken gerçekten çok üzüldüm” diyen Ataklı, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere tüm yetkili isimleri, eleştirilere karşı daha tahammüllü olmaya, cevap verme gereği duyduklarında ise düzeyi asla düşürmemeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Can Ataklı'nın ‘Bu üslup bir siyasi partiye yakışmaz’ başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

“KORKUSUZ Gazetesi’ndeki köşemde önceki gün Bahçeli’nin yaptığı Afganistan’dan askerimizi çekersek Anadolu’nun güvenliğini tehlikeye girer” açıklamasını irdeleyen bir yazı yazdım.

Yazının başlığı aynen şöyleydi; “Afganistan’daki askerimizi geri çekersek Anadolu neden tehlikeye girecekmiş?”

Bahçeli’nin konuyla ilgili açıklamalarını kelimesi kelimesine yayımladıktan sonra da şunu yazmıştım;

“Şimdi, Bahçeli’ye bir çağrıda bulunmak istiyorum. Afganistan’dan çekilmenin Anadolu’yu tehlikeye neden atacağını açıklamalı. Afganistan’daki askerlerimiz oradan Türkiye’yi nasıl koruyorlar? Geri döndüklerinde ne olacak? Bahçeli’nin buna mantıklı cevabı olduğunu sanmıyorum, ama şunu aklı başında herkes biliyor ki, asıl Afganistan’da olmak Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokacaktır.”

Bu yazım MHP tarafından beğenilmemiş.

Partinin Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman yazılı bir açıklama yapmış.

Okurken gerçekten çok üzüldüm.

İktidar ortağı olan bir siyasi parti, beğenmediği bir eleştiri yazısına cevap verirken düzeyini bu kadar düşürmemeli, bir gazeteciyi toplum önünde hedef haline getirmemeli.

MHP bildirisi benden “korsan gazeteci” diye söz ediyor, bu ne demekse…

Diğer gazetecilere çağrı yapılarak “Gerçek gazetecilerin bu korsan gazetecileri aralarından ayıklamaları, mesleğin saygınlığını koruması adına da önem arz etmektedir” deniyor.

“Gazeteciliğin arkasına sığınarak Devlet Bahçeli’ye seviyesizce saldırdığımı” ileri süren bildiride bakın hangi ifadeler var;

“Millet İttifakı’nın bozuk akorduyla kulaklarımızı tırmalayan Can Ataklı isimli sözde gazeteci ve kaos tetikçisi; gerek yazdığı yazılarla ve gerekse yaptığı yayınlarla toplumsal huzurun ve kardeşliğin bozulmasına hizmet etmektedir.

Görgüsü ve en basit konulara dair dahi bilgisi olmadığı hâlde her meselede konunun uzmanıymış gibi ahkâm kesen bu medya soytarısının vatan ve millet düşmanı bir azınlık dışında alkışçısı da kalmamıştır.”

Böyle bir düzeysiz ifade olur mu?

İktidarın dünyada gelişen olaylara karşı inisiyatif aldığını, bundan rahatsızlık duyanların bulunduğu kaydedilen bildiride daha sonra şu görüşlere yer verilmiş;

“Bu odakların kölesi olan Ataklı gibi isimlerin ve malum siyasilerin Cumhur İttifakı’nda sürekli olarak bir efendi, köle nöbetleşmesini kaleme almaları da yaşadıkları bu derin aşağılık durumun yansımasıdır. Akşener’in ve Kılıçdaroğlu’nun tuhaf bulduğunu söylediği bir açıklamaya Can Ataklı’nın itiraz etmesi mümkün müdür ki Can Ataklı, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Afganistan açıklamalarını makul bulsun? Ataklı, hür iradesi ile en son ne zaman bir yazı kaleme aldığını hatırlamakta mıdır?”

Vallahi ayıp, billahi ayıp…

MHP bildirisinde aynı zamanda “emperyalizmin de kölesi olduğum” belirtilerek şu görüşe yer veriliyor;

“Ataklı’nın, Türkiye’nin ‘emparyalistçilik oynadığı’ ithamı ise başlı başına lanetlenmeyi hak etmektedir. Türkiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ sözünde yaşamaya devam eden millî ülküsünü hayata geçirmek için dünyaya yeniden adaleti getirmenin mücadelesini vermektedir. Sömürmek ile sömürü düzenine son vermek arasındaki fark, gerçek bir gazeteci ile Can Ataklı arasındaki fark kadar belirgindir.

CHP, İP, HDP ittifakının; Türkiye’nin millî ülküsüne destek veren vatandaşlarımıza ‘düşük nitelikli beyinler’ diyebilen Ataklı’da bir beyin bulunup bulunmadığına dair bir araştırma önergesini Meclis’e sunacağını ümit ediyorum.”

Dünkü yazımı burada tekrar yayımlamak istemiyorum, ama sayfada duruyor, isteyen lütfen açıp tekrar okusun.

Sonra da MHP’nin neredeyse bütün metnini size sunduğum bu bildirisine baksın.

Bir siyasi parti neden, geride tertemiz bir 45 yıl bırakmış bir gazeteciye, velev ki eleştiri dozunu artırmış olsun, bu kadar düzeysiz cevap verir?

Siyasi bir eleştiriye cevap vermek ya da açıklama göndermek yerine, ağır küfür ve hakaretlerle muhatapları küçük düşürüp ezmeye çalışan bir zihniyet, siyasi parti olarak ciddiye alınabilir mi?

Üstelik MHP bunu hep yapıyor.

Her eleştiriye akla hayale gelmez hakaretlerle cevap vermeye kalkıyor.

Böyle yapınca MHP’nin değer kazandığını mı düşünüyorlar acaba?

Bu tür açıklamaları yapanlar, ağır hakaretler yağdırdıkları kişileri aynı zamanda hedef gösterdiklerini bilmiyorlar mı?

Nitekim bu şekilde yapılan açıklamalar sonucu saldırıya uğrayan ve tesadüfen ölümden dönen kişilerin varlıklarından habersiz olabilirler mi?

MHP’ye hakkımdaki çok haksız ve gerçek dışı ithamları nedeniyle teessüflerimi göndermek istiyorum.

İktidar ve zaman zaman muhalefet tarafından da linç kampanyalarına uğramış bir gazeteci olarak, başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere tüm yetkili isimleri, eleştirilere karşı daha tahammüllü olmaya, cevap verme gereği duyduklarında ise düzeyi asla düşürmemeye davet ediyorum.

Yazının tamamı için tıklayın!