Mahsun Kırmızıgül’e sansür uygulandı palavrası!

Mahsun Kırmızıgül'ün yeni filmi Vezir Parmağı'na gerçekten sansür uygulandı mı yoksa sosyal medya ateş olmayan yerden duman mı çıkarıyor? Bu soruların cevabı Murat Tolga Şen'in yeni yazısında...

MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com

Dünden bu yana mailler, telefonlar alıyorum. “Hani sen cesur sinema yazarıydın, Mahsun Kırmızıgül’ün filmine sansür var, neden yazmıyorsun” diyorlar. Peki, yazıyorum ama beklentiye uygun bir yazı olmayabilir, zaten bekleneni yapmamakla meşhurum!

Kimin ne düşündüğü umurumda değil, başlangıçta çabasını küçümsediğimi itiraf etmekle birlikte Mahsun Kırmızıgül’ün sinemacılığını, şarkıcılığından çok daha gerekli buluyorum. Mucize filmini seyircilerle birlikte izlerken, salonda her yaştan insanı görmek beni mutlu etmişti. Bizim sinemalarımıza böyle filmler her zaman gelmez, genelde gençlerin hoşuna gidecek türden sulu komediler çekilir ve 15-25 yaş dışında kalan seyirci film izlemek için salona gitme refleksini kaybeder.

Yıllar içinde geldiğimiz sonuç budur ancak bazı filmler istisnadır. Mahsun ilk filminden bu yana "sadece gençler için çekilmemiş" filmler üretti. Beyaz Melek, Güneşi Gördüm, Mucize… Filmleri hatırı sayılır gişe rakamlarına ulaştı. Bu çabayı yok mu sayalım? Eğer bu ülkede bu kadar çok sinema salonu varsa, bu biraz da onun yüzünden. İş yapmayan filmlerden ibaret bir ülke sinemasının ne hale geldiğini 80’lerde gördük. Sinema salonları gözümüzün önünde kömür deposu oldu.

Mahsun Kırmızıgül’ün son filmi Vezir Parmağı’nı (henüz) izlemedim ama filmin kopardığı fırtınayı şaşkınlıkla izliyorum. Filmle birlikte yükselen bir protesto dalgası var. 400 salonda iddialı bir açılış yapan ama gişede umduğunu bulamayan filmin derdi bununla ilgili değil. Bazıları, Mahsun Kırmızıgül’ün cemaatçi ya da PKK’lı olduğunu iddia ederek eserini taşlıyorlar.

Her sanatçının seveni kadar nefret edeni de vardır. Hele de ucundan kıyısından popülist ve politik bir sinema yapıyorsa… Protestolar, kızgınlıklar olabilir, bunda bir sakınca yok, demokrasinin gereğidir zaten ama ben asıl “yetişin, sansür vaaaar” diyerek mahalleyi yaktığımıza şaşırıyorum!

Yeşim Ustaoğlu bol ödüllü eserine (Tereddüt) bakanlıkdesteğini geri ödememek için otosansür uygulamak zorunda kaldığı sıralarda pek sessiz olan SİYAD bile bir açıklama yaparak Mahsun Kırmızıgül’ün filmine uygulanan sansürü kınadığını açıkladı. Şimdi o durum sansür değilken burada bir sansür vakası var mı?

Hayır, yok. En azından şimdilik ama bu feryat figanla her an filmde memleket aleyhine çok acayip şeyler dönüyormuş sanılıp gerçekten yasaklanabilir, Mahsun Kırmızıgül gözaltına alınabilir vs. Burası Türkiye!

Olan biten şu; iki belediye başkanı kendi belediye sinemalarında (sanırım ikisi de tek salonlu) Mahsun Kırmızıgül’ün filmini oynatmayacaklarını açıklayıp bunu da siyasi şova çevirme amaçlı videolar çekerek sosyal medyada paylaşmışlar. Milliyetçi hassasiyetleri olan adamlar bunlar, Osmanlı’da geçen “savaş yüzünden erkeksiz kalmış kadınlar” hikayesine takılmışlar. Filmi izlediklerini de düşünmüyorum ama adamlar belediye başkanı, sinemalar belediye sineması. Kendi etki alanlarında bir karar almışlar, bu onların tasarrufudur, istedikleri filmi gösterir, istemediklerini göstermezler. İtiraz edecek olanlar da o ilçede yaşayan sinemaseverlerdir. Talep ve itiraz etme haklarını şu an yaptığımız alavunculukla ellerinden alıyoruz, bilmem farkında mısınız?

Hal böyleyken SİYAD meseleyi akılcı bir şekilde analiz etmek yerine fırça kayarcasına "derhal filmin gösterilmesinin önündeki engelleri kaldırın" diyor. İyi de "filmi göstermeyeceğiz" diyen adam belediye başkanı, göstermediği yer de belediye sineması... Olayı siyasi şovuna konu yapmış, başka da bir numara yok! Sosyalist Ovacık Belediyesi, (sineması yok diye biliyorum, keşke olsa) muhafazakar bir sinemacının filmini göstermezse o da mı sansür olacak? Birileri "bu filmi göstereceksin arkadaş" diye buyurursa o zaman ne düşüneceğiz, ne hissedeceğiz, ne yapacağız? 

Eğer bir belediye başkanı çıkıp, “şehrimizdeki hiçbir sinemada bu film gösterilemez” derse iş değişir ki zaten onu da diyemez. Film Kültür Bakanlığından “eser işletme belgesi” almış bir yapım, kimsenin haddine değil öyle bir ferman yayınlamak. Dolayısıyla ortada bir yasaklama, sansür etme vakası yok. Vezir Parmağı yüzlerce salonda gösterilmeye devam ediyor. Mersin'in 64 bin nüfuslu Anamur ilçesinde neden gösterilmediğinin hesabını da kusura bakmayın ama Anamurlular soracak. O belediye başkanını seçen onlar…

Sosyal medyaya bir kibrit verin size bütün şehri yaksın! İşte Mahsun’un filminin başına gelen bu ve bu çığlıklar karşı tepkiyi arttırmaktan başka da işe yaramaz, yaramayacak!

MURAT TOLGA ŞEN

Tüm yazılarını göster