Koca Koca Yalanlar aslında hangi mesajı veriyor?

Sinema-TV eleştirmenimiz Murat Tolga Şen, RTÜK'ün 'erkeklerin eşlerini aldatmalarını özendiriyor" gerekçesiyle ceza kestiği Koca Koca Yalanlar dizisini yazdı.

MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com

Ne yazık ki doğru ve yanlış birbirine karışmış vaziyette artık. Yalan, riya, nankörlük, inkar… Hatayı kabul etmemek ve hatta bunu muazzam bir kıvraklıkla geri püskürtmek erdem sayılıyor. Özür dilememekse hepsinin tepesinde, bir üstün karakter örneği gibi.

Kanal D’nin bir dizisi var hani Koca Koca Yalanlar. Yakın zamanda erkeklerin eşlerini aldatmalarını özendiriyor gerekçesiyle RTÜK’ten ceza almıştı.

Peki dizi cidden buna mı hizmet ediyor?

Koca Koca Yalanlar ilk yayına girdiğinde evet kocaların eşlerini aldatmalarını sevimli gösteriyor algısını yarattı gerçekten de ve hatta ben de aslında biraz önyargıyla yaklaşarak böyle düşündüm. Oysa ki karar vermek için henüz çok erkendi. Diziyi izledikçe gördük ki Koca Koca Yalanlar her bölüm kendini biraz daha geliştirdi, biraz daha oturdu. Aslında dizi bölümleri ilerledikçe konu aldatmadan çıkıp kadın hallerine dönüştü. Hem de öyle güzel dönüştü ki şu an izleyici ekranda güçlü kadını seyreder oldu. Yani dizi bir erkek dizisinden çıktı bir kadın dizisi oldu!

Şimdi ekranda üç güçlü kadını izliyoruz; birbirinden farklı üç güçlü kadın. Canan (Pelin Öztekin), yalnız başına çocuk büyüten, kuaför dükkanı sahibi, tek başına hayatta kalmaya çalışan bir kadınken, diğer yanda Nilgün (Selen Uçer), kocasını bir bakışıyla hizaya çeken, dominant bir kadın. Müjgan’sa (Evrim Alasya) evine, eşine bağlı, kocası Ahmet’in (Hakan Yılmaz) yalanlarına kanan bir kadınken şimdi, yaşadıklarından sonra yeniden dünyaya geldi, tam bir uyanma halinde! Evliyken yapamadığı ne varsa artık hepsini tamamen kendi için gerçekleştiren, kendini yeniden keşfeden, bambaşka bir kadına dönüşmesini izliyoruz onun.

Yani aslında şu anda ekranda izlediğimiz şey tamamıyla bir kadın hareketi. Zor anlardan,  sanılanın aksine kolaylıkla sıyrılıp çıkan, kendini yeniden inşa eden, değişen, dönüşen ve kendini yeniden yakalayan kadının hikayesi var artık Koca Koca Yalanlar’da. Dolayısıyla dizi erkelere eşlerini aldatmayı özendirmek şurada dursun, eğer kadına hak ettiği şekilde davranmazsanız bambaşka bir şeye dönüşür ve siz de öylece bakakalırsınız diyor!

Ben de mesela bir erkek olarak baktığımda diziye, aslında kadına, erkekler, kocalar, çocuklar, babalar olarak ne çok görev yüklediğimizi fark ediyorum. İçerdiği mesajları doğru algılarsak biz erkek izleyiciler de kendi payımıza düşeni alırız bu işten. Müjgan’ın çocuklarına rest çekişinden, annesinin klasik her anne gibi kızını yapma etmelerle büyütmesinden, kadınların ev işlerinden başka işlerde de başarılı olabileceklerine kadar pek çok mesajı alabilirsek erkekler olarak ne ala bize…

Netice itibarıyla Koca Koca Yalanlar’ın özendirdiği şey sanılanın aksine aldatma değil. Aldatmadan yola çıkarak ve işin içine komediyi de katarak kadının isterse neler yapabileceği, neyi, nasıl, ne hale dönüştürebileceği esas anlatılmak istenen. Dizi; ‘’ olay aslında bu değil tam da şu’’  diyor yani bize.
Ve Koca Koca Yalanlar sosyal medyada konuşulduğunun aksine erken final filan yapmıyor, yoluna mesajı vere vere devam ediyor. Mesajı alabilene, anlayabilene…

Yolu açık olsun.

Tüm yazılarını göster