İzdivaç itirafı 'içerden' geldi, olaysız dağılabiliriz!

İzdivaç programlarının kurgu olduğuna dair içeriden itiraf geldi! Peki, bu itiraftan sonra bu programların akibeti ne olacak? Murat Tolga Şen'in yeni yazısında...

MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com

Manşeti “izdivaç programlarının foyası ortaya çıktı" diye attım ama ardından da eklemek istiyorum; hem de kaçıncı kez!

Esra Erol’un programının perde arkasında yaşananlar hakkında çarpıcı iddialar ortaya atan gelin adayı Ayça, Instagram’da "Anlamıyor musunuz, her şey kurmaca! Caner ve Berke aşkı da kurmaca. Caner locada herkesten çok para kazanıyor. Herkes oynuyor, Esra Erol da yönetiyor" ifadelerini kullandı.
Evet, artık program içinden de itiraf geldiğine göre olaysız dağılabiliriz. Medeni bir ülkede yaşasak, Esra Erol yaşananlar için özür diler, yetmez, kanal yöneticileri de halkı kandırdıkları için pişmanlık açıklamaları yaparlar ve bu yayınlar sonlanır.

Ama burası Türkiye… Hiçbir şey olmayacak, izdivaç programları devlet eliyle sonlandırılana kadar tam gaz devam. Bu da bizim gönüllü kandırılabilirliğimizin net bir işareti. Televizyon izleme alışkanlıklarımızı ölçen ve buna göre strateji belirleyenler sadece reklamverenler değil. Ben bir siyasetçi olsam bu veriler çok işime yarardı.

Ayça’ya geçmiş olsun ve gözümüzü açtığı için teşekkürler ancak baştan böyle bir kandırmacanın içine neden girdiğini de açıklarsa iyi olur.

TELEVİZYONUN NEŞESİ KAÇTI!

İzdivaç programları gündüz kuşağını ele geçirdi. Akşamları da diziden başka bir şey yok ve bu dizilerin neredeyse hepsinde herkes salya sümük ağlıyor. Türk halkı sinemada komedi, TV’de dram seviyor ama bu kadarı da fazla!

Komedi namına ne izliyoruz TV’de? Güldür Güldür, Güldüy Güldüyi Hayat Bazen Tatlıdır… Başka var mı, aklıma gelmiyor ama varsa bile bir iki tane dahadır! 7-24 yayın yapan onlarca kanaldan bizi neşelendirecek, keyiflendirecek hiçbir şey gelmiyor. Neden?

Çünkü mizah zeka işi ve yaramaz bir enstrüman. Mizahçı senaristler bir yerde dayanamaz lafı gediğine koyarlar. İşte ona kimsenin tahammülü kalmadı artık. Televizyonda eskiden kırmızı noktalı seks filmleri yayınlarlardı, günümüzde komedi filmi-dizisi bile koyamıyorlar!

80’lerin Kemal Sunal’lı orta direk komedileri mesela… Şu an yayınlamak istemez kanallar bunları zira o siyasi taşlamaların günümüzde de geçerliliği var. Suya sabuna değmeden mizah üretmek zor iş, yaratıcı ekipler de bu yüzden TV’den uzaklaştılar.

NURİ BİLGE CEYLAN YÜZÜNDEN YUMRUK YUMRUĞA…

Tanıyıp sevdiğim insanlardan biri olan sinemacı Rıza Sönmez, Nuri Bilge Ceylan yüzünden bir kavgaya karışıp adliyelik olmuş. Ben de dün Medyaradar’dan okudum ama bu bana komik geldi.

Yıllardır gişe sineması vs. festival sineması. Nuri Bilge vs. Zeki Demirkubuz. Yeşilçam vs. Bağımsız sinema kavgaları yaparız ama hem kalemle… İlk kez yumruklar konuşmuş, umarım son olur. Memlekette sinema yapmak zaten zor iş, bir de böyle yumruk yumruğa kavga etmek olmuyor.

ARTIK BANA MÜSAADE...

Kavgasız gürültüsüz güzel yarınlarımız olur umarım. Bu da Gözetleme Kulesi'nin son yazısıydı. 2012'den bu yana devam eden birlikteliğimiz bu platform üzerinden sona eriyor. Bu yolculuğun başlamasına vesile olan sinema yazarı Ali Murat Güven'e, bana 5 yıldan fazla bir süredir okura ulaşma imkanı veren Biamedya'ya, Denizhan Erkoç'a ve yayın yönetmenim Atilla Dişbudak'a teşekkür ederim.

Çok güzel bir yolculuktu ama yazma serüvenim bitmeyecek. Öteki Sinema, Beyazperde ve Cinedergi üzerinden sizlerle buluşmaya devam edeceğim. Antalya Sinema Derneği'ndeki danışmanlık görevimle de meşgul olacağım. Televizyona sosyolojik açıdan bakmayı çok sevdim ama sanırım artık kalemim daha çok sinema, daha az televizyon yazacak. Kanal yöneticileri, yapımcılar rahat bir nefes alabilir. Sektör emekçilerinin hakkını korumak adına biraz üzdüm onları.

"İrfan gönül almaktır, seferin bitmeden" derler. Medyaradar'daki okurlarıma, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperek veda ediyorum. Sürç-i lisan ettiysem affola.

MURAT TOLGA ŞEN –

Tüm yazılarını göster