İCLAL AYDIN'DAN VATAN'A VEDA YAZISI; HER AYRILIK BİRAZ ÖLMEK GİBİ...

Vatan Gazetesi ile yollarını ayırdığını duyurduğumuz İclal Aydın bugün "Son" başlıklı bir yazı ile veda etti...

Son...

Ömrümün dörtte biri Vatan’da geçmiş... Dile kolay 11 yıl...

Nasıl aktı bunca yıl, hiç anlamadım ben... Çocukluk, ergenlik, erişkinlik derken... Tamamlanmaya çalışırken, büyüdüm zannederken...

Şimdi anlıyorum ki; kendimi ararken hep bu köşede yazmışım ben...

Yazarken kaç kez yeniden başlamışım yaşamaya...

Anne olmuşum bu köşede...

Abla, beklenen, evlat, bırakılan, özlenen olmuşum..

Başarı ve başarısızlık kabul ettiğimiz nice noktalarda selam vermişim...

“Ayrılıktan başım dönerken” de buradaymışım... Memleket ağıdına durduğumda da...

Kavgacı, zalim, alaycı olmuşum...

Pişman, tedirgin, korkak durmuşum kimi günler...

Ama hep burada kalacağım sanmışım...

Anladığımı sandığım ama hiç anlamadığım ya da üzerinden yıllar geçtikten sonra “buymuş demek” dediğim son duraklara varmışım...

Susmuşum...

Bağırmışım...

Kavga etmişim...

Anlatmaya çalışmışım..

Paylaşmışım...

Aslında burada büyümüşüm...

Şimdi size son yazımı yazıyorum...

Kişisel bir hikâyeden çıktık ama yüz binlerce kişi yürüdük bu yolda...

Vatan’da yazmaya başladığım o günleri anımsıyorum şimdi..

Bilseniz nasıl hazırlıksızdım başıma gelen bu güzel şeye...

Çok hata yaptım... Yaparken çok doğrular buldum ama...

Bana yazmayı, bana durmayı, bana kavgayı, bana kahkaha atmayı öğreten herkese minnet borçluyum...

Biliyor musunuz... 30 yaşım bana tatlı bir sürprizdi...

Çocukluğumda hayalini bile kurmadığım bir hayattı yaşadığım... Değil köşe yazmak, yazarak hayatımı kazanmak hiç ama hiç beklemediğim bir ödül oldu bana. Sanırım Allah’ın şanslı çocuklarından biriyim... Kendi hikâyemde yüz binlerle buluştum...

Vatan’ın o ilk günleri geliyor aklıma... Ercan Arıklı ve Zafer Mutlu’nun ilk yazımı okuyuşları... Tayfun Devecioğlu’nun eli cebinde koridorda beni ilk röportajıma yollarken verdiği öğütler... Duygu Asena’nın yan odamdan yükselen kahkahası... Dergimiz Gülümse’yi çıkarırken Nüket Mutlu’nun heyecanı...

Odama girip beni ağlarken yakalayan Selahattin Duman’ın öğütleri... Mutlu Tönbekici ile koca bir ikinci katı paylaştığımız o uzun geceler...

İtiraf ediyorum şu anda bir dönemi kapatmanın hüznünü yaşıyorum...

Vatan’dan aklımda kalan son görüntü İsmail Yuvacan beni sevgi ve bir parça hüzünle uğurlarken yazı işlerindeki tüm arkadaşlarımın bana gülümseyen gözlerle veda edişi olacak...

Ustam... Editörüm Aytekin Hatipoğlu hakkını helal eder umarım...

Her ayrılık biraz ölmek gibi... Buradaki maceramızın sonuna geldik... Beni sizinle buluşturan onlarca kişiye hep duacıyım... Daima...

Hoşçakalın...