Hep aynı hikaye: İçimdeki Fırtına hiç esmiyor!

Sinema-TV eleştirmenimiz Murat Tolga Şen, İçimdeki Fırtına dizisini ve gençlik dizilerinin geleceğini yorumluyor. Evlilik programlarına çatıyor ve soruyor; bu ucuz tiyatro daha ne kadar devam edecek?

MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com

İçimdeki Fırtına deyince benim aklıma, “işte o an bir fırtına kopar, sanki o an yer yerinden oynar” dedikçe gönül telimi titreten unutulmaz Erol Evgin şarkısı (Beste: Melih Kibar – Söz: Çiğdem Talu) geliyor, keşke öyle de kalsaydı.
 
Star’ın reyting dağına çarpıp batan yeni dizisi İçimdeki Fırtına’yı izledim, çok iddialı isimler oynuyor ama işte vitrindekilerin hepsi dizi oyuncusu! Dizi işinde bir süredir yolunda gitmeyen şeyler var. Gençlere dizi çekeceğiz diye uvertürleri assolist yaptılar. Mehmet Özgür, Tarık Papuççuoğlu, Hatice Aslan gibi gerçek oyunculardan oluşan asıl kadroyu fon yapmış bir dizi daha karşımızdaki ve bu yüzden de evdeki vantilatör kadar bile esinti yaratamıyor.
 
İçimdeki Fırtına, AB grubunda o gecenin 43.sü oldu, dizinin tekrarı ise 21. olarak iyice tuhaf bir sonuca yol açtı. Bunda seyircinin Survivor’a kilitlenmesinin de payı var mutlaka. Geçtiğimiz yıllarda yazmıştım, Survivor varken elinizdeki iddialı kartları açmayın, sonu hüsran!
 
Bir de şu var; pazarda 10 tane limoncu var, siz gidip 11. tezgâhı açıyorsunuz. Yeter kardeşim, bu kadar limon lazım değil bize! Artık bu ezbere yazılan senaryolardan bıktı seyirci, dolma dolduran, sarma saran ev kadınları bile sıkıldı hep aynı şeyi izlemekten. Biraz gayret, biraz zeka, biraz hayal gücü…

Unutulmaz dizi Ezel’in Dayı’sı olsa şimdi şöyle derdi: mesele her gün 20 saat sette olmak değil yeğen, 20 saat sette durduktan sonra izlenecek bir şey çekmek!
 
GENÇLİK DİZİLERİ SIKMAYA BAŞLADI
 
Kimin oynadığı önemli değil, hormonlu aşklar içeren gençlik dizileri artık seyirciyi sıktı. Kaç tane aşk üçgeni kurarsanız kurun, sünen hikayeler bir süre sonra hamster çemberinde dönmeye başlıyor. Seyirci 5-6 bölüm izliyor, bırakıyor.
 
Başrollerinde Hande Erçel ve Burak Deniz'in yeraldığı, yönetmenliğini Müge Uğurlar'ın yaptığı, Bi Yapım imzalı Aşk Laftan Anlamaz dizisi için final kararı alındı.
 
Güneşin Kızları tutunca sanıldı ki marifet kızlarda… Yanlış, o dizinin asları Emre Kınay ve Evrim Alasya’ydı. Kızları alıp hemen başrol verdiler, görüyoruz sonuçları. En az 10 yıl daha yan rollerde pişmesi gereken insanlar bunlar.
 
İZDİVAÇ PROGRAMLARINDA GÖĞÜS GÖĞÜSE MÜCADELE!
 
Daha yeni RTÜK’ten ağır cezalar yediler ama kimse İzdivaç programlarını durduramıyor. İşin acıklı ve komik tarafı, bu formatı hayatımıza sokan Esra Erol bile işin geldiği noktadan şikayetçi olmuş, geçtiğimiz günlerde attığı tweetlerden anlıyoruz.
 
Biliyorsunuz reytingi arttırmak adına bu programlarda da dizi formülleri uygulanmaya başladı. Dizi formülü dediğim de şu: A kişisini B kişisine aşık ediyorsunuz ama A kişisine aşık bir C kişisi daha var. Bu üçgenlerden birkaç tane kurup birbirinin içinden geçirdiğiniz zaman alın size sezon boyunca süregelen aşk-entrika ve drama…
 
Dizilerde kavga var, burada olmaz mı? Oluyor, dün Esra Erol’da çıktı mesela, Gülşafak’tan hoşlanan Umut ve Arda kişileri kavgaya tutuşunca yayın kesildi, sonrasında Esra Erol özür diledi vs.
 
Dün akşam Esra Erol’un Twitter hesabında gezindim biraz, orada başka bir profil var, halkla iç içe olmayı seviyor, hayır işlerine soyunuyor, farkındalık yaratan çalışmalar yapıyor. Bu programdan ayrı olarak değerlendirdiğimde hoşuma gitti yaptıkları.
 
O yüzden Esra Erol’a ve diğerlerine soruyorum; televizyonda başka ve daha düzgün bir şey yaparak para kazanamaz mısınız ya da artık kazanmasanız olmaz mı?
 
Yarattığınız toplumsal tahribata üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden çünkü.
 
TERÖRİST DEDEKTÖRÜ MURAT BOZ!
 
Artık birinden hoşlanmıyorsanız onu hemen terörist ya da vatan haini ilan ediyorsunuz. Bu yaftalamayı yapanların genellikle terörizm ya da vatan hainliğinin ne demek olduğu konusunda pek fikri yok. Murat Boz örneğinde olduğu gibi… Kendisine birkaç yıl önce attığı Berkin Elvan Ölümsüzdür sloganlı tweeti hatırlatılınca küplere binip birilerini terörist ilan etmiş o da. Halbuki o zaman da o sloganı atanlara terörist deniyordu.
 
Benim fikrimi sorarsanız; askerliğini “bedelli” yapmış birinin başkalarını yaftalarken dikkatli olmasında sonsuz fayda var ama asıl mesele topçuyu-popçuyu kanaat önderi sanmamız. Dün “Berkin Elvan ölümsüzdür”, bugün “başkanlığa EVET”. Yeter ki düzen bozulmasın. Ne de olsa bu memleket onlara hep tereyağlı ballı ekmek, çilesi bize…
 
MURAT TOLGA ŞEN
 

Tüm yazılarını göster