HANGİSİ DAHA İNANDIRICI? EMİN ÇÖLAŞAN MI, ERTUĞRUL ÖZKÖK MÜ?

Mehmet Ali Birand'ın 28 Şubat belgeseli ile başlayan Özkök-Çölaşan kavgasında hangisi doğru söylüyor?

Özkök-Çölaşan

28 Şubat'ta iyi imtihan veremeyen birçok meslektaşımız oldu. Meselâ, askerlerin düzenlediği brifinglere takınılan tavır. Davet alınca bir gazetecinin o toplantıya katılması doğal ama konuşma sırasında "Gerekirse silâh kullanırız"cümlesini duymuşsanız, mutlaka eleştirmek gerekiyor. Bizim arkadaşlarımız ise, askere adeta çanak tuttu.

Ertuğrul Özkök'ün 28 Şubat belgeselinde açıkladığına göre, Tufan Türenç, Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, hep birlikte Çevik Bir'e gitmişler. Çölaşan, Bir'e, "Siz onu bırakın... darbe yapacak mısınız, yapmayacak mısınız?"diye sormuş. Çevik Bir de, Çölaşan'a "Ne diyorsunuz Emin Bey siz!"cevabını vermiş. Şimdi Çölaşan, Özkök'ün iddiasını reddediyor; "Darbe yapacak mısınız değil, 'gerekirse silâh kullanır mısınız?' diye sordum"şeklinde bir açıklama yapıyor. Ama bu açıklamasında mantık yok. Çünkü zaten darbe yapmadan silâh kullanılması mümkün değil!

"Gerekirse silâh kullanırız"manşeti brifingden sonra gazetelere yansımıştı. 11 Haziran 1997'deki brifingi değerlendiren gazete manşetleri şöyleydi: Hürriyet: Gerekirse silâh bile kullanırız; Milliyet: Ordudan son uyarı; Sabah: Muhtıra gibi brifing; Cumhuriyet: Gerekirse silâhla koruruz; Radikal: Gerekirse silâhla.

Emin Çölaşan, Özkök'ü yalanlarken, "Çevik Bir'in yanından çıkınca, beni 'Gene manşeti kurtardın' diye tebrik etti"diyor. Oysa Hürriyet, o manşeti, 11 Haziran brifingi üzerine atmıştı. Ben şahsen, Ertuğrul Özkök'ün tanıklığına inanıyorum. Yaşar Büyükanıt'a da, "Nasıl bir cumhurbaşkanı istersiniz?"diye soran Çölaşan değil miydi? Büyükanıt, bu soru üzerine "Sözde değil, özde laik bir cumhurbaşkanı"tanımını yapmıştı. Zaten her dönemde askeri siviller kaşımıştır.

Nazlı ILICAK- SABAH