Gazeteciler için karanlık gün!

Mısır’da haksız suçlamalarla aylardır yargılanan Al Jazeera çalışanları hapis cezasına çarptırıldı. Uluslararası Af Örgütü, kararın açıklandığı 23 Haziran'ı 'karanlık gün' ilan etti.

Mısır’da darbenin ardından tutuklanan ve aylardır yargılanan Al Jazeera çalışanları Peter Greste, Muhammed Fehmi ve Baher Muhammed 7 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
Haksız suçlamalarla mahkûm edilen üç gazeteci hakkındaki karara çeşitli ülke ve örgütlerden tepki var. Uluslararası Af Örgütü, kararın verildiği 23 Haziran tarihini "karanlık gün" ilan ederken, ABD yönetimi de kararı kınadı.
"DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNE DARBE"
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, "Söz konusu karar, Mısır'daki demokratikleşme sürecine yönelik bir darbe" denildi.
Kararın bir gün öncesinde Kahire'de bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de cezaların açıklanmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, kararı "ürpertici ve gaddarca" şeklinde tanımladı. "Yargı sürecinin birçok temel normunun yoksunluğunda" yürütülen bu davanın Mısır'ın dönüşüm sürecinde derin rahatsızlık veren bir gerileme anlamına geldiğini belirtti.
Kerry, açıklamada, "Eğer Mısır, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Dışişleri Bakanı Samih Şükri'nin, ülkelerini geliştirmeyi istedikleri şeklinde dün bana söyledikleri yönde ilerleyecekse, bu tür adaletsizlikler olamaz" ifadesini kullandı. Kerry, Sisi'den de, Mısır'ın sivil toplumun rolü, özgür basın ve hukukun üstünlüğüne yönelik taahhütleri bağlamında hükümetinin niyetlerinin ne olduğuna kamuoyu önünde açıklık getirmesini istedi.
Kerry, Mısır hükümetinin son birkaç yılda verilen tüm siyasi mahkeme kararlarını ve mahkumiyetleri gözden geçirmesi ve af da dahil bu konudaki mümkün olan tüm iyileştirmeleri yapması gerektiğini belirtti.
Mısır'daki yargının bağımsız olmaması sebebiyle endişeli olduğunu açıklayan BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, "Ülkede adaletsizlik bir norm halini alıyor" dedi.
Kanada ve Mısır vatandaşı olan Muhammed Fehmi ile ilgili Kanada yönetimi de yorumda bulundu. Konsolosluklardan sorumlu Bakan Lynne Yelich, hapis kararının kabul edilemez ve Mısır'ın demokratik özlemleri ile çelişkili olduğunu söyledi.
Peter Greste'nin ülkesi Avustralya'nın Dişişleri Bakanı Julie Bishop da bu konuda şunları söyledi;
"Mısır hükümetinin, ifade ve basın özgürlüğünü demokrasinin bir ayağı olarak gördüğünü dünyaya göstermek için bir fırsatı var."
Greste gazetecilerin bırakılması için baivuruda bulunaccaklarını söyledi.
'23 HAZİRAN KARANLIK GÜN!"
İngiltere merkezli Uluslarası Af Örgütü, mahkemenin kararının ardından 23 Haziran'ı 'medya özgürlüğü konusunda karanlık gün' ilan etti.
ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü ise, "Bu karar profesyonel gazeteciliğin Mısır'da suç olduğunun kanıtıdır. Ayrıca basın özgürlüğünü 'garanti altına alan' anayasa için, harcanılan kağıda yazık" diye konuştu.
Hollanda Dışişleri Bakanlığı, büyükelçisini geri çağırırken, Avustralya Dışişleri Bakanı ise, 'korkunç' karar karşısında 'dehşet içerisinde olduğunu' ifade etti.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague da "Basın özgürlüğü istikrarlı bir refah toplumunun temel taşıdır" dedi.
"DAHA FAZLA BASKI VAR"
Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Christoph Straesser de, yaptığı yazılı açıklamada, aylardır süren davanın hiçbir şekilde hukukun asgari gerekliliklerini yerine getirmediğini belirtti.
"Gazetecilere verilen uzun hapis cezaları beni sarstı" ifadesini kullanan Straesser, yeni Mısır hükümetinin göreve gelmesinden bu yana medyaya, sivil toplum örgütlerine, siyasi muhalefete ve insan hakları savunucularına karşı daha fazla baskı uygulandığını endişeyle izlediklerini kaydetti.
MISIR: YORUMLAR KABUL EDİLEMEZ
Batı'nın tepki gösterdiği Kahire yönetiminden kendisine yönelik eleştirilere yanıt geldi. Dışişleri Bakanlığı, "Mısır'ın bağımsız yargı sistemiyle ilgili herhangi bir ülke ve örgütün yorumunu şiddetle reddediyoruz" diye açıklamada bulundu.
Bakanlık açıklamasında, yorumları 'ülkenin iç işleyişine yönelik müdahale' diye nitelendirdi.
7 İLE 10 YIL CEZA
Al Jazeera muhabirleri Peter Greste ve Muhammed Fehmi 'yalan haber yaymak' ve 'terör örgütü' ilan edilen Müslüman Kardeşler'e yardım etmek suçlamasıyla yedi yıl hapse mahkum edildi. Baher Muhammed aynı cezanın yanı sıra, 'silah bulundurduğu' iddiasıyla üç yıl daha ceza alınca cezası 10 yıla çıktı.
29 Aralık 2013'te Kahire'de kaldıkları otele düzenlenen polis baskınında gözaltına alınan gazeteciler, Müslüman Kardeşler'e yardım etmek, 'yalan haber yaymak', Müslüman Kardeşler ile işbirliği yapmak, sanıklara medya materyali sağlamak, bu materyalleri yazmak, internet ve Al Jazeera üzerinden yayınlamakla itham ediliyordu