Fehmi Koru'dan 17 Aralık tapeleri bombası! Cemaat niye sahiplendi?

17 Aralık'ta gündeme bomba gibi düşen 'kriptolu telefonların dinlenmesi' konusunda Fehmi Koru'dan çok konuşulacak kaset iddiası ortaya atıldı.

Süleyman Şah Türbesi'nin güvenliğinin konuşulduğu Dışişleri Konutu'ndaki toplantıyı ABD'nin dinlediğinin ortaya çıkması sonrası Fehmi Koru, 17 Aralık tarihli tapelerin de ABD'nin işi olabileceğini yazdı.

Focus dergisinin haberi 17 Aralık operasyonu, hükümet-cemaat kavgasına dair tartışmaların seyrini değiştirebileceği konuşuluyor.

Focus dergisi, Hakan Fidan’ın telefonlarının Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) tarafından dinlendiği iddia gündeme bomba gibi düştü. Haberde, Fidan’ın yaklaşık iki yıl önce Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik operasyonla ilgili çok gizli Suriye planlarını NSA’nın dinlediği öne sürüldü.

Son dönemde AK Parti çevrelerinde "fitne çıkarmak" ve "kripto cemaatçi" olmakla itham edilen Fehmi Koru, Dışişleri'ndeki dinleme örneğinden yola çıkarak ilginç bir iddiayı bugünkü yazısında paylaştı:

FOCUS'UN YAYINI TEPKİSİZLERİN GÖZLERİNİ AÇMIŞ OLMALIDIR
"İşte yabancı istihbarat örgütü o çok gizli oturumu dinlemiş... Dinlediği görüşmenin tapelerini öğrenmemizi de muhtemelen aynı örgüt sağlamıştır...
Şaşırdık mı? Belki şaşıranlarımız vardır, ama ben onlardan değilim. ABD’den sızan NSA belgeleri, Amerikan istihbaratının hayli zamandır pek çok ülkeyi dinlediğini fâş etmişti zaten. Alman istihbaratının da...
Focus haberi bu bilgiyi teyit etmiş oldu.
Teyide ihtiyacımız yoktu, ama Focus’un yayını, daha önce öğrenildiğinde “Hadi canım sen de” tepkisizliğini verenlerin gözlerini açmış olmalıdır.
Umarım, 17 Aralık 2013 tarihli tapelerin menşei de bu vesileyle yeniden sorgulanır.
Geçenlerde burada yazmıştım: Ne olduğunu öğrenmek üzere gittiğim Pennsylvania’da, o tapelerin yayımında parmağı olanların kendisine yakınlığı sebebiyle eleştirilen Cemaat’in lideri Fethullah Gülen, bana, “Bu tapelerle bizim ilgimiz yok” demişti, kesin ifadelerle...

CEMAAT NİYE SAHİPLENDİ?
Sonradan bir vesileyle savcılığın elinde bulunmadığını öğrendiğim tapeler de muhtemelen aynı yabancı istihbarat örgütünün işidir...
Cemaat’in gazeteleri o tapeleri bu denli heyecanla neden sahiplendi ve hâlâ sahiplenmeye devam ediyor, benim için bir muammadır. Konuyu kısa süre önce burada dile getirdiğimde karşılaştığım sükût bile merak konusudur; ama Cemaat’in kendisinin merak etmesi gereken bir konu..."

Fehmi Koru iki ay önce de yazmıştı
"Kriptolu telefonlarla yapılmış olanlar dahil yüzlerce, binlerce görüşmenin kaydına suçüstü yoluyla ulaşan, alelacele silinmeye çalışılmış kayıtları bile bulup çıkararak büyük bir telekulak rezaletini ortaya çıkaran yargının elinde, 17 Aralık günü internet sitelerinde yayına konulan o görüşmelerin kayıtları bulunmuyor... Teknik inceleme, bu yüzden, internet siteleri yayınları üzerinden yapılmış...

Devlet içerisinde yuvalanmış birilerinin dinledikleri ve bir kısmını tape haline getirdikleri görüşmelerin kayıtları var... Fakat “tarihi” sonuçlara yol açmış o görüşmenin kaydı yok...

Ne demişti Fethullah Gülen bana: “Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur...” “Bu kasetlerle”, yani Pennsylvania’ya kadar gidip kendisiyle görüşme yapmamın sebebi olan 17 Aralık kasetleriyle... Aylar boyu zihnimi yakıp duran en önemli kuşkumun cevabını bulmuş gibiyim...

“Cemaat” denilen yapının medyası 17 Aralık’ı bütün olarak himayesi altına aldığı için o kayıtlar da üzerlerinde kalmıştı; ancak anlaşılıyor ki, o gün internet sitelerinde yayınlanan gizli kayıtlar bir başka “kulak”ın işi..."