Dizi yapımcıları bu yıl da aşkı arıyor!

Bu yıl yayınlanacak diziler seyirciyi yine aşka davet ediyor. Kanallar yeni yayın döneminde yayınlayacakları dizileri seçerken nelere dikkat ediyor, hangi eğilimleri dikkate alıyor? Murat Tolga Şen’in yeni yazısı...

MURAT TOLGA ŞEN murattolga@gmail.com

Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, yeni yayın döneminde TV kanallarında izleyeceğimiz eski-yeni 35 diziyi ve yeni çekilecek olan 7 diziyi sıraladığı bir yazı yayınladı. Listeye şöyle bir göz gezdirince ortaya yorum yapacak ilginç bir durum çıkıyor. Zaten devam eden büyük bütçeli, aksiyon işlerini saymazsak, seyirci bu yıl dizi izlerken aşk üçgenlerinde sağa-sola çarparak bitap düşecek. Peki, bu yönelimin sebepleri nelerdir? Onları da aşağıya yazalım.
 
Öncelikle, ilişki dizisi çekmek artık uzmanlaştığımız bir alan. Senaristler bu anlamda ustalaştı ve tutmuş bazı formüllere sadık kalarak artık neredeyse düşünmeden yazabilecek hale geldiler. Olay örgüsünü rahatça oluşturabilmek ve devam ettirebilmek önemli çünkü dizi süreleri yazmaya yetişilemeyecek kadar uzun.
 
Bir diğer sebep de şu; kanallar da ekonomik sıkıntılar çekiyor ve dizi işi artık iyice pahalı hale gelmeye başladı. TRT dışında büyük bütçeli işleri devam ettirebilen kanal yok gibi. Kanallar burada bir noktada çaresiz kaldılar çünkü süreyi uzatabilecekleri yere kadar uzattılar ancak yayınlanan reklam kuşakları maliyeti kurtarmaya yetmiyor bu yüzden daha ucuz diziler çekme anlayışı pazara hakim olmak üzere... Asker dizisi furyası bu yüzden sonlandı. Gündüz kuşağında izlediğimiz günlük aşk dizileri, isimli oyuncularla biraz daha özenli işçilikle kotarılıp önümüze sürülecek çünkü ilişki entrikası çekmek görece olarak daha ucuz. Üç kişiyi bir salonda karşılıklı oynatıp yarım saatlik oyalanma bahanesi yaratabiliyorsunuz. Dizi işinin zirvesinde de Aşk-ı Memnu gibi bir ilişki entrikası durduğu için ¨ver aşk coşkusunu gitsin¨ diyorlar.
 
Türk aşk-entrika dizileri dışarıda da seviliyor, bu yapımlar bir zamanların ucuz pembe dizilerinin yerini aldı ve düşük fiyatlara da olsa kolayca pazarlanıyor.
 
Bu türden dizilerin senaryolarında duygu dalgalanması yaratmak daha mümkün yani bir sekansta aşkından ölen bir karakteri izletirken hemen ardından bir pastanede geçen komik bir atışma çekebiliyorsunuz. Yan karakterler buna göre konumlandırılıyor. Seyirci ana karakterlerin dramından bunaldığı anda onlar devreye giriyor ve akıldaki bulutları dağıtıyorlar. Dizi süreleri kısalmadıkça da bu sanırım gerekli bir tedbir.
 
Ve aklıma gelen son sebep; orijinal iş çıkarma kabiliyetimiz düşük, o yüzden tutmuş şeyleri yerelleştirerek yeniden çekiyoruz ve bu noktada en büyük kaynak Güney Kore dizilerinden geliyor. Orada da bizdeki gibi abartılı bir duygusallık ve sonsuz aşk acıları çekme hali hakim. Yapacak bir şey yok; aşık olacağız!
 


Tüm yazılarını göster