"DEMEK Kİ OLABİLİYORMUŞ; ORTALIĞI AYAĞA KALDIRMADAN DA İFADE ALINABİLİYORMUŞ!"

Ergenekon soruşturmasının içeriğinin devam ettiğinin, biçiminin ise değiştiğinin göstergelerinden biri.

Ergenekon’da yeni dönem

Sabahın kör karanlığında polisler kapıya dayanmadı. Ev sahibinin pantolonunu bile giymesine izin vermeden onlarca polis bir anda evin içine dalmadı. Kamuoyunun yakından tanıdığı bir insana bir anda gözü kara bir cani muamelesi yapılmadı. Evi tarumar edilircesine aranmadı. Emniyete götürülüp günlerce uykusuz gözaltında tutulmadı.

Bunun yerine tam tersi yapıldı. Medeni bir şekilde davetiye gönderildi ve bu sabah ifade vermeye gelmesi istendi. Türkiye’nin yakından tanıdığı Hulki Cevizoğlu da davetli olarak çağrıldığı adliyeye gidip ifade vereceğini söyledi. Demek ki olabiliyormuş. Büyük bir soruşturmayı böyle yürütmek de mümkünmüş. Ergenekon soruşturmasında bugüne kadar tartışılan, soruşturmanın içeriği kadar yapılış şekliydi.

Yeni atanan savcıların bu yeni üslubu, Ergenekon soruşturmasının içeriğinin devam ettiğinin, biçiminin ise değiştiğinin göstergelerinden biri. Savcıları kutlamak gerekiyor. Ama yeterli olmadığını da eklemeliyiz. Dün Milliyet gazetesinde Uluslararası Basın Enstitüsü Direktörü’nün önemli bir yazısı vardı.

Özetlersek başta Nedim Şener olmak üzere gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyordu. Yani dün yapılan haksız tutuklamalar bugün ve yarın Türkiye’nin uluslararası alanda başını ağrıtmaya devam edecek. Oysa yapılacak basit bir şey var. Başta Nedim Şener olmak üzere tutuklu gazetecileri serbest bırakmak. Bu ayıptan kurtulmak.

Cüneyt ÖZDEMİR / RADİKAL