AYM Başkanı Zühtü Arslan’dan çarpıcı sözler! ‘Yaşasaydı dehşete düşerdi…’

AYM Başkanı Zühtü Arslan, katıldığı bir sempozyumda “Mahkemeler, uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır” dedi.

Anayasa Mahkemesinde (AYM) “Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı” konulu sempozyum düzenlendi. Saat 10.00'da Yüce Divan Salonu'nda başlayan sempozyumun açılış konuşmasını AYM Başkanı Zühtü Arslan yaptı. Sempozyumda dikkat çeken ifadeler kullanan Arslan, “Hukuk devletinde adaletin yegâne adresi mahkemelerdir. Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun bir şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.” dedi.

GEORGE ORWELL'A ATIFTA BULUNDU

“ÖZEL HAYATA MÜDAHALE…”

Kamuya alınacak olanlara yönelik güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması konusunu değerlendiren Arslan, “Bu durum devlete sadakat ve bağlılık çerçevesinde kamu görevinden çıkarma konusunda da evleviyetle geçerlidir. Başka bir ifadeyle devlet, anayasal sadakat yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranış içinde olduğunu tespit ettiği kamu görevlilerinin görevden çıkarılmaları veya başka türlü idari yaptırıma tabi tutulmaları yönünde işlem yapabilecektir. Bu anlamda kamu görevinden çıkarma, mesleki hayat ile özel hayat arasındaki yakın ilişkiden dolayı sebep ve/veya sonuca dayalı olarak kişinin özel hayata saygı hakkına müdahale olarak nitelendirilebilmektedir.” diye konuştu.

“OLMAZSA OLMAZ ŞARTIDIR”

AYM Başkanı Arslan şunları kaydetti:

“Özel hayata saygı hakkının ve mahremiyetin güvence altına alınması, bireyin maddi ve manevi varlığının, özerklik ve özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi bakımından son derece önemlidir. Bunun yanında unutmamak gerekir ki, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu, hukuk güvenliğinin sağlandığı bir hukuk devleti aynı zamanda refah devletinin de olmazsa olmaz şartıdır.

Esasen güneşin altındaki diğer sözler gibi bu söz de yeni değildir. Osmanlı Devletinde bir dönem sadrazamlık da yapmış olan Tunuslu Hayreddin Paşa yıllar önce bu tespiti yapmış ve yazdığı kitapla bunu bize aktarmıştır. Kanun-î Esasi’nin ilanından sekiz yıl önce yayınladığı kitabında Avrupa’da gezdiği ülkelerin kurumlarına dair gözlemlerini paylaşan Tunuslu Hayreddin Paşa’ya göre 'en yüksek refah mertebelerine ulaşan ülkeler, hürriyetin ilkelerini ve siyasi tanzimata denk gelen anayasayı yerine oturtan ülkelerdir'.

“EN BÜYÜK GÖREV YARGIYA DÜŞMEKTEDİR”

Kuşkusuz dün olduğu gibi, bugün de hürriyet ilkelerini ve Anayasa’yı yerine oturtma konusunda en büyük görev yargıya düşmektedir. Bu görev hakkıyla yerine getirildiğinde yargıya güven de arzu edilen düzeye yükselecektir. Bu nedenle yargı mensupları olarak sürekli bir özeleştiri ve muhasebe içinde kendimizi gözden geçirmek ve yenilemek durumundayız. Bu bizim hukuka, adalete ve son kertede mensubu bulunduğumuz milletimize olan vicdan borcumuzdur.”