AMAN BE KARDEŞİM SEN ERMENİ OLMA BİR KİŞİ EKSİK KALSIN!

Ahmet Hakan'ın "Ermeniyim zorunuza mı gitti?" çıkışına bir tepki de Yeni Şafak yazarı Salih Tuna'dan.

Aman be kardeşim sen Ermeni olma

Twitter'da "Hepimiz Ermeni'yiz" deyince "beyaz bereliler" tarafından yemediği küfür kalmamış ama hiç iplememiş.

Dahası aslanlar gibi direnmiş, bir adım geri atmamış.

Televizyon programında da gazetesindeki köşesinde de aynı sloganı haykırmış.

Aferin güzel kardeşim, iyi etmişsin, güzel etmişsin de sen Ermeni olma; bir kişi eksik kalsın.

Hayır yani, madem o kadar duyarlıydın, Umre'de devesinin yularını tuttuğun o genel yayın yönetmenin, Hrant Dink cinayetini okey oynayan çocuklara bağladığında neden ağzını açmadın?

Madem o kadar duyarlıydın, 1915 sonrasında yetim ve öksüz kalan Sabiha Gökçen'in evlat edinilmesiyle ilgili Agos haberinin Hürriyet'te veriliş biçimine neden tek kelime etmedin?

Madem o kadar duyarlıydın, "Kafes Eylem Planı"nda Hrant cinayetine açıkça işaret edilmesine neden bir kez olsun vurgu yapmadın?

Madem o kadar duyarlıydın, Hrant'ı açıkça tehdit edenlerin de yargılandığı Ergenekon davasını her fırsatta niçin itibarsızlaştırmaya çalıştın?

Savcı Hikmet Usta "Dink cinayeti Ergenekon hücresinin işi" dedi; hadi şimdi de durma, "Ergenekon her yere kon" gibi zevzeklikler yapsana.

Yapmazsın değil mi; şimdi kahramanlık zamanı çünkü.

"Hepimiz Ermeniyiz" diyerek milletin damarına bastığın, provokasyon yaptığın, Ogün'leri Yasin'leri kışkırttığın söyleniyormuş ama gram umursamıyormuş, alayına gider yapıyormuşsun ha!

Sen "Hepimiz Ermeniyiz" deyince faşizm sel olup akmış ha!

Ulan aferin, ulan helal olsun.

İyi de, o sloganı şimdiye değin on binlerce insan attığı, onca köşe yazarı yazdığı, onca gazete manşet yaptığı halde faşizm yerinden ırgalanmamış da sen söyleyince mi sel olup akmış?

Ah be yiğidim kıymetini bilemedik; sen ne büyük adammışsın meğer.

Gelgelelim mezkur sloganı şu veya bu şekilde terennüm etmeyene artık kız vermiyorlar.

Hrant Dink cinayetinin arkasında örgüt olduğuna inanmayan da kalmadı.

Tetikçileri "yalnız kurt" olarak nitelendiren Ruşen Çakır bile şimdilerde örgüt diyor da başka bir şey demiyor.

Demem o ki, herkes cinayetin arkasında örgüt var diyor.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz hariç tabii.

Gerçi o da örgüt yok diyor ama vicdanına bunu inandıramıyor.

Gerçekten tuhaf!

Neyse ki 5 yıl devam eden davanın kilit sanıklarından Coşkun İğci hakkında hüküm vermeyi unuttu da hiç değilse "tuhaflıkta" denge sağlandı.

Orhan Dink de Nedim Şener'i örgütten yargılayan mahkemelerin, kardeşi Hrant'ın katillerinin arkasında örgüt olmadığını hükmetmesine haklı olarak isyan etmiş.

Gelgelelim, Orhan Dink'in "kardeşim" dediği Nedim Şener'in kankası Hanefi Avcı da tutuklu yargılananları kastederek "Cinayetin tüm failleri belli" demişti.

Böyle olur; kimi zaman kimin ne dediği belli olmaz.

Apaçık belli olan bir şey var: Hrant Dink cinayeti bin defa örtülse, bin defa açmak boynumuzun borcudur.

Bu utançla yaşayamayız!

Güvercinlere merhamet eden vicdanlara canını emanet eden bir cana kıyanların cemi cümlesi hesap verene kadar bu davanın peşini bırakamayız.

Namus borcumuzdur bu.

Sevgili dostum Markar Esayan'ın "soykırım" konusunda yüreği sertleştiğinde dedesi eline dokunur, "Oğlum, Müslümanlar iyidir" dermiş.

Bu ülkenin iyi Müslümanları, ayağa kalkın.

Yerde gördüğü yazılı kağıt parçasını, harfleri çiğnenir korkusuyla alıp bir duvarın çatlağına sıkıştıran mana ikliminin insanları...

Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, ayetinin yer aldığı kitabın müntesipleri...

Fuhuşla geçimini sağlayan İsrailoğullarından bir kadının, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe ayakkabısıyla kuyudan çektiği suyu içirdiğine muttali olunca, "Bu merhametinden dolayı Allah onun bütün günahlarını affeder" diyen rahmet peygamberinin ümmeti...

Bu utanca daha ne kadar sessiz kalabilirsiniz.

Ayağa kalkın.

Salih Tuna/Yenişafak