AK Parti MKYK üyesinden bomba Boynukalın çıkışı

AK Parti MKYK üyesi Edibe Sözen, AK Parti milletvekili aday listesinde yer almaması çok tartışılan ve merak konusu olan Abdurrahim Boynukalın hakkında çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

AKP MKYK üyesi ve Medya-İletişim Uzmanı Prof. Edibe Sözen, Hürriyet'e saldırının baş aktörlerinden olan ve AKP'nin 1 Kasım milletvekili aday listesinde yer almayan AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın hakkında "Her istediğinizi söylemek, her istediğinizi yapmak yerine daha kontrollü davranılması gerekir" dedi. Kamuoyunda "Aktroller" olarak bilinen sosyal medyadaki AKP'ye yakın hesaplardan yapılan paylaşımlara da değinen Sözen, "Bu konuda partimiz zaten bir adım attı. Hakikaten bunların bir kısmının söylemleri partimiz tarafından kabul edilmeyecek düzeyde. Partinin ruhunu, ilkelerini, kurallarını bilmiyorlar" ifadesini kullandı.

Habertürk'ten Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan (20 Eylül 2015) Prof. Edibe Sözen'in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

'Muhalefet partileri medyayı bizden daha iyi kullandı'

- 1 Kasım’da yapılacak genel seçim için milletvekili aday listeleri belli oldu. AK Parti listesiyle seçmene ne mesajlar veriyorsunuz?


7 Haziran’da tek başına iktidar olamayınca, araştırma şirketleri, yereldeki kanaat önderleri ve teşkilatların tavsiyeleri çerçevesinde durum gözden geçirildi ve yeni bir liste hazırlandı. Şahsen ben tek başına iktidar olmaya hazır bir AK Parti görüyorum. 1 Kasım’a büyük bir başarıyla gideceğiz.

- Savcı Sayan, Uğur Işılak gibi isimler aday gösterilmedi. Bu bir strateji mi? Vitrin isimlerden çok AK Parti’nin eski kadrolarından gelen isimler mi öne çıktı?

Aktörlere bağlı düşünmemek lazım. Bu dönem olmaz, başka dönem olur... 3 dönem kuralında tüzük değişikliğine gidildi ve bir kısmı yeniden aday gösterildi. Onların dışında yerel halkın ve teşkilatların istediği adaylar da öne çıkınca yeni bir mutabakat oluştu.

‘Boynukalın daha kontrollü davranmalıydı’

- Geçen hafta Hürriyet Gazetesi’ne yapılan saldırıyla gündeme gelen Abdurrahim Boynukalın da aday gösterilmedi...


Gençlik Kolları Başkanımız Abdurrahim Boynukalın’ın gündeme ilişkin konuları değerlendirme, eleştirme hakkı var ama siyaset bir tecrübe alanıdır. Her istediğinizi söylemek, her istediğinizi yapmak yerine daha kontrollü davranılması gerekir. 78 milyon insanı temsil ediyorsunuz, hareketlerinizin kamuoyunu incitmemesi lazım. Kendisi çok genç bir arkadaşımız, inşallah ileriki dönemlerde tekrar aday olacaktır. Öte yandan, medya da masum değil, şiddet üretiyor. Toplum ancak kendi eyleminde şiddet varsa dikkat çekebileceğini düşünüyor. Bugüne kadar şiddet üreten medyaya insanlar gül uzatmak istemiyor.

- Gül uzatmasınlar ama camlarını kırmak, içeriye saldırmak, “Evinin önüne gidip döveceğim” diye tehditler savurmak neyin nesi?

Tabii ki bunlar yanlış... Milletvekili olarak daha dikkatli olmak, şiddet ile anılmamak gerekir...

‘İktidara yakın medya homojenleşti’

- Son dönemde AK Parti olarak “Kuruluş değerlerine dönüş” sloganını dile getiriyorsunuz. Kendinizi gözden geçirme süreci mi yaşıyorsunuz?


Seçim öncesi yaşanan bazı şeyler seçim sonuçlarını etkiledi. Bizim klasik bir kampanya yürütme alışkanlığımız var. Eskiden teşkilatlar sabah çok erken sahaya çıkar, kapı kapı dolaşır, gece yarısına kadar çalışırdı. Bu sefer ilgi biraz mitinglere kaydı. Mitinglere katılan AK Partililer “Burada mitingi yaptık, her şey tamam” deyip dağıldılar. Oysa aşağıda yapılması gereken çok daha farklı şeyler vardı. Muhalefet de mitingler yaptı ama medyayı daha iyi kullandı. Medya muhalefete ciddi anlamda destek verdi. 7 Haziran’da seçmenin yüzde 50’si hangi partiye oy vereceğine, medyayı izleyerek karar verdiğini söylüyor. Önümüzdeki seçimde sosyal medya ve geleneksel medyayı çok daha fazla ön plana çıkarmamız lazım.

- İktidara yakın yayın yapan onca gazete ve televizyon kanalı varken “Muhalefet medyayı daha etkin kullandı” demeniz biraz tuhaf değil mi?

İktidara yakın medyada homojenleşme oldu. Diğer tarafta ise iktidarı eleştirmek üzere medyaya çıkan muhalefet temsilcilerinin sesi biraz daha fazla duyuldu. Tabii, iktidar olarak bizim ürettiğimiz söylemde de eksiklikler vardı. Mesela emeklilere verilecek ikramiye konusunda eksikliğimiz oldu. Gençleri ise sosyal medyada yapılan söylemler etkiledi. Kısacası, asgari ücretle çalışanlar, emekliler ve gençler konusunda yeni bir çalışma yapmamız gerekiyor.

- AK Parti ile merkez medya arasındaki gerilimartıyor. Bu kavgaya bir son vermeniz gerekmez mi artık?

Medyayla olan savaş AK Parti’nin değil Türkiye’nin meselesidir. Türkiye, 7 Haziran’dan bu yana terörle mücadele ediyor. Ama bir kısım medya terör grubunun adını anmadan terör haberi yapıyor. Bu kabul edilebilecek bir şey değil. Merkez medyayla yaşadığımız sorun Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktürden kaynaklanıyor. Aslında sorun tek taraflı değil. Cumhurbaşkan’ımız ve Başbakan’ımız çıktığı andan itibaren canlı yayınlar yapılıyor ama AK Parti’nin yaptıklarını anlatmak için yeni bir dile ihtiyacı var. Örneğin seçim reklamlarının revize edilmesi gerekiyor. Daha popüler, daha basit bir dil kullanmamız lazım. Binlerce sayfa projelerinizi anlatmaya kalktığınızda insanlar sıkılıyor.

‘AK-Troller parti ruhunu bilmiyor’

- AK Parti önümüzdeki süreçte sosyal medyayı nasıl kullanacak? Bu konuda bir strateji değişikliğiniz olacak mı?


2012 yılında bu konuda bir araştırma yapmıştım. Seçim döneminde sosyal medyayı en iyi kullanan parti bizdik. Ama AK Parti dışındaki partilerin birden çok sosyal medya hesabı var. Takma isimler ve sahte hesaplar üzerinden yayılan çok ciddi bir dezenformasyon var. İnsanlar iktidarın açıkladığı icraatlardan çok dezenformasyona inanıyorlar. AK Partili gençler mücadele etse de sonuç alamıyoruz. Daha köklü bir yapılanmaya ihtiyaç var.

- Bu konuda kurumsal bir adım atacak mısınız?

Geçen seçimde 250 kişilik bir dijital ekip kurulmuştu ama mesele sayıca üstünlük değil oradaki amatör ruhu ortaya çıkarmak. AK Parti 1 Kasım seçimlerinde sosyal medyada amatör ruhu ortaya çıkaracak bir çalışma yapmalı.

- AK-troller meselesine nasıl bakıyorsunuz? Aralarında AK Parti’yi ya da bu camiayı temsil ettiğini iddia edip küfürler eden, tehditler savuran, aşağılık şeyler yazan isimler var...

Bu konuda partimiz zaten bir adım attı. Hakikaten bunların bir kısmının söylemleri partimiz tarafından kabul edilmeyecek düzeyde. Partinin ruhunu, ilkelerini, kurallarını bilmiyorlar. Oradan o şekilde yazmakla AK Partili olacaklarını zannediyorlar ama öyle bir şey yok. Bu tür aşırılıklara gerek yok. Aşırılıklar her zaman aşındırır.

- AK Parti’ye son dönemde getirilen eleştirilerden biri de nobranlaşma, tehditkâr, kibirli bir havaya bürünme... Kimi AK-trollerin de benimsediği bu tavır partinize zarar vermiyor mu?

Bunu sadece AK Parti olarak değerlendirmeyelim. Sorunuzu AK Parti’yle sınırlandırıyorsunuz ama AK Partili olarak bir twit attığımızda o kadar rezil cevaplar geliyor ki, bloklamak zorunda kalıyoruz. Dünya genelinde sosyal medyada böyle bir hava var. İnsanlar orada sokak diliyle konuşuyorlar. Çok rahat küfredebiliyorlar. Özellikle gençlerin kendi aralarında kullandıkları dil giderek argolaşıyor.

Söyleşinin tamamı için tıklayın