AHMET KEKEÇ ERTUĞRUL ÖZKÖK'E FENA SAYDIRDI; ETİKETİNİ DEĞİŞTİR, ÖYLE GEL!

Star yazarı Ahmet Kekeç, anayasal vatandaşlığa geçilmesi halinde Türkiye'nin adına gerek kalmayacağını belirten Ertuğrul Özkök'e sert çıktı.

Etiketini değiştir, öyle gel!

Kürt sorunu çözülür de, “anayasal vatandaşlığa” geçilirse, Türkiye’nin adına gerek kalmayabilirmiş...
Öyle miymiş?

Benim bildiğim, Türkiye’nin adı Türkiye’dir...

Böyle başlamıştır, böyle de devam edecektir.

İyi ama devletin adı Türkiye olduğuna ve bu da “Türklerin devleti” veya “ülkesi” anlamına geldiğine göre devletin adı anayasada nasıl izah edilecek?

Önceden nasıl izah ediliyorsa, öyle izah edilecek.

Sen işine bak...

İlle bir şeyler yapmak ve “çözüm sürecine” katkıda bulunmak istiyorsan, önce şu “Türkiye Türklerindir” etiketine itiraz et.

Hem Türkiye Türklerindir gazetesinde yazacaksın, hem de “demokrasi, estek köstek” diye kafa ütüleyeceksin.

Efendim, “Türk” sözcüğünü telaffuz edenler “aptal”, “faşist”, “ırkçı” diye nitelendiriliyormuş... İşte, Birgül Ayman Güler örneği... Bu durum çözüm sürecine zarar vermez miymiş?

Kimse Birgül Ayman Güler’e “Türk” dediği için hakaret etmiyor.

Kaldı ki, ortada “hakaret” fiili yok...

Birgül Ayman Güler’iniz, “Türk ulusu”yla “Kürt milliyeti” arasına hiyerarşi koyduğu için eleştiriliyor.

Birgül Ayman Güler’iniz, birincisinden (Türklerden) “ulus” diye söz ediyor, sıra ikincisine (Kürtlere) gelince, bunu birdenbire “milliyete” dönüştürüyor?

Birgül Ayman Güler’iniz bir şey daha yapıyor: “Türk ulusçuluğunun” modernizmin icaplarından sayılması gerektiğini, dolayısıyla ırkçı olmadığını, Kürt ulusçuluğunun da “tam tersine” ırkçı olduğunu söylemeye çalışıyor.

Kürtlerde “ırkçılığa” dönüşen bir şey, Türklerde niçin modernizmin icabı sayılıyor ve Kürtler niçin modernizmin icabına göre kendilerini gerçekleştiremiyor?

Daha önce de yazmıştım...

Sevabına tekrarlayayım:

Bir yazarımızın (kim olabilir, elbette Ertuğrul Özkök’ün) “Ya Türklerin haysiyeti ne olacak” başlıklı yazısından sonra, bir “Türk sorunu” tartışması başladı.

İmralı’yla müzakerelere açıkça karşı çıkamayanlar, “Türkler ne olacak?” diyerek, konuyu, “ırklar arası yarışa” indirgediler. Daha doğrusu, çözüm sürecinden Türklerin rahatsız olduğu sonucunu çıkardılar.

Kürt sorunu çözülürse, Türkler yara alırmış.

Hep “Kürt, Kürt” dersek, Türkler haysiyetlerinin incindiğini düşünürmüş.

Böyle şeyler yazıp kafa şişirdiler...

Hemen aklıma, “Kürt sorununu çözelim derken, bir Türk sorunu yaratmayalım” diyen hanımefendi geliyor.

Bu hanımefendi, daha sonra BDP otobüsü üzerinde zafer işareti yaparken yakalanmıştı. Ardından, hükümetin “duble yollarla bölgeye şiddet götüreceğini” ileri sürmüştü. Hiç utanmamıştı.

Bir Türk sorunu var mı bilmiyorum ama Beyaz Türklerin müzakerelerden sonra problem potansiyeli yüksek bir tutum takındıklarını ve bu cümleden olarak ortaya bir “Beyaz Türk sorunu” çıkardıklarını çok iyi biliyorum.

Yazının Devamı İçin Tıklayınız

Ahmet Kekeç/Star