28 ŞUBAT'LA İLGİLİ HANGİ 7 GAZETECİNİN TUTUKLANMASI İSTENDİ?

HAS Parti 28 şubat sürecinde askeri baskıyla hükümeti devirmek suçlamasıyla 7 gazeteci hakkında dava açılmasını istedi...

HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı 28 şubat sürecinde askeri baskıyla hükümeti devirmek suçlamasıyla 7 gazeteci hakkında dava açılmasını istedi...

HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç ve beraberindeki parti yöneticilerinin, 28 Şubat dönemiyle ilgili sorumluların cezalandırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları suç duyurusunun ilginç ayrıntılarına ulaştı. HAS Parti’nin suç duyurusunda; 28 Şubat sürecinde darbeye teşebbüs eden askerlerin tüm işlemlerini gazeteciler Ertuğrul Özkök, Hasan Cemal, Ergun Babahan, Fatih Çekirge, Zafer Mutlu, Fikret Bila ve Can Ataklı’yla birlikte gerçekleştirdikleri, şüpheli gazetecilerin tutuklanması gerektiğine dikkat çekiliyor.

GAZETECİLERİN 28 ŞUBAT’TAKİ GÖREVLERİ

Tutuklanmaları istenen şüpheli gazeteciler, 28 Şubat döneminde şu görevde bulunuyordu: Ertuğrul Özkök (Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni), Hasan Cemal (Sabah gazetesi yazarı), Ergun Babahan (Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi), Fatih Çekirge (Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi), Zafer Mutlu (Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni), Fikret Bila (Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi) Can Ataklı (Sabah gazetesi yazarı).

Suç duyurusunda; gazeteciler hakkında soruşturma yapılması, suçların nitelikleri itibariyle tutuklanmaları istendi. Suç duyurusunda; gazetecilerin 28 Şubat 1997 tarihinden öncesi ve 1996-1999 yılları arasında; "Cebir ve şiddet
kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya
tamamen engellemeye teşebbüs" suçunu işledikleri belirtildi.

"MEDYA DESTEĞİ İLE HÜKÜMET KARŞITI BİR KAMPANYA"

HAS Parti’nin suç duyurusunda; "28 Şubat süreci" olarak nitelendirilen süreçte bazı subay ve askerlerin tasarlayıcısı oldukları bir plan ve program dahilinde, meşru siyasal zeminin dışında, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve medya organlarının da desteği ile hükümet karşıtı bir kampanya başlatıldığı ve sonunda meşru hükümetin cebren istifaya zorlanırken, bu süreçte açıkça ve
defalarca ceza kanununun suç saydığı fiiller işlendiği bildirildi.

ÖRGÜTÜN DİĞER ÜYELERİ

Suç duyurusunda; örgütün, Genelkurmay İkinci Başkanı olarak görev yapan (Emekli) Orgeneral Çevik Bir ve onunla birlikte hareket ederek "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturarak" faaliyete bulunan dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman, Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, MGK Genel Sekreteri Ilhan Kılıç, Zırhlı Birlikler ve Eğitim Tümen Komutanı Erdal Ceylanoğlu ve diğer bazı kişilerle birlikte oluşturulduğuna dikkat çekildi.

MEŞRU HÜKÜMETE KARŞI BASIN VE MEDYA ORGANLARI KULLANILDI

Suç duyurusunda; örgütün işlediği suçlar şöyle anlatıldı:

* Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kullanarak Refah-Yol olarak bilinen TBMM’de güvenoyu alarak anayasaya uygun bir şekilde kurulan 54. Cumhuriyet Hükümeti’ni cebren, iskat etmeye teşebbüs ettiği ve kısmen dahi olsa çalışamaz duruma getirmeye çalıştığı,

* Meşru hükümete karşı basın ve medya organlarını kullanarak, "Bu sefer silahsız kuvvetler halletsin", "Gerekirse silah kullanırız" şeklinde manşetler attırarak tehditte bulunduğu,

* "Demokrasiye Balans Ayarı Yapıyoruz" diyerek açıkça görevi dışına çıkarak siyaset yaptığı ve hükümeti düşürmeye çalıştığı,

* Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde "Batı Çalışma Grubu" adı altında yasadışı bir birim oluşturarak burada kamu görevlilerini ve sivil vatandaşları fişlediği,

* Başta yüksek yargı organı üyeleri olmak üzere yargı mensuplarını Genelkurmay Karargahı’nda brifinglere tabi tutarak yargıyı etkilemeye ve meşru hükümete karşı kullanmaya çalıştığı,

*Abdullah Öcalan’ın ifadelerine eklemeler yaptırarak bazı köşe yazarları ve siyasetçilerle ilgili yalan haberler ürettiği ve bu haberlere dayalı olarak kişileri
hedef gösterdiği, yıpratmaya ve itibarsızlaştırmaya çalıştığı,

* Kendilerine vatan savunması için tevdi edilen zırhlı birlikleri meskun mahalde yürüterek halkta infial oluşturmaya çalıştıkları ve ellerindeki silahlı birliklerle meşru hükümeti tehdit ettikleri, bu suretle hükümeti cebren iş bırakmaya zorladıkları,

* Siyasi demeçlerle ordu içi disipline ve memuriyet meslek ve sıfatına aykırı
davrandıkları ve açıkça siyaset yaparak disiplin suçunu defalarca işledikleri,

* Basın, medya, iş dünyası ve akademik çevrelerle gizli ve açık iletişime ve etkileşime girerek meşru hükümet aleyhine kampanya yaptıkları ve hükümeti itibarsızlaştırarak istifa etmeye ve/veya iş göremez duruma düşürmeye çalıştıkları,

* Temel bir hak olan eğitim ve öğretim hakkını "başörtüsü yasağı" şeklinde
yasalarda olmayan bir yasak icat ederek üniversitelerde eğitim ve öğretimi engelledikleri,

* Halkın bir kısmını "dindar" olarak nitelenen kesimlere karşı alenen kışkırttıkları, bu kesimleri aşağıladıkları, hakaret ettikleri ve bu şekilde ayırımcılık yaptıkları, kamuoyunca bilinen olgulardır.

Yeni Akit