Gündem
15 Şub 2023 13:03 Son Güncelleme: 15 Şub 2023 13:15

Ali Müfit Gürtuna konuştu; Planımıza uyulsa depremde ölü sayısı 100’ü geçmezdi!

İBB Eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, 35 binin üzerinde cana mal olan Kahramanmaraş depremini devlet ve belediyelerce gerçekleştirilmiş bir katliam olarak değerlendirdi

Kahramanmaraş merkezli deprem faciasının ardından gözler İstanbul’a çevrildi. Beklenen büyük İstanbul depremi öncesinde kurumlar ne gibi hazırlıklar yaptı ne gibi önlemler aldı? Kuzey Marmara Fay Hattı’nda bulunan İstanbul için bilim insanları 7 ile 7,4 arasında bir deprem beklediklerini öngörmekte. Yapı stoğunun yüzde 70’i imar kanunlarına uygun olmayan İstanbul’da depreme hazırlık ne aşamadaydı? İstanbul’da da yıkıma neden olan Gölcük Depreminin ardından geçen 24 yılda neler yapıldı? Bu sorulara en uygun cevabı verecek isime ulaştık: İBB Eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna. Gölcük Depreminde İBB Başkanı olan Gürtuna, 35 binin üzerinde cana mal olan Kahramanmaraş depremini devlet ve belediyelerce gerçekleştirilmiş bir katliam olarak değerlendirdi. Gürtuna, “Bizim dönemimizde 5 yıllık bir araştırmayla hazırlanan Deprem Master Planı dikkate alınsaydı kayıplarımız binde bir oranında olurdu. Planımız uygulansa balçık zeminli Amik Ovasını imara açamaz, fay üzerinde inşaat yapamazdınız…Bilimden koparsanız bunların yaşanmasının önüne geçemezsiniz” dedi. Gürtuna’nın açıklaması şöyle:

Biz de Hazırlıksız Yakalanmıştık

Gölcük Depreminin İstanbul’da da yıkıma neden olmasıyla büyük bir panik yaşadıklarını anlatan Gürtuna, “Depreme, devletin olduğu gibi biz de hazırlıksız yakalanmıştık. Ne arama kurtarma ekiplerimiz ne teknik donanım ne de acil eylem planımızın olmadığı gördük. Şehri depremden en az kayıpla atlatacak kurum bizdik ve vakit kaybetmeden dünyada depreme ne gibi hazırlıklar yapıldığını araştırmaya başladık. İlk olarak olası bir depreme hızlı müdahaleler için şehrin dört bir yanına Deprem Konteynerleri yerleştirmeye başladık. Konteyner sayısı kısa bir sürede 2000 rakamına ulaştı. Şimdi öğrendim ki bu konteynerler hırsızlarca yağmalanmış ve sayıları 500’e düşmüş. Özetle; depremde elimizde hiçbir şey yoktu. Ve çok kötü yakalanmıştık. Gölcük Depreminin hemen ardından dünyadaki deprem ülkelerinde yapılan hazırlıkları incelemeye başladık. Bu konuda organizasyon anlamında en ileri ülkenin ABD California eyaletinde olduğunu öğrendik. Derhal bir ekip oluşturarak buradaki afet hazırlık ve yönetim sistemini inceledik. Gördük ki dünyadaki en iyi organizasyon California’daydı. İncelememizin hemen ardından bu sistemi İtfaiye Daire Başkanlığımız çatısında oluşturduk. Ardından sadece depremle değil tüm afetlerle mücadele merkezi dönüştürerek Türkiye’nin ilk Afet Koordinasyon Merkezi olacak olan AKOM’u 2000 Şubat’ında kurduk. Ardından olası bir deprem öncesinde neler yapılması gereği üzerine üniversitelerimiz bazında bilim insanlarıyla toplantılar yapmaya başladık. Mesela, dünyanın en önemli teknik üniversitelerinden biri kabul edilen M.I.T. ile temas kurarak olası bir İstanbul depremi öncesinde neler yapılması gereği konusunda danışmanlık aldık. Ardından Çin ve Japon bilim insanlarını çalışmalarımıza dahil ettik. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi projemize büyük destek verdi. Böylece 1999 Gölcük Depreminin hemen ardından Türkiye’nin en büyük araştırma grubunu oluşturarak yoğun tempolu bilimsel araştırma başlattık. Bu çok yönlü bilimsel araştırma beş yıl sürdü. Bu çalışma için İBB 100 milyon dolara yakın bir harcama yaptı. Kısıtlı imkanlara sahip İBB, İstanbul’un deprem hazır olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı.

Dünyanın İlk Deprem Master Planı

Hani derler ya, “Türklerin bilime ne kattı?” Ne mi kattı? Dünyanın ilk Deprem Master Planını Türkler İBB çatısı altında yaptı. İstanbul Deprem Master Planı dünyadan ilktir…

Şimdi görüyorum ki hakikaten çok büyük hizmetler yapmışız depremle ilgili. Bir kere zemin programı çok önemli. Türkiye'de ilk defa çok kapsamlı zemin etüdü yapmışız. Depremin etkilerini jeofizik, jeoteknik açıdan hem de yerleşim jeolojisine uygunluğunu ele almışız. Arkasından Japonlarla JAİKA çalışması gelmiş. Bu ekiplerle birlikte yürüttüğümüz tam bir teşhis faaliyetiydi. Arkasından da dünyanın ilk ve tüm unsurlarıyla 1331 sayfalık Deprem Master Planı hazırlayıp yayımladık. Deprem Master Planı da o teşhisin, o yaraların berelerin, sıkıntıların nasıl giderileceğine dair hukuki, idari, mali halkın yönlendirilmesi, bilimsel teknik mekanik işlerin örgütlenmesi dahil her şeyi ortaya koymuştuk. Üzüntüm, biz bunları başta başbakanlık makamı olmak üzere tüm ilgili birime göndermiştik. Bütün bu çalışmaları biz bitirdik ve 2004 yılında yayınladık…Üzüntüm şudur ki bu plan 2004 yılında rafa kaldırılmış ve oradan indirilmemiş. İnsanın bu çok ağırına gidiyor? İnanın çok, çok üzgünüm, kahroluyorum. Neden bu mükemmel plan unutuldu, önemsenmedi? Onun için bu olup bitenler kaza-maza filan değil, cinayet de değil, katliam olarak tasavvur ediyorum.

Plan İstanbul’a değil Dünyaya Örnekti

Biz, bu çalışmaları İstanbul için yapmadık. Bütün Türkiye'yi teşmil (genişletme-yayma) edilebilecek örnek oluşturabilmek için yaptık ve belediye de organize etti. Bu plan için dört üniversite emek, büyük emek harcadı. Dışarıdan uzmanlar getirildi. Herkes uğraştı. Evet. Bu planı tüm yurtta hayata geçirseydik şu yaşadıklarımızın belki sıfır demeyeyim ama binde biri yaşanmazdı. Buna inanıyorum bakın. Kesinlikle, kesinlikle ölü sayısı binde biri geçmezdi. Ülkemin 10 şehri yıkılmış, harap olmuş…Adıyaman, Maraş yok. Hatay yok! İlçeler yok, Antep'in İslahiye'si yok. Bu ülke çok büyük bedel ödeyecek. Herkes ödeyecek. Bunun altında nasıl kalkılacak? Can kaybı ayrı bir şey. Hazırladığımız plana göre 2004 yılı için İstanbul’da 50 bin ile 70 bin binanın ağır hasar, 500 bine yakın binanın da orta ve hafif hasar göreceğini bilimsel verilerle ortaya koymuştuk. İstanbul’un yapı stoğu yaşlıydı ama, Kahramanmaraş depreminde görüldü ki yeni binalar da güvenli değilmiş. Biz olası İstanbul depremi için hazırladığımız planları 2004 yılında yeni yönetime devrettik. Bizden sonra her tarafa gökdelen dikmeye başladılar. Biz İstanbul’da 425 toplanma alanı belirledik ve bunları yeşil alan olarak planlara işledik. Bizden sonra bunların tamamı imara açıldı. Kimine gökdelen, kimine AVM dikildi. Bu toplanma alanlarını yok ettiğinizde Deprem Master Planının bir anlamı kalmıyor. Acil ulaşım hatları oluşturduk. Toplanma alanlarına inşaat yaparsanız acil ulaşım sistemi ne işe yarayacak?