Gündem
04 Ara 2014 16:07 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:57

Ali Fuat Yılmazer'den dinlemeler için bomba açıklama!

Gülen Cemaati'nin karakutusu olduğu iddia edilen Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dinlemelerle ilgili olay yaratacak bir açıklama yaptı.

22 Temmuz paralel yapı operasyonu kapsamında tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Hürriyet gazetesinde ‘VIP Kulak’ başlığıyla çıkan ve ünlü isimlerin dinlediği haberiyle ilgili açıklama yaptı.

Yılmazer, dinlemelerin mahkeme kararı ve yasalara uygun yapılan olarak yapıldığını iddia etti.

DİNLEMELERİN İFŞA EDİLMESİ SUÇ İDDİASI

Ali Fuat Yılmazer, avukatı Hüseyin Ataol aracılığıyla açıklama yaptı. 3 Aralık 2014 günü Hürriyet gazetesinde yayımlanan ‘Dinlenen isimler’ başlıklı haber ile ilgili açıklama yapma zarureti doğduğunu belirtti.

Avukat Ataol, haberde müvekkilinin hedef alındığını kaydetti. Haberde yer alan bilgilerin toplumu yönlendirici nitelikte ve maksatlı olarak manipüle edilmiş olduğunu ifade eden Ataol, “Her şeyden önce belirtmek gerekir ki; yapılan dinlemeler 2559 sayılı yasa kapsamında yapılmış kanuni işlemlerdir. Burada suç olan istihbari dinlemelerin ifşa edilmesidir ve yasaya göre bu suç savcılar tarafından resen araştırılması gereken bir suçtur” dedi.

Müvekkili ile ilgili yürütülen gerek idari gerekse adli soruşturmada, yapılan istihbari dinlemeler arasından yalnızca medyatik ve belirli isimlerin ön plana çıkarıldığını kaydeden Ataol, müvekkilinin kamuoyu nezdinde peşinen suçlu kabul edilmesinin amaçlandığını savundu.

HEDEF ALINIYOR İDDASI

Bahsi geçen dinlemelerin sadece Yılmazer döneminde olduğu gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını vurgulayan Ataol, araştırmaya tabi tutulan dönemin de sadece müvekkili Yılmazer ve diğer müvekkillerinin çalışmış olduğu dönemle sınırlı tutulduğunu kaydetti. Ataol, araştırmanın yalnızca Yılmazer dönemi ile sınırlı olmasının, müvekkilinin siyasi irade tarafından açıkça hedef alındığının bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Dinlenen kişilerin yaptıkları işler ve konumlarının yazılmamış olmasının bir suç gibi gösterildiğini anlatan Ataol, yasal olarak böyle bir zorunluluğun zaten söz konusu olmadığını belirtti. Yasa koyucunun böyle bir düzenleme yapmamış olmasının hakimin vicdani kanaatinin etkilenebileceği öngörüsünden kaynaklandığını söyledi.

2559 sayılı yasa kapsamında yapılan istihbari dinlemelerde kimin dinlenip kimin dinlenmeyeceği ile ilgili bir hiçbir sınırlama bulunmadığını hatırlatan Ataol, bu durumun Devlet Denetleme Kurulu raporlarında da mevcut olduğunu belirtti.

O KAYITLAR İMHA EDİLDİ Mİ?

Ataol, “Haberde yer alan isimler çeşitli istihbari kaynaklardan (elemanlar, takip, ihbarlar, açık kaynaklar ve idari amirlerce verilen talimatlar) alınan bilgiler ve yapılan analizler neticesinde belirlenmiş ve netice itibariyle suça ilişkin olanlar adli birimlere sevk edilmiş olmayanlar ise yasal süresi içerisinde imha edilmiştir” ifadelerini kullandı.

Haberin yapılış amacının Ergenekon Terör Örgütü soruşturmalarının sulandırılması ve dönemin siyasi iradesinin bir dahli yokmuş intibaı uyandırmaya yönelik olduğunu öne süren Ataol, “Halbuki o dönemin siyasilerinin bu soruşturmalara ne denli destek verdiği kamuoyunun malumudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Ataol, haberin Mart ayında Star gazetesi’nde çıkan ‘7 bin kişi dinlendi’ haberinin bir başka versiyonu olduğunu ve suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.