Gündem
03 Nis 2010 11:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12

AKTÜEL, MISIR'DA BÜYÜCÜ AVINA ÇIKTI! MUHABİRİN BAŞINA NELER GELDİ?

Aktüel bu hafta oldukça ilginç bir konuya el attı.Kimsenin girmeye cesaret edemediği Mısır'ın büyülü dünyasına Aktüel muhabiri girdi.

İşte Aktüel'in başarılı gazetecisi Tuncay Opçin'in Mısır'da başına gelenler ve Mısır'ın büyülü dünyası... 

Çağlar Boyunca Büyüyle Anılan Mısır, Büyücüleriyle Yine Gözde

Mısır'ın Müslüman "Harry Potter'ları

Mısır Ve Büyü Tarih Boyunca Hep Birlikte Anıldı. Firavunlar Döneminde Büyücülük Zirveye Çıktı. Şimdi Aynı Gelenek Şekil Değiştirerek Devam Ediyor. Kendilerine "Mualic" Adını Veren Büyücüler Büyünün Tüm Dertlere Deva Olduğunu Savunuyorlar. Dünyanın Dört Bir Yanından Hasta Kabul Eden Mualiclerin En Önemli Yardımcıları El-ezher Üniversitesi'ndeki Öğrenciler. Yeni Aktüel, Mısır'da Dünya Çapında Şöhret Kazanmış İsimlerin İzini Sürdü.

Vakit gece yarısını çoktan geçmiş. Asfaltsız, sonu hiç gelmeyecekmiş gibi bir yolda ilerliyoruz. Bir-bir buçuk saattir yoldayız. Sonunda tarif edilen adresi güç bela buluyoruz. Daracık bir sokakta, izbe evlerin arasında, üç katlı evin en üst kat penceresinden bir kadın, bir çocuk ve bir erkek başı uzanmış, arabadan inişimizi izliyor. Daha sonra evin reisi gelerek kapıyı açıyor, bizi içeriye alıyor. Ayakkabılarımızla girdiğimiz odada pek bir fevkaladelik yok. Köşede bir bilgisayar duruyor. Odanın bir başka köşesinde ise küçük bir kitaplık var. Sedirin üzerine oturup sohbete başlıyoruz
Mısır'ın 20 milyonluk başkenti Kahire'nin varoşlarından birindeyiz. Bizi karşılayan isim ise İbrahim Şaban. O Kahire'nin ismi duyulmuş büyücülerinden. Biz de zaten buraya "büyücü" ve "sihir okulu" bulmak için geldik. Türkiye'de "Mısır" ve "sihir, büyü" sözcüklerini birlikte ilk defa bir ilahiyatçıdan, Doç. Dr. Ayhan Tekineş'ten duyduk. Almanya'dan, Avrupa'nın farklı ülkelerinden Türklerin Mısır'a büyü öğrenmek ve tedavi için gittiklerini öğrendik. Tekineş konunun ilahiyat tarafıyla ilgiliydi. Biz ise popüler kısmıyla
Türkiye'de Mısır'la ilgili duyduklarımızın tamamen gerçek olduğunu gördük, öğrendik. Sadece Almanya'dan değil dünyanın hemen hemen her ülkesinden Mısır'a tedavi olmak için her yıl binlerce kişi gidiyor. Onları, aralarında çok ünlü isimlerin de olduğu "şeyh"ler karşılıyor. İsimlerinin başında "şeyh" sözcüğünün olduğuna bakmayın, herhangi bir tarikatla ilişkileri yok. Mısır'da din âlimlerine "şeyh" deniyor. Biz de bu şeyhlerle; İbrahim Şaban'dan Doktor Rufai'ye, Muhammed Hüseyin el-Beyyumi'den Şeyh İsmail Aswani'ye pek çok isimle konuştuk. İşte Mısır'ın mahrem macerası
Vücuda cin giriyor
İsterseniz önce İbrahim Şaban'dan başlayalım. İbrahim Şaban 55 yaşında ve doğma-büyüme Kahireli. Kahire'deki Türklerle çok iyi tanışıyor. Zaten bizi kabul etmesinin nedeni de aradaki referanslar. "Mısır'da" diyor "büyücülüğe ilgi çok büyük, hatta dünyanın dört bir yanından binlerce kişi Mısır'a şifa bulmak için geliyor. Almanya'dan, Kosova'dan, Avustralya'dan, ABD'den, Çin'den yani uzak-yakın demeden hemen her ülkeden Mısır'a kâh tedavi olmak için, kâh bu işi öğrenmek için gelen insanlar var."
İbrahim Şaban Mısır'da büyü ve büyücülük ile ilgili kullanılan "sahir" ve "sahara" kelimelerinden nefret ediyor: "Ben büyücü değilim. Ben 'Mualic bil-Kur'an'ım. Yani Kur'an'la tedavi ediyorum." Daha sonra öğreniyoruz ki Mısır'da gizemli işlerle uğraşanların hemen hepsi kendisini "Mualic bil-Kur'an" diye tanıtıyor. Çünkü büyü ve büyücülük Mısır'da kanunlarla yasaklanmış. Halk da büyücülüğü meşru görmüyor ve büyü yapanları "kâfir" olarak nitelendiriyor.

Ancak daha sonra konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Abdulmun'im Mustafa el-Sawy işin renginin farklı olduğunu anlatıyor; "Mısır'da dindarlık artıp, İhvan-ı Müslimin ve Selefilik yayılınca büyücülere karşı bir tepki oluştu. Onlar da korktukları için kendilerini Mualic bil-Kur'an diye tanımlıyor. Bunların bir kısmı gerçekten insanları Kur'an'la tedavi etmeye çalışıyor. Bir kısmı ise samimiyeti ilerlettikten sonra gerçek kimliğini açıklıyor. Çeşitli amaçlarla büyü yapıyorlar."
İbrahim Şaban'a göre bütün hastalıkların kaynağı "cin"ler. Zaten o da tedavisini bunun üzerine kurmuş. Kur'an'dan belirli sureleri okuyarak cinin ya da cinlerin vücuttan çıkmasını sağlıyor: "Cinin vücudu ele geçirmesine 'Lips' denir. Bazen cin bütün vücuda hâkim olur. Bazen de sadece belirli bir uzvu etkiler. Ben Bakara, Saffat, Rahman, Cin, Kalem, Buruc gibi sureleri ya da cin ve sihirle ilgili başka ayetleri okurum."
Hatta bir de örnek veriyor; "Mesela vücuduna cin girmiş, hastalanmış bir kişiye 'zaferan' (safran) yazılmış Yasin suresini veriyorum. Bu sayfayı temiz bir kova suya batırıp beş dakika beklemeniz gerekir. Zaferan suya karışır. Önce bu sudan dört gün üçer yudum içecek kadar ayırırsınız. Ardından da kalan suyla banyo yaparsınız. Ancak yıkanmak için bir leğen kullanmanız gerekir. Yıkandığınız bu suyu asla banyo suyuna karıştırıp, kanalizasyona dökmemelisiniz. Bahçeye veya temiz herhangi bir yere boşaltabilirsiniz. Bir de yine okunmuş bir yağ veriyorum. Bunu da bu işlemleri yaptıktan sonra yatmadan önce kullanıyorsunuz. Bütün vücudunuzu bu yağla yağlıyorsunuz. Bunları yaptıktan sonra hiçbir şeyiniz kalmaz."
Müşteriler El-Ezher'den
İbrahim Şaban bu konuda kitaplar okuyup, ders dinleyerek uzmanlaşmış; "Ebu Zer el Kalemavi'in 'El Firrûilallah' kitabından çok yararlandım. Bu kitaptan öğrendiklerimi tecrübe ettim. Faydasını gördükçe başka kaynaklara yöneldim." İbrahim Şaban'ın Mısırlılardan çok daha fazla yabancı ülkelerden hastası var. Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bosna-Hersek, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve az da olsa Türkiye'den tedaviye gelenler oluyormuş. Saydığı ülkeler ilgimizi çekince açıklama gereği duyuyor: "Ben bu ülkelerden gelip El Ezher'de öğrenim görenleri tanıyorum. Onlar da bana ülkelerinden hasta gönderiyor." İbrahim Şaban'ın verdiği bu bilgiyi daha sonra görüştüğümüz pek çok "Mualic bil-Kur'an" da doğruluyor. Hepsinin hasta kabul ettiği bölge farklı farklı. Hastalarla temaslarını sağlayanlar ise hep aynı; El Ezher Üniversitesi'ndeki öğrenciler...

Tuncay Opçin/Aktüel