Medya
12 Oca 2014 13:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:52

AKP-Cemaat savaşını başlatan isim kim? İşte O'nun gizemli hayatı!

AKP ile Cemaat arasındaki savaşı başlatan adımlar, iddiaya göre onun yazdığı raporlar ile atıldı. İşte Kemalettin Özdemir'in bilinmeyen öyküsü...

Daha önce Fethullah Gülen'in en yakın çevresindeki birkaç kişiden biri olarak gündeme gelen Kemalettin Özdemir'in adı son günlerde de Cemaat-Ak Parti savaşının en önemli aktörlerinden biri olarak geçmeye başladı.
"Bu günlerin ileride bir filmi yapılsa benim senaryosunu yazacağım insan Kemalettin Özdemir olur" diyen Radikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir, köşesinde bugüne kadar MİT'te odası olduğu, Başbakan Erdoğan'a danışmanlık yaptığı, Dershanelerin kapatılması için hükümete rapor yazdığı, Cemaat-Ak Parti savaşını başlatan isim olduğu, Cemaatte iken Gülen'in en büyük rakibi olduğu gibi iddialar ile ismi birlikte anılan Kemalettin Özdemir'i yazdı.
İşte Kemalettin Özdemir'in hakkındaki iddialar ve avukatlarının yaptığı açıklamalar...
"Kendisi ile hiç karşılaşmadım. Telefonda bile konuşmadım. Ancak bugün öğreniyoruz ki bir dönem kendisi cemaatin önde gelen isimlerinden biri olmuş. Fethullah Gülen’in en yakın çevresindeki birkaç kişiden biriymiş.



İLK ÖNCE SABAH YAZARI ADINI YAZDI
Kemalettin Özdemir’in adını Türkiye ilk olarak Sabah gazetesinden Sevilay Yükselir’in köşesinde okudu. Sevilay bundan neredeyse 3 yıl önce yazdığı yazısında Hanefi Avcı’nın tutuklandığı dönem Kemalettin Özdemir’in adını anarak cemaat içindeki bir çekişmeden bahsetti.
AVCI HİÇ BİR İLİŞKİM YOK YAZDI
Cemaat dışındaki çevreler böyle bir ismin varlığını işte böyle öğrendi. Sevilay, Hanefi Avcı’nın Kemalettin Özdemir ile ilişkisi olduğunu iddia etmişti. Hatırlayacaksınız geçen günlerde Hanefi Avcı cezaevinden bana bir mektup gönderip ‘kendisinin Kemalettin Özdemir ile hiçbir ilişkisi olmadığını zaten olsaydı bunun çoktan ortaya çıkacağını’söylüyordu.
Ardından Nazlı Ilıcak Fethullah Gülen’in hani şu esrarengiz bir telefon ile gece yarısı bir aşufteye giderken kurtardığı ismin Kemalettin Özdemir olduğunu iddia etti. Bu arada farklı köşelerde de cemaat-Ak Parti kavgasında Kemalettin Özdemir’in adı anılmaya başlandı.
EMNİYET'İN ÖNCEKİ İMAMI
MİT’te bir odası olduğu, cemaatin pek çok sırrını hükümete Kemalettin Özdemir’in verdiği hatta cemaatin emniyetteki bir önceki imamının Kemalettin Özdemir olduğu bile iddia edildi. Bu arada cemaatin içinde de bir Kemalettin Özdemir fırtınası yaşanıyordu. Kırgınlık ve kızgınlık saklanamıyordu. Cemaati temsil eden kişilere “Yahu kimdir bu Kemalettin Özdemir” diye sorduğunuzda önce yüzlerinde bir gülümseme beliriyor sonra kelimelerini son derece dikkatli seçerek bir sır verirmişçesine kısık sesle kim olduğunu anlatıyorlardı. İşin ilginci orada da Kemalettin Özdemir hakkında pek çok farklı senaryo vardı.
GÜLEN'İN EN BÜYÜK RAKİBİ KEMALETTİN ÖZDEMİR

Bu senaryoların ortak noktası Kemalettin Özdemir’in cemaatin içinde Gülen’e rakip olduğu iddialarının açıkça dile getirilmesiydi. Hatta 70 kişilik bir işadamı grubu ile cemaatten ayrıldığı sonrasında ise tamamen cemaate karşı bir pozisyon aldığı iddiaları havada uçuşuyordu.

Şimdi gelin de böyle gizemli bir ismin senaryosunu yazmayın!

Önceki gün Kemalettin Özdemir’in avukatı Fatih Dinçer kamuoyuna bir açıklama yaptı. Baktım dün hemen hiçbir gazetede yok. Avukatı Kemalettin Özdemir hakkındaki bütün iddialar için suç duyurusunda bulunduklarını belirtiyor.Dezenformasyon yapıldığını iddia ediyorlar. Hanefi Avcı’nın benim köşemde yayımlanan mektubunu örnek gösterip Emin Arslan ve Sabri Uzun ile de hiçbir irtibatlarının olmadığını bir kez bile telefonla görüşmediklerini söylüyorlar.
Bu vesile ile Kemalettin Özdemir’in gizemli hayatı ile ilgili yeni detaylar da öğreniyoruz.
DİYANET, MİLLİ EĞİTİM, ÜNİVERSİTE
Mesela Özdemir’in 1975’ten itibaren kamu görevlisi olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değişik kademelerinde, Milli Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak,“eğitim ve öğretim ile irşat ve dini tebliğ hizmetlerinde bulunduğu” ya da 1995’ten bugüne kadar da üniversitelerde akademik çalışmalar yaptığı gibi…
DGM'DE SORUŞTURMA

Üstelik yine açıklamadan anladığımız kadarıyla bu tür iddialar Kemalettin Bey hakkında ilk kez de ortaya atılmıyor! Açıklamada “Hayatı boyunca, iftira edildiği şekilde hiçbir zaman bir devlet kurumunda, kanunlara aykırı bir yapılanma gerçekleştirmesi söz konusu olmamıştır. Daha önce de kendisine yöneltilen benzer iftira sebebiyle konu Ankara DGM’ce ihbar telakki edilip ele alınmış, mahkemenin verdiği talimat gereği ilgili birimlerce yapılan araştırma, takip ve soruşturmalar sonunda iddianın varit olmaması sebebiyle kovuşturmaya mahal olmadığına karar verilmiştir”deniliyor.
BAŞBAKAN DANIŞMANLIĞI VE MİT'TE GÖREV...

Kemalettin Özdemir yaptığı açıklamada MİT ve Başbakan’a danışmanlık meselesine de değiniyor. “Kendisine isnat edilen Başbakanlık veya MİT ile ilgili görev yakıştırmaları iftiralardan öte bir anlam ifade etmemektedir. Bilhassa ifade edildiği üzere, müvekkilin Sayın Başbakan ve Sayın MİT Müsteşarı’na doğrudan veya dolaylı bir danışmanlık yapması da söz konusu değildir. Esasen gerek Başbakanlık gerekse MİT başta olmak üzere hiçbir şahıs ve kurum da kendilerinden bahse konu hususlarla alakalı danışmanlık hizmeti, bilgi ve belge talebinde de bulunmamışlardır.”
DERSHANELERİN KAPANMASI RAPORUNU...
Bu vesile ile bir başka iddianın da olduğunu öğreniyoruz. Kemalettin Özdemir’in dershanelerin kapatılması ile ilgili rapor yazdığı iddia edilmiş. O da yalanlanıyor. Müvekkilime izafe edilen dershanelerin kapatılması ile ilgili rapor verildiği iddiası da tamamen hayal mahsulüdür. Bu iftira da diğerleri gibi müvekkilimi itibarsızlaştırma çabalarının bir örneği olarak öne çıkmaktadır.”

Kemalettin Özdemir açıklamasının devamında cemaati bölüp parçalamak gibi bir düşünce gayretinin de olmadığını belirtiyor. “Eğitim, öğretim ve irşat hizmetlerinde isimsiz bir fert olmak dışında hiçbir gaye ve hedef içinde olmamıştır” diyerek açıklamasını bitiriyor.
ANLATILANLARIN TAMAMI HAYAL ÜRÜNÜ

Sanırım bu açıklamadan sonra yazacağımız film senaryosunun sonuna “Anlatılanların tamamı hayal ürünüdür” diye yazmak gerekiyor.  Ama yine de iyi hikâye!