Gündem
04 Nis 2013 18:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:07

'AKP 2023'E KADAR YÜZDE 50 İLE İKTİDAR'

CHP'nin 2009 yerel seçim kampanyasını yürüten reklamcı Ateş İlyas Başsoy, A Haber'e konuk oldu

CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde Antalya’daki kampanyasını yürüten isimlerden, “AK Parti neden kazanır, CHP neden kaybeder?” kitabının yazarı reklamcı Ateş İlyas Başsoy, A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında CHP’nin yerel seçim stratejisi ve önümüzdeki seçim takvimi ile ilgili dikkat çeken açıklamalar  yaptı.

Önümüzdeki yerel seçim stratejisi için CHP’lilere partinin genel merkezini Bağcılar’a taşımayı önerdiğini söyleyen Başsoy, “Gürsel Tekin partinin genel merkezini Bağcılar’a taşıma fikrini doğru buluyor” dedi.

“Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltukta Erdoğan olsa, iki günde kaçar” ifadesini kullanan Başsoy, “AKP’nin elini attığı yer öyle verimli ki, MHP ve CHP barış sürecinde böyle devam ederse, AKP 2023 değil 2033’e kadar yüzde 50 ile iktidar” dedi.

Başbakan’ın 2009 yerel seçim gecesi AK Parti’nin Antalya’daki mağlubiyeti için, “Allah Allah bu durumda anormallik var” demesine neden olan CHP’nin seçim kampanyası ekibindeki Başsoy’un Selin Ongun’un sorularına verdiği bazı yanıtlar şöyle:

GAZETECİLER, PRENS YA DA DEREBEYİ GİBİ TAKILIYORLAR

İletişim adına bu akil insan dedikleri kadrolar gidecekler bir takım bölgelerde halkla iletişim kuracaklar. Bu bir iletişim projesi ama içinde iletişim ile ilgili kimse yok. Bir iletişim uzmanları yok. Gazeteciler bence prensler gibi takılan insanlar. Küçük derebeyleri gibi. Gazetecilerin birçoğu, bu gazeteciler için söylemiyorum, genel olarak gazeteci tanımımı için söylüyorum. Gazeteciler tartışmalı bir konu. Çünkü gazeteci; seçilmemiş seçimle de var olmamış, bir şekilde gazetede yer edinmiş, kendi köşesinde küçük bir derebeylik yaratmış. Tüm dünyada sorgulanan bir kavram. Bu yaratılan derebeylikten ötürü siyasilerle ilişkiler kuralar, siyasilerle konuşurlar, siyasilere bir takım laflar söylerler. O ona zarf atar, o öteki karşı pas atar. Böyle böyle güç kazanan kişiler. Bu karda belki 250 kişi daha olmalıydı.

BÜTÜN AKİL İNSANLAR TARAF GAZETESİNDE Mİ?

Gazeteler var, gazetelerde bir takım kişiler var, o kişiler gazetenin siyasi duru ya da kendi siyasi duruşlarının getirdiği yererle göre bir takım pozisyonlar kazanıyorlar. Bu listeye baktığımız zaman, oransal olarak bir eksiklik görülebiliyor. Türkiye’deki bütün insanlar Taraf Gazetesi’nden mi? bu da ilginç. Bu aslında hükümete yakın olmakla ilgili bir şey. Bana öyle geliyor.

ŞEYTANIN AVUKATI FİLMİNDEKİ GİBİ JÜRİYİ İYİ SEÇERSEN DAVAYI KAZANIRSIN

Amerikan hukuk sisteminde jüri diye bir kavram vardır. Şeytanın Avukatı filminde de çok güzel bir sahne vardı, jüriyi seçmek. Orada şeytanı oynayan Al Pacino diyordu ki “jüriyi iyi seçersen istediğin bütün davaları kazanırsın” bana hep bunu anımsattı bu. Türkiye’nin %49’u AKP’ye oy verdi. O %49 da bir akil insanlar kadrosu seçiyor. Böyle bir konu 30 yıldır herkesin ailesine karar haberler gelen çok ciddi bir konu. 30 değil belki de 00 yıllık bir konu. 100 yıllık yanlışlık diye öteden beri kullandığım bir terim var. Böyle bir konuda mümkün olduğunca daha kapsamlı konuşmak lazım. Öcalan geçen sene şöyle bir şey söyledi “Bu konuda CHP’nin fikirleri çok önemli” dedi. ama bizim genel bakış açımız, hep güce tapma ve hep birinciye kameraları verme olduğu için Öcalan’ın bu sözü pek dikkate alınmadı.

CHP VE MHP BÖYLE DEVAM EDERSE AK PARTİ YÜZDE 50’Yİ DE ARTIRACAK

CHP ve MHP barajı geçen iki parti bu ketum hallerini devam ettirirlerse, daha canlı davranmazlarsa, bu konuyu bir ucundan sahiplenmezlerse, Türkiye’nin önümüzdeki dört seçimin dördünde de bu tablo değişmeyecek. Yerel seçim, cumhurbaşkanlığı, genel seçim ve referandum. Önümüzde kısa zamanda yapılacak 4 seçimde AKP yine %50’lik oyunu koruyacak hatta belki birkaç puan arttıracak

AK PARTİ’NİN ELİNİ ATTIĞI YER ÖYLE VERİMLİ Kİ, 2023 DEĞİL 2033’E KADAR YÜZDE 50 İLE İKTİDAR

MHP kafadaki bu şalteri değiştirmezse,%13 almaya, hatta belki barajın altına inmeye mahkûm. Temel konu vur de vuralım, öl de ölelim mevzusu değil. Bu belagatle gidecek bir yer yok. Gittiği gideceği bu kar işte. Bir zamanlar MHP’ye oy veren bir çok kişi de dahil, insanlar Tayyip Erdoğan’ın veya AKP’nin sunduğu mutluluk ütopyasına hayran kalacak ve ona doğru akacaklar. Tırnak içerisinde söylüyorum tüm bunları, savaş bitecek, Türkler Kürtler zaten kardeş, Kuzey Irak’ta petroller var,  Suriye falan hepimiz bir aradayız, Şam desen bursa gibi aramızda bir sınır yok, zaten İslam kardeşliği gibi bir konuşmanın Türkiye’de bir yankısı var. Hakikaten 90 yıl önce biz bir aradaydık. Bu sınırların hiç birisi yoktu. Bu sınırların hepsi 1. Dünya Savaşı’nda alelacele birkaç yıl içerisinde yapılan sınırlar. Ondan sonra 2. Dünya Savaşı oluyor, soğuk savaş oluyor bu günlere kadar geliyoruz. O yüzden 100 yıllık yanlışlık diyorum. Şu an AKP’nin elini attığı yer öyle verimli bir yer ki 2023 değil 2033’e kadar %50 ile iktidar olur. Eğer CHP ya da MHP bunu anlamazsa.

CHP’LİLERE ATATÜRK İLE EMPATİ YAPIN VE AK PARTİ’NİN İCRAATLARINA BİR DE ÖYLE BAKIN DİYORUM

CHP’nin içindeki insanlarla konuşurken hep şunu söylüyorum; Atatürk’ü düşünün. Atatürk Selanik’te doğmuş, Trablusgarp’ta, Ortadoğu’da savaşmış. Bu kişinin yaşadığı hayat boyunca var olan topraklar bir iki yıl içinde birden bire Anadolu’ya ve Trakya’nın küçük bölümüne inmiş. Atatürk bunu kabul ediyor muydu sizce diyorum.  Çocukluğunu yaşadığı bir şehrin bile başka bir ülke olması kavramını ne kadar kabullenmiştir. Eğer Atatürk’le empati yaparsanız sizin de bu işlerde daha aktif olmanız gerekir diyorum.  Atatürk şu an olsa, klasik öyle bir fantezi vardır ya, bu sınırları hemen yok edelim, Avrupa Birliği gibi bir birlik olalım derdi. Atatürk’ün temel konusu sınırlar içerisinde bir ulus kurmak değildi bence. Temel konusu muasır medeniyetler seviyesi dediği, bu toprakların bağnazlıktan geri kalmışlıktan arınmasını sağlayacak bir ütopyası vardı. Bu ütopya bence kesinlikle şu andaki sınırlarla sınırlı değildi. O sınırlar şu anda bizim kendimize kavram olarak aldığımız sınırlar.

KILIÇDAROĞLU’NUN OTURDUĞU KOLTUKTA ERDOĞAN OLSA, İKİ GÜNDE KAÇAR!

Kılıçdaroğlu o kadar zor bir yerde ki. Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltukta Erdoğan olsa, iki günde kaçar. Tayyip Erdoğan’a herkes ağamsın paşamsın diyor, Kılıçdaroğlu’nun içinde, apayrı iki partide olabilecek kadar zıt insanlar var. Onları bir şekilde bir arada tutmak zorunda. Tüm bu paradigmayı bozan %10 barajı diye akıl almaz yanlış bir şey var Türkiye’de. %10 barajının oldu yerde çoğu zaman acıyı bal eyleyerek, içinde lafları tutarak Kılıçdaroğlu sürdürmeye çalışıyor. Zor bir iş yapıyor.

CHP’YE SÖYLEDİĞİM TEK ŞEY ŞU; MERKEZİ BAĞCILAR’A TAŞIYIN!

Bağcıları ben çok ilginç bir yer olarak görüyorum. 800 bin nüfusu var.  San Francisco kadar bir ilçe. Hiçbir şey yok. Yalnızca çirkin binalar, arada bir takım yollar var. Bir kent duygusu bile yok. Bir parti sadece bağcılara eğilse verilmiş ve tutulmamış bir sürü vaatler var. Tahminlerimizin aksine de aile geliri moda’daki bir aileden daha fazla. Orta sınıflar. Avm’lere gidiyorlar, çocuklarını bale kursuna veriyorlar, anne babalar biraz daha muhafazakar çocuklar biraz daha hayatı yakalamaya çalışıyorlar. Bu yeni gelişen orta sınıfa dokunan hangi parti olursa olsun şansı var. CHP’ye söylediğim tek şey var, merkezi Bağcılara taşıyın. Bayrampaşa’ya, Sultanbeyli’ye taşının. Gürsel Tekin bunu çok iyi kavrayan bir insan. Doğru diyor.