Gündem
19 Nis 2012 17:50 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:33

AKİT GAZETESİ 28 ŞUBAT'A MÜDAHİL OLUYOR!

Akit Gazetesi Yayın Kurulu, "28 Şubat soruşturması" kapsamında açılacak davaya müdahil olacak..

Akit Gazetesi Yayın Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturma kapsamında açılacak davaya maddi ve manevi zarar gördüğü gerekçesiyle müdahil olunacağı belirtilerek, "28 Şubat sürecinde darbeye karşı direnen, mazlumların hakkını savunan Akit Gazetesi’nin, darbeciler tarafından susturulmak istendiği ve akla hayale gelmeyen iftiralara maruz kaldığı" öne sürüldü.

Açıklamada, "Soruşturma kapsamında tutuklanan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ve Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Erol Özkasnak’ın hazırladıkları ’Andıç’da bölücü örgüt PKK’nın ikinci adamı Şemdin Sakık’ın ifadelerine Akit’in PKK ile işbirliği yaptığı iftiraları bile eklenmiş ve ’Akit, PKK’nın aleyhine yayın yapmama sözü verdi’ iddiasında bulunulmuştur" denildi.

Bu iddianın 26 Nisan 1998 tarihinde birçok gazetenin manşetinde yer aldığı, Akit Gazetesi Yayın Kurulu’nun o dönemde bu yayınları sert bir dille yalanladığı kaydedilen açıklamada, konuya ilişkin açılan davaların kazanıldığı ve Akit Gazetesi’nin haklılığının mahkeme kanalıyla da tescillendiği ifade edildi.

Çevik Bir’in gazetenin yazarları ve muhabirleri hakkında 100’e yakın ceza davası açtığı, gazetenin yazarlarından Yaşar Kaplan’ın iki yazısı nedeniyle Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nce gözaltına alınarak Ankara-Mamak Askeri Cezaevi’nde 44 gün süreyle tutuklu kaldığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Akit Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Balıbey de bir hafta cezaevinde kalmıştır. Balıbey, Yaşar Kaplan ile yargılandığı davada sanık olmasına rağmen Akit Gazetesi Genelkurmay Başkanlığı tarafından akredite olmadığı gerekçesiyle duruşma salonuna dahi alınmamıştır.
Akit Gazetesi’nin, Ahmet Taner Kışlalı’yı hedef gösterdiği iddiasını ortaya atan Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya’nın iftiralarını ciddiye alan DGM’nin emri ile Akit’e polis baskını düzenlenmiştir. Gazetemizin kapısına yüzlerce çevik kuvvet polisi, panzer ve keskin nişancılar yığılmıştır. Aramalarda tek bir yasa dışı unsura rastlanmamış, polis tarafından tutulan arama tutanağında, ’Yasa dışı bir unsura rastlanmamıştır’ ifadesi kullanılmıştır. Baskın sırasında Cuma Dergisi’nin yazdığı daha önceki bir yazısı bahane edilerek, gözlem altına alınan Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Karahasanoğlu ve yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu, bir gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutulmuş, düşüncelerinden dolayı gözaltına alınan Mustafa Karahasanoğlu, Cuma Dergisi’ndeki ’Disiplinsiz Paşalar’ yazısı dolayısıyla gözaltına alınırken, basında ’karşılıksız çeke imza attığı’ iddiasıyla gözaltına alındığı iftirası haber olarak yayımlanmıştır. Çetecilikten yargılanıp 208 yıl hapsi istenen Kasım Gençyılmaz’a iftira ettirilmek suretiyle gazetemiz Yayın Kurulu üyeleri Hasan Karakaya ile Hasan Hüseyin Maden apar topar gözaltına alınıp Ankara’ya götürülmüştür. Gözaltında teşhis için getirilip yüzleştirilen, cinayet sanığı çeteci Gençyılmaz’ın, cezasının indirileceği vaadine karşı iftira attığı Hasan Karakaya ile Hasan Hüseyin Maden’i hiç görmediği ve tanımadığı anlaşılmıştır. Çünkü teşhis için yüzleştirilen Gençyılmaz, 6 sivil polis ve yazarımız Hasan Karakaya’nın bulunduğu 7 kişi içinden bir polisi Hasan diye teşhis etmiş, böylece karanlık tezgah bozulmuştur."