Gündem
24 Haz 2013 13:21 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:14

AK PARTİ'Yİ KENDİ ÇALIŞTIĞI AJANSLAR ARKADAN VURDU!

Türkiye Gazetesi'nin iddiasına göre Gezi olayları sonrası AK Parti kendi ajansları tarafından sırtından vuruldu

AK Parti’nin sosyal medya danışmanlarından Emin Şen, aralarında AK Parti’nin de bulunduğu birçok kurum ve şirkete sosyal medya danışmanlığı hizmeti veriyor. Gezi Parkı olaylarında AK Parti’nin geriden geldiği yönündeki eleştirilere katılan Emin Şen, olayların tam da partideki sosyal medya yapılanması sırasında meydana geldiğini ve hazırlıksız yakalandıklarını belirtiyor:

"2011 yılında, o dönem AK Parti Kadın Kolları’nın başında olan Fatma Şahin, dört genel başkan yardımcısının da dahil olduğu bir sosyal medya toplantısı düzenledi. Orada ettiği şu lafı unutmuyorum: ’Twitter’ı ve Facebook’u, daha fazla insana ulaşabilmek için daha aktif kullanmalıyız. Yoksa yakında burada başımıza bir bela gelebilir.’ Ama diğer partiler gibi, AK Parti de sosyal medyayı, ’Tamam, bakarız’ diye öteledi. Süleyman Soylu katıldıktan sonra, 2011’deki gibi sosyal medya motivasyonu geri geldi, partiye. ’Ne yapıp edip, organize olmamız gerekiyor’ denildi ve ekip kuruldu. Gençlik Kolları ve AR-GE destek verdi. Tam bir yapılanmaya gidiliyordu ki Gezi Parkı olayları patladı."

Türkiye Gazetesi’nden Fatih Vural’ın haberine göre Gezi Parkı olaylarının başında; hükümete karşı olan, hatta Tayyip Erdoğan’ın devrilmesini isteyenlerin sosyal medyadaki ağırlığı karşısında, AK Parti’nin Süleyman Soylu ve Gençlik Kolları’ndan iki-üç kişiyle mücadele verdiğini belirten Emin Şen, "Karşılarında, ikisi global, altı ajans vardı. Sanatçılar, tiyatrocular da ağırlıktaydı. Büyük bir gücün karşısında, iki-üç kişi bulunuyordu. Güç bir süre sonra ’#occupylondon’ hashtag’iyle dengelendi. Sonra da moral-motivasyon, AK Parti lehine geçti. Yapılan yalan haberler deşifre edilerek, İngiltere eşlemesiyle geyik yapılmaya başlandı" diyor.

THY 3 AJANSLA YOLU AYIRDI

Emin Şen, Gezi Parkı olayları sırasında AK Parti’nin profesyonel olarak çalıştığı ajansların da, hükümetin aleyhine çalıştığını anlatırken, dezenformasyonlar sırasında yapılan kurnazlıklara da dikkat çekiyor: "İlk günler, yalan haber paylaşan sanatçılar, gazeteciler; o haberlerin yalan olduğunu bildikleri halde hiçbir düzeltme yapmadı. Birkaç gün sonra, yalan haberler hızla teşhir edilince, ’Bu doğrulanmamış, bunu siliyorum’ dediler; ama her halükarda yalan haberi paylaştılar. Bu konuda en uyanık, sanatçı Can Bonomo’ydu. Bütün yalan haberleri paylaştı ve hepsinde de ’Arkadaşlar tam kesin değil, tam emin değilim’ gibi ifadeler kullandı. ’26 yaşındaki Aylin öldü.’ mesajı, kesinmiş gibi paylaşıldı. Son bir haftadır, kreatif ajanslar geri çekildi. Konuyla ilgili artık hiçbir şey yazmıyorlar. Birçoğu da Twitter hesaplarını temizliyor. Bazı ajans yöneticilerinden, hesabını kapatanlar oldu. Çok komik, Başbakanlıkla çalışan bir ajansın ortağı, Başbakanlığın internet sitesi hack’lendi diye sevinip, o haberi paylaştı. Olacak iş değildi! Bunların hepsinin görüntüleri alındı. Hepsi Bakanlar Kurulu’nda teşhir edildi. Herkes her şeyi biliyor. THY, şu an anda üç ajansla sözleşmesini feshetti."

"TAYYİP GİDECEK" DEMİŞLER

Gezi Parkı olaylarıyla birlikte özellikle mahalle baskısı da gündeme geldi. Bu baskı, atılan tweet’lerde de etkisini gösterirken, aykırı fikirlere tahammülsüzlük de had safhaya ulaştı. Emin Şen de mahalle baskısının geldiği noktayı, "Orhan Pamuk bile Türkiye’den bir Kuzey Kore çıkardı!" cümlesiyle özetliyor. Olaylar sırasında aktif bir kullanıcı olan akademisyen İsmail Hakkı Polat’ın yaşadıklarını örnek gösterirken, İzmir’de AK Parti binalarını yakmaya varan provokasyonlara dair önemli bir bilgiyi paylaşıyor:

"İsmail Hakkı Polat, Gezi Parkı olaylarında oldukça aktif bir kullanıcıydı. İtidal çağrısı yapınca, herkes ona saldırmaya başladı. Adam sakin olmalarını istedi, o kadar. Beyaz Türkler, ABD’nin müdahalesine kadar götürdüler işi. Bir ara inandılar, ’Oluyor galiba, Tayyip Erdoğan gidiyor galiba’ dediler. İzmir’deki bir polisten öğrendim bunu. Binaları yakmada, attığı tweet’lerle bizzat rol oynayan çocukların ortak ifadesi şu: Ağabey, bize yarın Tayyip gidecek denildi."