Televizyon
04 Eki 2013 14:48 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:41

AHMET KEKEÇ'TEN ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YAZISINA SERT TEPKİ

Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök'ün yazdığı yazıya Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten sert eleştiri geldi.

Moderatörlüğünü Zeynep Türkoğlu'nun yaptığı, 24 TV'de yayınlanan Nerede Kalmıştık programına konuk olan Ahmet Kekeç, Demokratikleşme Paketi'ni değerlendirdi.

KEKEÇ'TEN ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN YAZISINA SERT TEPKİ

Zeynep Türkoğlu'nun hatırlatması üzerine, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün paketle ilgili yazısını değerlendiren Ahmet Kekeç, "utanç verici" ifadelerini kullandı.

Özkök'ün "Paketi demokratlaştırmak demokrasiyi paketlemek" ifadesi ve paketle ilgili değerlendirmeleri için Ahmet Kekeç şöyle konuştu:

Bu yazarı tanıdığımız için, sıraladığı ihtimallerden üçüncüsünü söylemeye çalışıyor. Demokrasi paketine inanmıyor. Onu eleştiriyor. Onun üzerine bir takım esprili çeşitlemeler yapıyor. Bu arkadaşımız ‘herşey hukuk değildir’ diyebilmiş bir insan, gazeteci.

'HERŞEY DE HUKUK DEĞİLDİR' DİYEBİLEN BİR ARKADAŞ BU ARKADAŞ

Vaktiyle kendi patronunun isteği doğrultusunda bir RTÜK yasası hazırlanıyordu. Bu hukuk dışı bulunduğu için Ahmet Necdet Sezer tarafından veto ediliyordu. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi bu hukuk dışı yasayı iptal ediyordu. O da şuydu: Benim hem gaztelerim hem televizyonlarım olacak, televizyonlarda hisse oranım sorulmayacak, aynı zamanda devlet ihalelerine gireceğim falan diyen tuhaf bir RTÜK yasasıydı bu. Yasalaşamadığı için bu arkadaşımız “canım her şey de hukuk değildir” şeklinde yazılar yazıyordu. Yani patron çıkarları söz konusu olduğunda hukuk devre dışı bırakılabilir.

"28 ŞUBAT'IN HAKLI OLDUĞUNU GÖSTERMEK İÇİN PAKİSTAN'DAN CEVAZ GETİRDİ"

Aynı şekilde 28 Şubat’ı sahiplenmiş, onun arkasında durmuş bir arkadaşımız bu. 28 Şubat’ın deruhtesine yardımcı olan manşetler atmış, 28 Şubat’ın ne kadar doğru ve haklı bir darbe olduğunu bize anlatabilmek için Pakistan Yüksek Mahkemesi’nden cevaz getirmiş bir arkadaşımız bu.

"O ELEŞTİRİNİN BİR KARŞILIĞI YOK"

Onun yaptığı esprili çeşitlemeler ya da paketi itibarsızlaştırma çalışmalarının herhangi bir karşılığı yok. O eleştirinin bir değeri yok. Burada gerçekten de, eleştirinin kendisinden çok, o eleştiriyi kimin yaptığına da bakmak gerekiyor. Sen bugüne kadar demokratik anlamda rüştünü hiç ispat etmemişsin, bize bu yönde bir ışık vermemişsin. Türkiye’de ne kadar darbe, cunta, illegal oluşum varsa desteklemişsin. Nerde bir tank yürüyorsa peşine düşmüşsün. Yani bize hukukun gerekli ve doğru bir şey olduğuna ilişkin bir görüntü vermemişsin. Demokratik bir cümlen yok. Böyle bir backrounddan gelmiyorsun. Dolayısıyla bu yapılan eleştirilerin de bir değeri yok. Tamam espri olarak kalır, ama gerçekten de demokrasi paketiyle ne yapılmak istendiğine ilişkin bize bir fikir vermez bu eleştiriler.

"UTANÇ VERİCİ"

Daha bir ciddiyetle ele alınmış olsaydı, ‘şunları şunları getiriyor ama, bu bu sakıncalar mevcut’ diyen bir yazı olsaydı, kaale alırdık, dinlerdik. Derdik ki işte ‘adam burada haklı’ diyebilirdik. Demokrasiyi getirecek bir girişimi ‘demokrasinin paketlenmesi’ olarak yorumluyor. Bu arkadaşımız Türkiye’nin en çok satan gazetesinde, ya da en büyük gazetesinde neredeyse başyazar statüsünde yazılar yazıyor. Bu hakikaten utanç verici bir şey. Türkiye’deki entelektüel birikim adına utanç verici bir şey. Ve bu insanlar kanaat sahibi oluyorlar. Tabi ki olsunlar. Ama kitleleri belirleme gücüne ve hakkına sahip görüyorlar kendilerini. İşin böyle bir acıklı tarafı var. Bir paket eleştirisi dışında, bir zihniyetin nasıl oluştuğunu, nasıl şekillendiğini bize gösteren de bir şey bu.