Gündem
10 Mar 2011 08:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:07
AHMET İYİ ÇOCUK DEĞİLDİR! AHMET ŞIK'IN EŞİ CANLI YAYINDA KONUŞTU!
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık, polisin evlerinde arama yaptığı günü anlattı..
NTV’de Can Dündar’ın konuğu olan Yonca Şık, Ahmet Şık’ın gözaltına alındığı sabah polisin saat 08.55’te kapıya geldiğini ve kapıyı açmaların istedeğini söyledi.
Yonca şık, kapıdakilerinin polis olduklarını söylediklerinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sabah yediye 5 kala kapı çılındı. Anahtar deliğinden baktık. Ahmet’in üzerinde iç çamaşırları vardı. Kapıyı açın dediler. Ahmet üzerine birşeyler giyebilmek için izin istedi ancak ısrar edip kapıyı açtırdılar.
İçeri girdiler. Bir bayan polis sürekli benim yanımda durdu. Telefon açmak istedik. İzin vermediler. Çoçuğu ir arkadaşımıza bırakmak için telefon açmamıza izin verdiler ancak sadece bu konuyla ilgili görüşme yapmamıza izin verdiler. Evdeki köpeğimizden rahatsız oldular.
Telefonumu yanıma alıp dışarı çıktım. Yakında oturan bir arkdaşıma polisler geldi ne yapmalıyım diye sordum.
Evden 450 CD götürdüler. Elektronik ne varsa götürdüler. Tüm hafıza kartlarını aldılar.
Son dönemde ne zaman basına bir isim sızdırılırsa alıyorlar. Aklımızın bir köşesinde Ahmet’i de alabilirler diye bir fikir vardı.
Ahmet’in kitabının Oda TV’ye nasıl gittiği konusunda araştırma yapılmadı. Ahmet’in kitabını okumadım. Henüz yazıyordu. Epeyce çok çalışmıştı. Yazarken de endişeliydi.
Ahmet’in gözaltında ’dokunan yanar’ sözü çok uygun düştü.
Bir çok gazeteci tedirgin. Ergenekon sürecinde tanırım iyi çocuktur diye bir laf vardır ancak Ahmet’in 20 yıllık bir gezetecilik geçmişi var. Savunmasında gazeteciliği nasıl yapmaya çalıştığı herkes tarafından bilinen birşey. Merak edenler de araştırabilir."
Yonca şık, kapıdakilerinin polis olduklarını söylediklerinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sabah yediye 5 kala kapı çılındı. Anahtar deliğinden baktık. Ahmet’in üzerinde iç çamaşırları vardı. Kapıyı açın dediler. Ahmet üzerine birşeyler giyebilmek için izin istedi ancak ısrar edip kapıyı açtırdılar.
İçeri girdiler. Bir bayan polis sürekli benim yanımda durdu. Telefon açmak istedik. İzin vermediler. Çoçuğu ir arkadaşımıza bırakmak için telefon açmamıza izin verdiler ancak sadece bu konuyla ilgili görüşme yapmamıza izin verdiler. Evdeki köpeğimizden rahatsız oldular.
Telefonumu yanıma alıp dışarı çıktım. Yakında oturan bir arkdaşıma polisler geldi ne yapmalıyım diye sordum.
Evden 450 CD götürdüler. Elektronik ne varsa götürdüler. Tüm hafıza kartlarını aldılar.
Son dönemde ne zaman basına bir isim sızdırılırsa alıyorlar. Aklımızın bir köşesinde Ahmet’i de alabilirler diye bir fikir vardı.
Ahmet’in kitabının Oda TV’ye nasıl gittiği konusunda araştırma yapılmadı. Ahmet’in kitabını okumadım. Henüz yazıyordu. Epeyce çok çalışmıştı. Yazarken de endişeliydi.
Ahmet’in gözaltında ’dokunan yanar’ sözü çok uygun düştü.
Bir çok gazeteci tedirgin. Ergenekon sürecinde tanırım iyi çocuktur diye bir laf vardır ancak Ahmet’in 20 yıllık bir gezetecilik geçmişi var. Savunmasında gazeteciliği nasıl yapmaya çalıştığı herkes tarafından bilinen birşey. Merak edenler de araştırabilir."
