Gündem
18 Mar 2011 10:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:08

AHMET HAKAN SORULARINA TBMM BAŞKANINDAN VETO! GERİ ÇEVRİLEN SORULAR NEYDİ?

Ankara'da kaldığı otelde sabaha karşı gözaltına alınan gazeteci Ahmet Hakan için verilen önerge, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından geri çevrildi.

Ankara’da kaldığı otelde sabaha karşı 05.00’de gözaltına alınan ve hakkındaki davanın beraatle sonuçlandığı anlaşılınca serbest kalan gazeteci Ahmet Hakan için verilen önergesi TBMM’de krize yol açtı. DSP İstanbul milletvekili Süleyman Yağız’ın, Başbakan Erdoğan’a yönelttiği 7 sorudan 6’sı TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından geri çevrildi.

Yağız, gözaltı olayı konusunda 25 Şubat 2011 tarihinde TBMM Başkanlığına bir önerge verdi ve Başbakan Erdoğan’a sorular yöneltti. Bunlardan sadece ‘’Ahmet Hakan’ın yakalama emrine gerekçe gösterilen davadan beraat etmesine karşın böyle bir uygulamaya muhatap edilmesinin sorumluları hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır?’’ sorusu uygun bulundu. TBMM Başkanı Şahin, Meclis iç tüzüğü gereği soruların kısa ve gerekçesiz olması gerektiğini belirterek diğer, 6 soruyu geri gönderdi. Şahin’den ‘’veto’’ gören sorular şöyle:

- Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan’ın, sabaha karşı saat 05.00’de kaldığı otelden, hakkında yakalama emri bulunduğu iddiasıyla alınarak Emniyet’e götürülmesi, dilinizden düşürmediğiniz ileri demokrasiye yakışan bir durum mudur?

- Başta Ahmet Hakan olmak üzere bu tür uygulamalara muhatap olanlardan, ilgili makam sahibi yetkililer veya birimler tarafından özür dilenecek midir?

- Bu tür uygulamalar aynı zamanda “eziyet” değil midir? Bu durum, Anayasa’nın 17. maddesindeki, “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz” ilkesine aykırı değil midir?

- Adı, sanı, yazdığı, konuştuğu, yeri, yediği içtiği belli tanınmış bir yazara yapılan bu uygulamanın, “gözdağı” niteliğinde bir uyarı olduğu iddiasını nasıl karşılıyorsunuz?

- Kaçma ve delil karartma ihtimali bulunmayanlara, sabah erken saatlerde gözaltı uygulamalarından ne zaman vazgeçilecektir? Yoksa, bu tür uygulamalara, özellikle iktidar muhaliflerini baskı altında tutma, sindirme ve susturma adına devam mı edilecektir?

- “Polis devleti” görüntüsü veren bu tür keyfi uygulamaların görüldüğü, başka bir “demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti” var mıdır?

Gazeteport