Gündem
18 Şub 2015 11:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:03

Adil Serdar Saçan suskunluğunu bozdu; Hrant Dink suikastini...

Serdar Saçan; muhabir Sultan Akten’in sorularını yanıtlarken, 'Paralel Yapı' ile ilgili oldukça iddialı açıklamalar yaptı.

90'ların organize suçlarla mücadele şube müdürü ve F Tipi yapılanmanın isim babası Adil Serdar Saçan, TGRT Haber’de suskunluğunu bozdu.

Serdar Saçan; muhabir Sultan Akten’in sorularını yanıtlarken, 'Paralel Yapı' ile ilgili oldukça iddialı açıklamalar yaptı. F Tipi örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 'Yasama, Yürütme ve Yargı' organlarını ele geçirmeye çalıştığını iddia eden eski organize suçlarla mücadele şube müdürü, "Paralel Yapı uzun süredir devletin içerisinde yapılanıyordu ve bundan da devletin istihbarat birimleri ve adli birimleri haberdardı... Paralel Yapı zaman içinde güçlendi" dedi.

"YAPTIKLARI OYUN DEŞİFRE OLDU"

Eski organize suçlarla mücadele şube müdürlerinden Saçan, F Tipi örgüt olarak adlandırdığı grubun, il üyelerini devlet içerisinde belirli kademelere getirdiklerini iddia etti ve "Son yumruğu vurmak üzereyken yaptıkları oyun deşifre oldu. Operasyonlar yiyorlar ve dağılma sürecine girdiler" dedi. İşte eski organize suçlarla şube müdürü Adil Serdar Saçan'ın açıklamalarının satır başları:

"PARALEL YAPILANMA 1978’DEN BERİ VAR.

'IŞIK EVLERİ' BENCE HÜCRE EVİ"


Saçan, Işık Evleri'nden 'hücre evi' olarak bahsederken, "1978 yılında ve 1980 yılında mezun olan '3 isim', ki birisi Ramazan Akyürek'tir, bunlar bizim Polis Koleji’ne 'sınıf komiseri' olarak geldiler. Orada, bizim gibi 13-14 yaşında çocukların hemen hemen % 95’ini Işık Evleri'ne götürdüler. Götürenlerin başında da Ramazan Akyürek vardı. Bu evler, Işık Evi değil; bence hücre evidir. Çünkü bunlar terör örgütü... Devlete karşı harekete geçen her örgüt, terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

"17-25 ARALIK'A DEK, EMNİYET’İN % 95’ İNİ ELE GEÇİRMİŞLERDİ"

Paralel Yapı'nın örgütlenmesini anlatırken; 'Önce geri birimlerden başladılar' diyen Saçan, "Daha sonra istihbarat dairesinde çok yoğun yapılandılar. Kaçakçılık şube, asayiş daire başkanlığı, terörle mücadele şube müdürlüğü derken; bütün bir emniyet karargâhını ele geçirdiler. 17 ve 25 Aralık sürecine gelindiğinde emniyetin % 95’ini ele geçirmiştiler" iddiasında bulundu.

"CUMHURBAŞKANI'NI DA BAŞBAKAN’I DA ALDATTILAR"

 Saçan, "O zamanlar şöyle bir sendrom vardı: 'Ordu darbe yapacak. Atatürkçüler, Ulusalcılar darbeye geliyor' diye… Cumhurbaşkanı'nı bir gecede oradan oraya dolaştırdılar. Karşısındaki adam, emniyet müdürü. Dini bütün, namazında niyazında biri... Dedi ki; bu çocuklar dürüst... Karşı tarafa da 'ulusalcı darbeci grup' var. Ne yapıyor; o zaman bunlara ister istemez inanıyor. Ama yağmurdan kaçarken; doluya tutuldular" dedi.

"ERGENEKON’U KAPATMAKTAN HAPİS YATTIM; AMA SAVCI KAPATMIŞTI"

 Saçan'ın iddiaları saymakla bitmiyor... Eski polis müdürü, savcılıktan izin alırken; binbir zorlukla çektiğini iddia ediyor ve devam ediyor: "Adam gelmiş diyor ki; genelkurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Ergenekon Terör Örgütü'nün bir numaralı ismi... Yani; böyle abuk subuk şeyler oldu. Savcıya gittik, dedik ki; 'Biz telefon dinlemesi falan yapmadık bu konuyla ilgili olarak... İstihbarat'a gönderdik. İstihbarat, hiçbir şey yapmadı. Bilgi vermiyorlar! Ne diyorsunuz?' Savcılık, 'Getirin kağıdı' dedi. Savcı altına imzayı attı ve 'Kapatıyorum' dedi. 'Soruşturmayı sen kapattın' dediler. 16 ay boşu boşuna içeride yattım. Ama savcıyla ilgili hiçbir işlem yapılmadı."

"GARDİYANLAR BİLE 'PARALEL YAPI' ADAMIYDI. İŞKENCE GÖRDÜK"

Cezaevi sürecinde kaldıkları koğuşda işkence gördüklerini de ileri süren Saçan, "Çocuklarımız geldiğinde iç çamaşırlarına kadar soyulup arama yapıyorlardı. Verdikleri yiyecekleri, zehirlenmeyelim diye, 3-4 kere sıcak suyla yıkamadan yiyemiyorduk. Yan koğuşta yatan mahkûmla konuşmamız bile yasaktı. Resmen işkence gördük! En ağır cezaevi kurallarını uyguladılar. Gardiyanlar bile Paralel Yapı'nın adamıydı. Yahu; el insaf, biz de emniyet amiriydik. Bu şubeyi kuran benim be" dedi.

"HRANT DİNK SUİKASTİNİ F TİPİ YAPTI"

Adil Serdar Saçan ayrıca, "Hrant Dink Cinayeti'nin, Hablemitoğlu Cinayeti'nin, Zirve Yayınevi ve Danıştay Cinayetleri'nin de müsebbibi 'Paralel Yapı'dır" dedi… Saçan son olarak, "Danıştay cinayetiyle ulusalcıları, Dink cinayetiyle azınlıkları ayaklandırdılar. Amaç, ülkeyi kaosa sürüklemekti" diye konuştu.