Gündem
25 Oca 2021 10:20 Son Güncelleme: 25 Oca 2021 10:23

Adem Metan’ın İdlib gözlemleri! Suriyeli sığınmacılar nasıl yaşıyor?

Adem Metan YouTube kanalında; sömürgeci devletlerin kör ve sağır kaldığı 21. Yüzyılın en büyük insanlık dramıyla baş başa kalan insanların günlük yaşamına şahitlik etmek üzere Suriye’nin İdlib bölgesine gitti.

Adem Metan, savaşın yıkıcı izlerinin taptaze durduğu bölgede karşılaştığı manzara karşısında duygu dolu anlar yaşarken bir yandan da mesleğini icra etmeye gayret gösterdi.  Kaydettiği fotoğraf, video görüntüleri ve yaptığı röportajlar bölgedeki Suriyeli sığınmacı gerçeğini ve tüm olup biteni gözler önüne seriyor. Tam anlamıyla mazlum insanların duygularına mihmandar olacak.

ANA KUCAĞI ELİNDEN ALINAN MASALLARI ÇALINAN ÇOCUKLAR

Bu sahneyle karşı karşıya kalan Metan duygularını şöyle dile getiriyor: “O an aklıma Oscar ödüllü Roberto Benigni’nin “Hayat Güzeldir”, adlı filmi geliyor. 2. Dünya savaşında Naziler İtalya’yı işgal ediyor. Bir baba çocuğuna savaşın acı gerçeklerini ve iğrenç yüzünü gizlemek amacıyla gördüklerinin oyun olduğunu ve oyunu kazanması halinde bir tankın ona ödül verileceğini söylüyor. Çocuk inanıyor. Bu çocuklar da acaba savaşı oyun mu sanıyorlar? Yüzleri hala gülüyor, Göz göze her gelişimizde gülümsüyorlar… Yoksa şirin görünmek için mi? Oysa onlar ki; sıcacık yatağı ve anne kucağını unutan aralarında yetim ve öksüz çocukların da bulunduğu mazlumlar, bir türlü gün yüzü görmeyen sevgi tohumlarının ekili olduğu ancak kan ve gözyaşıyla sulanan topraklardan kaçıp kampa sığındılar.

“AYDA BİR KEZ ÇADIRDA YIKANABİLİYORUZ…”

Savaştan kaçan ailelerin peşini şanssızlık bırakmıyor. Bu kez de aşırı yağışlar sonrası oluşan sel suları her tarafı kaplamış. Çadırlar adeta su altında kalmış. Her taraf çamur deryası… Yine de bu zorlu şartlarda ‘Her şey Allah’tandır. O bizim rızkımızı veriyor’ inancını asla yitirmeyen büyükler yaşama olan tutunma arzularını asla yitirmiyorlar. 16 yaşındaki Halit, okulunu çok özlediğini söylerken insanın yüreği burkuluyor. “Burada kitap yok, kırtasiye malzemesi yok” derken ağlamaklı oluyor. Yine, kucağındaki bebeğiyle ayrı bir duygu seline boğan bir baba; sorulması üzerine ayda bir kez çadırlarında yıkanabildiğini belirtti. Suriyeli baba ayrıca yine en son bir ay önce et yediklerini sözlerine ekliyor. Bölgedeki çadır ve briket evler aslında büyük öneme sahip… Çünkü, ilk başlarda gelen insanlar ağaç dibinde 4,5 gece geçirmek zorunda kalmışlar. Daha sonra derme çatma çadırlar kurmuşlar.  Adem Metan, çadırları ziyareti sırasında tanıştığı İHH görevlisi Selim Tosun’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Tosun, çevresinde gezinen ve koşuşan çocukları işaret ederek: “Aileleri savaş sebebiyle her şeylerini kaybetmişler. Çocuklarını okula gönderemiyorlar.  Onların bu zor şartlardaki yaşamına şahitlik etmek gerçekten çok zor.  Psikolojimizi güçlü tutmaya gayret ediyoruz. Bu insanlara yardım edebilmek için ayakta kalmak zorundayız. Onların yaşam savaşını kazanmaları için çalışıyoruz”

”KIZIM İLE 3 ÇOCUĞUNA BEN BAKIYORUM”

İnsanın yüreğine hançer gibi saplanan nice yaşanmış acı gerçekler bu kampın üzerinde ete kemiğe bürünüyor, adeta… 3 yıldır kampta barınan henüz 12 yaşındaki İhsan El Asık gibi… Eliyle başının arka kısmını gösteren Aşık; “Babasının Mücahit olduğunu ve sniper (keskin nişancı) tarafından öldürüldüğünü söyledi. Çocuk, tüm bunlara rağmen okuma özlemini şöyle dile getirdi: “Okumak istiyorum. Büyüdüğümde mühendis olmak istiyorum” Metan’a ‘çak’ yapan minik Abdelkader ise futbol oynamayı seviyor.  Yetişkin kamp sakini Cuma Ahmet ise:”Eskiden hayatımız daha iyiydi” derken gözleri doluyor… Ve devam ediyor: “ En azından akrabalarımız vardı, maddi durumumuz iyiydi.. Bir sürü akrabamızı yitirdik. Çoğu yurt dışına göç etti. Burada yaşamak çok zor. Savaşta kızımın kocası öldü. 3 çocuğu ile birlikte ben bakıyorum”

Adem Metan’ın savaş ve sonrası yaşananları gözler önüne serdiği çalışması kuşkusuz bir tarihe kayıt olarak geçmesi bakımından da ayrı bir önem kazanıyor.  Bölgede 4 milyon insanın yaşadığı düşünülürse AFAD’ın briket ev projesi ve İHH ile diğer yardım kuruluşlarının gayretli çalışması takdire şayan hizmetler olarak önem kazanıyor.