Medya
11 Eki 2011 15:57 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:53

AB'YE GİRERSEK DİZİ SEKTÖRÜ FENA ÇUVALLAYACAK!

Taraf yazarından şok iddia. Show TV'nin yeni dizisi hangi yabancı diziden esinlenildi?

'Stanno Tutti Bene'den aldığı ilhamla' Gün Akşam Oldu!'

Yine Halil Ergün'ün üzerinde yükselen bir dizi film.
Halil Ergün oynarken kendini seyrediyor sanki...
Bir karakteri canlandırırken, o sahneyi de canlandırmış oluyor; sahneye girince, yeknesak, durgun akan bir iç bölümde, birdenbire bir mana pompalanması yaşanıyor.
Gerekli olan drama kanı, Halil Ergün'ün kendine ve kendi oyununa son derece mesafeli duruşu, ama aynı zamanda son derece içten kaynaklanan yorumuyla sağlanıyor; bu durum da, dizinin hem yapısı için, hem de diğer oyuncuların oyunlarını toparlamaları için yaratıcı bir enerji sağlıyor.
Gün Akşam Oldu için Halil Ergün olağanüstü doğru bir seçim. Ortalama seyirci kitlesinin yabancı kalacağı bir drama örgüsüne sahip çünkü bu dizi. Ve Halil Ergün büyük ölçüde bizden kılıyor diziyi. Oysa hikâyenin örgüsü de, duygusu da ortalama seyirciye yabancı; Batı sinemasını takip edenler için ise çok aşina.
Gün Akşam Oldu'nun teması, Batı sinemasında özellikle orta sınıf üzerinden çok çiğnenmiş bir sakız. (Gerçi Gün Akşam Oldu, taşranın varlıklı üst sınıfının hikâyesi gibi sunuluyor bize ya, o da ayrı.) Dizinin tamamının özetini okuyunca ilk aklıma gelen Giuseppe Tornatore'nin 1990 yapımı Stanno Tutti Bene (Herkesin Keyfi Yerinde) filmi oldu mesela.
İki yapımın özetine de bir göz atalım.
Show Tv, kendi web sitesinde şöyle tanıtıyor Gün Akşam Oldu dizisini: "Eşref Bey karısı Serap Hanım'la birlikte Ege'de bir kasabada yaşamakta, kendi zeytinlikleri ve zeytinyağı fabrikasıyla geçimini sağlamaktadır. Hayatta en büyük gururu olan beş çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmiştir. Artık ömrünün sonbaharında, ondan uzak yaşayan çocuklarının başarılarıyla gururlanmaktayken, karısının âni ölümü Eşref Bey'i derinden sarsar. Bu olayla sadece karısını değil, ona bağlılığından şüphe duymadığı beş çocuğuyla arasındaki köprüyü de kaybeder Eşref Bey. Ve bu köprüyü yeniden kurmak için yıllardır dışına adım atmadığı Kasabasından çıkıp, İstanbul'a çocuklarını ziyarete gitmeye karar verir. Bu ziyaret sadece onun değil, yetişkin olan beş evladının da hayatını altüst edecektir. Babalarından sakladıkları sıkıntıları ve sırlarıyla, Belgin, Ayhan, Tarık, Ediz ve Türkan'ın hayatında yeni bir sayfa açılacak, tekrar bir aile olduklarını hatırlayacaklar ve en değerli hazinelerine, babalarına sığınabileceklerini yeniden keşfedeceklerdir. Ne de olsa bir baba çocukları için en güvenli limandır ve her ailenin bir limana ihtiyacı vardır..."
Giuseppe Tornatore'nin 1990 yılında çektiği Stanno Tutti Bene adlı filmi de, karısını kaybetmiş yaşlı bir adamın, Sicilya'dan çıkıp, çocuklarını yaşadığı şehirlere ziyarete gitmesiyle başlar. Filmde Marcello Mastroianni'nin canlandırdığı yaşlı Matteo Scuro, tek tek çocuklarının yaşadığı şehirlere gidip onların ne iş yaptıklarını ve mutlu olup olmadıklarını görmek ister. Ama her ziyarette hayal kırıklığına uğrar, çocuklarının aslında ona hiç de doğruyu söylemediklerini, anlattıklarından çok farklı hayatları olduğunu öğrenir.
Show Tv'nin web sitesindeki özetinden anlaşılan o ki, sonraki bölümlerde Eşref Bey de (Sicilya yerine Ayvalık'tan yola çıkarak), tıpkı Matteo Scuro gibi çocuklarını ziyarete gidecek ve onların hayatlarının kendisine yansıtılandan çok farklı olduğunu görecektir.
Yapımcılığını Gold Film'in üstlendiği, Andaç Haznedaroğlu'nun yönettiği (bu arada, yönetmenin iyi bir iş çıkardığını da söylemeliyim), dizinin senaryosunu Elif Usman ve Nuran Evren Şifin yazdığı belirtiliyor künyede.
Stanno Tutti Bene'nin senaryosunu yazan Giuseppe Tornatore, Tonino Guerra, Massimo De Rita'dan hiç bahis yok! Demek izin alınmamış! Oysa neredeyse birebir aynı görünüyor hikâye.
AB'ye girersek bizim dizi sektörü fena çuvallayacak!
Bu izinsiz adaptasyonların, daha doğrusu bedeli ödenmemiş transferlerin hiçbiri yapılamayacak.
Arada bir konuşulur, bizim dizi sektörü neden bir türlü kurumsallaşamıyor diye.
Tam da bu yüzden kurumsallaşanı iyor işte; hazıra konduğu, bedel ödemeden aldığı, başkalarının yaratıcılıklarını izin almadan, kolayından çarçur ettiği için!
RTÜK, bu apartma durumlarına, bu şark kurnazlığına neden Fransız kalıyor hiç anlamıyorum aslında!

Telesiyej/Taraf