Medya
05 Mayıs 2016 08:33 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:30

Abdülkadir Selvi, Erdoğan - Davutoğlu görüşmesinin perde arkasını yazdı: İpler 29 Şubat'ta koptu!

Cumhurbaşkanı'yla Başbakan'ın yaptığı görüşmeden AKP'nin olağanüstü kongresinin toplanması ve Davutoğlu'nun aday olmaması kararı çıktı

Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 1 saat 40 dakika süren görüşmesi öncesinde parti yöneticileri ve bazı bakanların devreye girerek, Davutoğlu’nun istifayı öncelikli seçenek olmaktan çıkarmasını sağladığını belirtti. Görüşmeden Davutoğlu'nun Erdoğan'ın isteğiyle yaklaşık üç hafta içinde toplanması planlanan 2. Olağanüstü Kongre'de aday olmayarak genel başkanlık ve Başbakanlık görevlerini bırakması sonucu çıkmıştı. Selvi, ipleri asıl koparan gelişmenin 29 Nisan'da 'Davutoğlu'nun yetkilerine tırpan' olarak değerlendirilen MKYK toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki telefon görüşmesi olduğuna dikkat çekti.

Selvi, AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık koltuğu için kulislerde 5 ismin konuşulduğunu belirtti. "Kulislerde Davutoğlu sonrası için 5 isim konuşuluyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş." diyen Selvi, görüşmenin sert ya da samimi bir havada geçmediğini, eski hukuka dayalı bir ortamda yapıldığını da sözlerine ekledi.

Davutoğlu ile Erdoğan arasında geçmişte Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit arasında yaşananlara benzer bir krizin yaşanmayacağını belirten Selvi, “AK Parti, o krizin külleri arasından istikrar arayışlarının simgesi olarak doğdu ve tek başına iktidara geldi. Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu sürece AK Parti bir krizin içine girmez. Bazı sarsıntılar yaşasa da bir siyasi deprem geçirmez. Çünkü AK Parti’nin çok güçlü bir lideri var” dedi.

Selvi'nin bugün (5 Mayıs 2016) yayımlanan "Erdoğan - Davutoğlu görüşmesinin perde arkası" başlıklı yazısı şöyle:

AK Parti'de geçen hafta Cuma günü patlak veren kriz, dün Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki görüşmede olağanüstü kongre kararı alınmasıyla sonuçlandı.

Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinden istifa yerine kongreye gidilmesi kararı çıktı.

AK Parti’de 27 Ağustos 2014 tarihinde başlayan Davutoğlu dönemi, böylece 28 Mayıs tarihinde yapılacak olan olağanüstü kongre ile sona erecek.

Başbakan Davutoğlu, kongrede aday olmayacak. Cumhurbaşkanı ile görüşmeden bir gün önce gerçekleşen MYK toplantısında Başbakan, “Ben rekabet havası içinde bir kongreye gidilmesini istemem. AK Parti’de çift başlı bir kongre taraftarı değilim” demişti.

Temiz bir isim Ahmet Davutoğlu. Parti içi kavgaya girmeden temiz bir şekilde görevi devredecek. AK Parti Genel başkanlığı ve Başbakanlık görevini devredecek ama AK Parti Milletvekili olarak görevini sürdürecek.

29 Nisan tarihinde MKYK toplantısında Başbakan Davutoğlu’nun il ve ilçe başkanlarıyla ilgili yetkinin alındığı toplantıdan sonra AK Parti’deki gelişmeler hızla büyüdü. Başbakan, Salı günkü AK Parti grubunda yaptığı 28 dakikalık konuşma ile görevi bırakabileceğinin sinyalini vermişti. Ama asıl ipleri koparan gelişme MKYK toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki telefon görüşmesiydi. “Arkadaşlar sizin adınıza imza topladıklarını söylüyorlar” deyince Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Normal tabi, ben onların lideriyim” karşılığını vermişti. Bunun üzerine Başbakan, “Siz benimde liderimsiniz. MKYK’yı erteleyelim ya da geleyim görüşelim” demiş, ancak Erdoğan, “Gereğini yapın” diye cevap vermişti.

Bu süreçte en önemli kilometre taşlarından biri dünkü Cumhurbaşkanı-Başbakan görüşmesiydi. Toplantıdan önce Başbakan Davutoğlu’nun görüşmeye cebinde istifa mektubuyla gitmesi bekleniyordu. Ancak gün boyu yürüyen mekik diplomasisi ile istifa mektubuyla gitmek yerine Cumhurbaşkanı ile görüşmede sorunları masaya yatırıp, yeni bir ilişki modeli ortaya çıkarma ön plana çıkmıştı. Hatta Salı gününü Çarşambaya bağlayan gece Miraç kandilinde Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayıp, kandilini kutlamış, Çarşamba günkü görüşme o sırada belirlenmişti.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan ve AK Parti Genel başkan yardımcısı Ömer Çelik dün hem Cumhurbaşkanı ile hem Başbakan’la görüştüler.

Başbakan’ın istişarelerinde bu eğilim ön plana çıktı. O nedenle Cumhurbaşkanı ile görüşmeye cebinde istifa mektubuyla gitmedi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Başbakanla görüşmeden önce kabinenin önemli isimleriyle bir araya geldi. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la görüştü. Uzlaştırma çabalarına, mekik diplomasisine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir “B planı” yapmadığı ortaya çıktı.

Erdoğan, A planına odaklanmıştı. A planı, Davutoğlu’nun görevini bırakıp, Başbakanlık görevini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret edeceği bir ismin üstlenmesiydi. Güvenilir kaynaklar görüşmeyi, “Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Başbakan’ı kafasında bu işi sonlandırarak karşıladı. En son söyleyeceği, en baştan belliydi” diye değerlendirdiler.

Cumhurbaşkanı’nın, “Kongreyi toplayın bu işi devredin” dediği söyleniyor.

Kulislerde Davutoğlu sonrası için 5 isim konuşuluyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş.

Ancak Cumhurbaşkanı’nın bu beş isimden birini mi işaret edeceği, bu ismin kim olacağı henüz belli değil. Elbette ki bu isim Cumhurbaşkanı’nın kafasında var. Erdoğan birkaç hamle sonrasını planlamadan yola çıkmaz. Cumhurbaşkanı’na yakın kaynaklar, “Kamuoyunu şaşırtacak bir isim olmayacak” diyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan-Başbakan Davutoğlu ilişkisinde “Güçlü lider- Çalışkan başbakan” modeli vardı. Davutoğlu’ndan sonra Başbakanlık görevini üstlenecek isimle Cumhurbaşkanı Erdoğan ilişkisinde yeni bir model ortaya konulacak. Kimi teknokrat başbakan olacağını, kimi uyumun ön plana çıkacağını söylüyor. Ama şu gerçek ki, fiili Başkanlık sistemi uygulanacak.

AK Parti’de Davutoğlu döneminin kapanıp, yeni bir sürecin başlamasına neden olan dünkü görüşmenin havasına gelince.

Çok samimi ya da çok sert bir havada cereyan etmemiş. Eski hukuka dayalı bir ortamda gerçekleşmiş. Başbakan hangi defteri açtıysa Cumhurbaşkanı görevi devretmesi konusundaki kararlılığını sürdürmüş.

Dün önemli bir gündü. Davutoğlu dönemine nokta konulurken, AK Parti yeni bir döneme adım atmış oldu.