Gündem
28 Haz 2021 10:21 Son Güncelleme: 28 Haz 2021 10:25

Abbas Güçlü’den MEB ve ÖSYM’ye sert tepki! ‘Bunlar mı yön verecek…’

Milliyet yazarı Abbas Güçlü, YKS sınavına ilişkin sert bir yazı kaleme aldı ve “Bu MEB ve bu ÖSYM mi, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine yön verecek?” diye sordu.

Üniversite sınavının ilk ayağı olan Temel Yeterlilik Testi sınavın sona ermesinin ardından TYT soruların zorluğu ve kolaylığı binlerce kişinin gündeminde bulunuyor. Tartışmalar devam ederken Milliyet’te eğitim yazıları yazan Abbas Güçlü, sınava ilişkin sert bir yazı kaleme aldı ve “Bu MEB ve bu ÖSYM mi, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine yön verecek?” diye sordu.

‘NE VERİLDİ Kİ NE İSTENİYOR?’

İşte Abbas Güçlü’nün o yazısı:

Bu MEB ve bu ÖSYM mi, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine yön verecek?

Matematik, dün yine ezdi geçti!

Allah aşkına ne olur birisi söylesin:

ÖSYM ne yapmaya çalışıyor?

Verilen eğitimle, özelliklere pandemi döneminde verilen eğitimle, sorulan sorular ne kadar örtüşüyor?

Bu yıl hem eğitim yoktu hem de ek süre!

O zaman “gaddarlık” niye?

Son iki gündür, sınav sonrası yaşanan tablo, umarız bir kez daha yaşanmaz. Çünkü çocuklarımız, artık bu yükü bir daha kaldıramaz!..

Adaylara ve onların karşısında eriyip biten velilerimize, bu eziyeti çektirmeye, enkaza çevirmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı yok.

Ne verildi ki ne isteniyor? İşte dünkü AYT’nin özeti:

“Sınavlara öğrenci hazırlayan Matematik öğretmeni olarak 28 yıldır üniversite sınavlarına giriyorum, böylesi zor sınav görmedim! Çok yüksek puanlarla öğrenci alan çok seçkin öğrenciler için hazırlanmış, çok iyi sorular ama bu sınav için çok ağır. Verilen eğitimle, bu sürede çözülmesi mümkün değil!..”

Kendileri ne kadar başarılı?

Sınavla ilgili olarak gelen bilgiler içler acısı.

Kolçaklı sandalyede sınav olur mu, olmuş ve öğrenciler kitapçığı koyacak yer bulamadığı için çok zaman kaybetmiş.

Sınava üç, beş dakika geç kalanlar yine kapıda kalmış ve yaşanan görüntüler yürek parçalamış. Eskiden de olurdu, son gelenler, ayrı bir sınıfa alınır ve cezası da kaybettiği zaman olurdu.

40 derecede sınav yapanlar, kendileri hiç böylesi bir ortamda sınava girdi mi?

Bayılanların olduğu bir sınavda, insan haklarına aykırı bir şekilde hâlâ bu tuvalet yasağı niye?..

Gençlere en ufak bir hata yaptığında cezaların en büyüğünü yaşatan ÖSYM, yaptığı hatalar için kendini hiç sorguladı mı? Aynı mantıkla kendilerine ceza verecek olsalardı, ortada hâlâ böylesi bir kurum kalmış olabilir miydi?..

KESİNLİKLE DEĞİŞMELİ!

Önce LGS, ardından da YKS! Çocuklarımızı darmadağın etmenin ve değersizleştirmenin ötesinde ne işe yaradı?

Böylesi öğrenci seçme sınavları, her şeyden önce adil olur.

Peki, bu sınavlar adil mi?

Evet diyen tek Allah’ın kulu var mı?

Adil bir eğitim söz konusu mu ki adil bir sınavdan söz ediyoruz!

LGS, YKS, KPSS ve benzeri sınavlar, tavşan ile kaplumbağanın 100 metre yarışına benziyor.

Eğer bu yarış adil ise bu sınavlar da adildir!

Yıllarca katsayı kavgası yapıldı. İmam hatip ve meslek lisesi mezunlarının hakkının yendiği iddia edildi.

Peki, katsayılar kalktı da ne değişti? Hiçbir şey. Dahası, en başarılı yüzde 10’nun üniversitelere sınavsız giriş hakları vardı, o da gitti!

Peki, bu okullara giden çocuklarımız başarısız mı? Kesinlikle hayır.

Düşük puan alıyorlar, çünkü gördükleri dersler ile sınavların hiç alakası yok.

Sınavlar, fen liseleri, kolejler ve “nitelikli” devlet okulların müfredatına göre hazırlanıyor ve sorular onlara bile ağır gelirken, diğer öğrenciler ne yapsın?..

LGS’de olduğu gibi YKS’de de son iki gündür öğrenciler, veliler derin bir hayal kırıklığı ve derin bir çöküntü yaşadılar. Böylesi bir ülkede yaşadıklarına isyan ettiler.

Onları böylesi bir ruh haline sokmaya kimin, ne hakkı var?

Matematik soruları, en iyi öğrencileri bile adeta ezdi geçti…

MEB ve ÖSYM ne yapmaya çalışıyor?

Çocuklarımız çok daha fazla çalışıp tam puan alsalar, girecekleri okul ve kontenjan mı var? Yüzde 90’ı yine istediği okula giremeyecek. Herkes de bunu biliyor.

Peki o zaman bu değersizleştirme, senden hiçbir şey olmaz dayatması niye?

Pedagoji bir bilimdir ve ölçme değerlendirme sisteminin olmazsa olmazıdır ama görünen o ki bu sınav sorularını hazırlayanların bırakın eğitimi, adil olmayı, pedagojiyi, moral değerlerinden bile bir haberler.

Keşke biraz empati yapabilseler, keşke aynı sınava kendileri ya da çocuklarının girdiklerini düşünüp ona göre hareket edebilseler? Ya da birileri çıkıp artık onlara da hesap sorsa ama nerdeee…

Özetin özeti: Çocuklarımızı eğitimden ve ülkemizden nefret ettirmeye hiç ama hiç kimsenin hakkı ve ayrıcalığı olmamalıdır!..

Yazının tamamı için tıklayın!