Medya
07 Eki 2012 12:11 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:14

''60'IN DEVİRMİŞ MÜNASİP BİR YERİNİN KILLARI AĞIRMIŞ YAZAR''

Taraf yazarı Barbaros Altuğ, darbe komisyonuna ifade veren Aydın Doğan ile iki usta kalemi topa tuttu..

Hayat bir bumerang

Çok da bir şey yapmaya gerek yok aslında; durup yerinde beklese insan, bir süre geçtikten sonra haklı ve haksız, arlı ve arsız, yalaka ve açıksözlü, iyi ve kötü ayrışıyor. Bir elekten un elermiş gibi; işe yarayanlar, hayatta bize lazım olacaklar gönül çanaklarımıza yavaşça yerleşirken, eleğin üstünde kalan çerçöp de bulanmaya çalıştıkları un elenince bütün çirkinliği ile gözümüzün içine bakıyor. İşte onlar ne kadar iyi saklanırlarsa saklansınlar hafıza oyunlarında, yerleri er ya da geç hayatın çöplüğü oluyor. Bu hafta istemeseler de ortaya çıkıverenlerin haftası; kim çöpmüş kim nimet siz karar vereceksiniz artık...

Kırk katır mı, kırk satır mı

Hep sonradan pişman oluyor Aydın Doğan; geçen hafta aniden öğrendik ki kendisi meğer Ahmet Kaya’nın toplumsal lincini başlatan Ertuğrul Özkök manşetini de hiç doğru bulmamış, Emin Çölaşan’ın “kudur kemancı” yazılarını da! Elbette günah çıkarmak dinimizde olmadığı için de herhalde ancak ifadeye çağrıldığında duyabildik bu incileri ağzından!

Emin Çölaşan’ı işten atmasını da “hep para istiyordu, artık yeter dedim, kovdum” mealinde açıkladı geçen hafta tamamen duygusal bu eski bankacı. Dün de Çölaşan “Yalancı seni” özetli yazısı ile (güya) cevap verdi kendisine. Ama herhalde Sözcü okurunun sadece başlıkları okumasına güvenip yazısına sıkıştırdığı bilgiler pek şahane. Okudukça anlıyoruz ki Aydın Doğan aynen dediği gibi defalarca açıktan para vermiş kendisine: “Bana kendiliğinden para verdi 1997-1998, 1999, 2002 ve 2006 yılları arasında” yazmış alenen. Ama esas güzellik “örtmenim örtmenim o da bana vurdu” müzevirliğindeki şu satırlar bence: “Başka Hürriyet yazarlarına da çeşitli zamanlarda para verdi. Burada isim vermek istemiyorum, bazılarına ayrıca evler, villalar, Beykoz konakları almıştır.” Gidin onlardan da hesap sorun diyor minik kuş açıkça; üstelik onlara Beykoz’da alınıp belli ki kendisinden esirgenen bu konaklar içinde ukde kalmış milli provokatörümüzün meğer. Bu düelloda elek üstünde herhalde birden fazla isim kalacak görünen o ki...

Parkta koli kesenler

60 yaşında olduğunu yazısından öğrendiğimiz ve eleğin üstündeki yerini bu hafta sağlamlaştıran Engin Ardıç Taksim projesine muhalif olanları işte böyle bir sepete atıvermiş. “Taksim Gezi Parkı” diyor “eşcinsellerin ilgi alanındadır”. O nedenle de Taksim Bizimdir diye projeye karşı çıkan karta kaçmış liberaller (öyle tanımlıyor) ancak parkta koli kesmiş olanlar (yani orada seks yapan eşcinseller) miş.

Taksim’deki tek yeşil alan olan Gezi Parkı’nı yok edecek olan ve onun yerine savaş zenginlerine rezidans ve AVM içeren projeye karşı çıkan bu kart liberaller’den Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu 1962 doğumlu, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu 1961. Beyoğlu Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün henüz 50 yaşında değil. Projeye karşı duran protest müzik grubu Bandista’nın kurucularından rahmetli Ali Aslanbay 1978 doğumlu idi; grubun diğer üyeleri de üç aşağı beş yukarı bu civarlarda.

Evet, en az 60 yaşında (doğruyu söylüyorsa elbette) münasip yerlerindeki kılları ağarmış ve para için her şeyi yazma konusunda meşhur bu adamın (2003 yılında Cem Uzan’dan aldığı paraların hakkını vermek için Uzan’ın gazetesinde “Ticaret ve siyaset puştları Cem Uzan’ı öldüremezler” yazan da işte bu Ardıç kuşu idi) idealleri uğruna savaşmayı göze alanları anlaması elbette zor, biliyoruz. Ama bari yalanlarına matematiği alet etme be kuşum! Kart liberali illa da tanımlamak gerekirse 60 yaşındaki paragöz bir köşe yazarı olabilir bu. 30’larında 40’larındaki mimarlar, işçiler, sanatçılar değil. Hem sonra el elden dil dilden üstündür; senin kadar terbiyesiz biri çıkıp da karşı taraftan “Taksim parkının katline alkış tutanlar 60 yaşında artık parkta koli kesemeyen yalakalardır” yazan da çıkar, bu yaşta dillere düşersin, maazallah.

Barbaros ALTUĞ/ TARAF